Başsavcılıktan yapılan açıklamada, geçen ay "ülkenin güven ve istikrarını hedef alan örgütsel faaliyetlere" teşebbüs ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınan 17 kişinin, "Suudi Arabistan'a düşman örgüt ve kişilerle temas kurdukları ve iş birliği yaptıklarını itiraf ettiği" belirtildi.
Gözaltına alınan kişilerin, "ülkenin yüksek çıkarlarına zarar vermek için gizli olan resmi belgeler ile verileri elde etmek üzere hükümetin hassas yerlerinde görevli şahısları saflarına çektikleri" aktarılan açıklamada, sanıklar Suudi Arabistan'a düşman yabancı unsurlara mali ve manevi destekte bulunmakla suçlandı.
Konuyla ilgili gözaltına alınan 17 kişiden 5'i kadın, 3'ü erkek 8 kişinin, soruşturma süreci tamamlanıncaya kadar salıverilmesi yönünde talimat verildiği belirtilen açıklamada, haklarındaki suçların kanıtlanması ve kendilerinin de suçlarını itiraf etmesi dolayısıyla 9 kişinin gözaltı süresinin devam ettiği kaydedildi.
Açıklamada ayrıca gözaltındaki kişilere ilişkin soruşturmanın adil şekilde sürdürüldüğü ve aileleriyle iletişim haklarını kullanma imkanına sahip oldukları vurgusu yapıldı.
AVRUPA'DAN İNSAN HAKLARI ÇAĞRISI
Avrupa Parlamentosu (AP), Suudi Arabistan'a insan hakları savunucularına yönelik baskıcı politikalarına son verme çağrısında bulunmuştu.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Liz Throssell, 29 Mayıs'da BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen basın toplantısında, "herhangi bir açıklama yapılmaksızın" veya "ortada bir süreç olmadan" Suudi Arabistan'daki "keyfi gözaltı" ve "ortadan kaybolmalar"dan endişe duyduklarını söylemişti.
Ülkede 15 Mayıs'tan bu yana çoğunluğu kadın 13 aktivistin tutuklanmasından rahatsızlık duyduklarını ifade eden Throssell, Suudi Arabistanlı yetkilileri bu kişilerin yerlerini açıklamaya ve yargılanma haklarını garanti etmeye davet etmişti.
