Yeni Şafak Gazetesi'nin haberine göre; ABD'de Suudi Arabistan'a 11 Eylül saldırılarından dolayı dava açılmasına imkan tanıyan yasa tasarının kabul edilmesi ve yasanın savunucusu Donald Trump'ın başkan seçilmesi, üst düzey Suudi yetkilileri ABD'deki finansal stratejileri konusunda yeniden düşünmeye itti.
Ulusal varlık fonunun karar mekanizmasına yakın bir isim, Suudi Arabistan'ın, Beyaz Saray'ın yeni yönünü ve 11 Eylül yasasının etkilerini anlayana kadar hükümet fonlarının ABD yatırımlarını durdurduğunu söyledi.
TRUMP, SUUDİ YATIRIMCIYA AMBARGO KOYUYOR
Kongre'de 11 Eylül yasasını oylama öncesinde Trump "Başkan seçilirsem masama gelen yasayı onaylayacağım" demişti. Suudi Arabistan'a yönelik bir başka tehdit de Trump'ın ABD petrol üretiminin arttırılmasına ve ithalatını sınırlandırmaya destek vermesi olmuştu. ABD rafinelerinde hisseleri olan Suudi şirketler petrokimya alanında genişlemek istiyor. Ancak Trump'ın danışmanları, Suudi Arabistan'ın ABD'de petrokimyasal tesislerine sahip olmasına karşı çıkıyor.
BİR SUÇLAMA DA BERLİN'DEN!
ABD ve Arap sermayesi arasında kriz baş gösterirken, Alman istihbarat servisleri Suudi Arabistan, Katar ve Kuveyt'i radikal ideoloji yayan gruplara kaynak sağlamakla suçladı. Alman 'Süddeutsche Zeitung' gazetesine sızdırılan rapora göre Körfez ülkelerinin, radikal ideoloji yayan camilere, dini okullara, radikal imamlara ve 'davet' gruplarına kaynak sağladığı belirtildi. Raporda, selefi hareketlerin, üç devlet tarafından "uzun süreli nüfuz stratejisinin" bir parçası olduğu savunuldu.
SUUDİ ARABİSTAN ALMANYA BÜYÜK ELÇİSİ, SUÇLAMAYI REDETTİ
Suudi Arabistan'ın Almanya büyükelçisi Awwas Alawwad, Selefizm'i destekleme suçlamalarını reddederek, Suudi yönetiminin camiler inşa etmediğini ya da ülkeye imam ihraç etmediğini ve "Alman Selefizm'i ile hiçbir bağlantısının" olmadığını söyledi.