TİMETURK | HABER MERKEZİ
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr'in Irak'a hafta sonu "sürpriz" bir şekilde gerçekleştirdiği ziyaret, Bağdat'ın İran hegemonyasından kurtulması ve yeniden Arap dünyasındaki yerini alması için uzatılmış "yardım eli" olarak nitelendiriliyor.
AA muhabirine konuşan Suudi Arabistan ve Iraklı uzmanlar, 27 yıl sonra bir Suudi Arabistan Dışişleri Bakanını Bağdat'a getiren en önemli etkenin "ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ın oluşturduğu İran karşıtı rüzgarı da arkasına alarak, Irak'taki İran nüfuzunu kırma çabası" olduğunu belirtiyor.
Söz konusu ziyaretin başta Trump'ın her fırsatta Irak'taki İran nüfuzundan duyduğu rahatsızlığı dile getirmesi olmak üzere birçok açıdan doğru bir zamanda gerçekleştirildiğini dile getiren uzmanlar, terör örgütü IŞİD'in Irak'ta kan kaybettiği bu dönemde çevredeki Arap aktörlerin bu ülkede iç barışı sağlayacak ortak bir zemin oluşturulması konusunda daha etkin rol alması gerektiğini ifade ediyor.
"KÖRFEZ ÜLKELERİ TRUMP FIRSATINI DEĞERLENDİRMEYE ÇALIŞIYOR"
Iraklı yazar ve siyasi analist İyad Duleymi, Cubeyr'in Bağdat'a yaptığı ziyaretin "ABD ile Körfez ülkeleri arasındaki çabalar kapsamında, Irak ile İran'ı birbirinden uzaklaştırmayı amaçladığı" görüşünü dile getirdi.
Trump'ın "ABD'nin Irak'ta 3 trilyon doları boşa harcamasına rağmen burada hakim olan gücün İran olduğu" yönündeki sözlerini hatırlatan Duleymi, "Körfez ülkeleri, her fırsatta Tahran yönetiminin Irak'taki nüfuzundan duyduğu rahatsızlığı dile getiren Trump fırsatını değerlendirmeye çalışıyor" dedi.
"Körfez ülkeleri, Irak'ın kendileri için ne kadar önemli olduğunu biliyor" diyen Duleymi şunları söyledi:
"Bağdat yönetimi de ülkesinin İran'ın etki alanından uzaklaşması yönünde ABD ile Körfez ülkelerinin ortak bir irade sergilediğinin farkında. Cubeyr'in ziyaretinin başta Irak-Suudi Arabistan ilişkileri olmak üzere Irak ile Körfez ülkelerinin geleceği için de olumlu yansımaları olacak."
Duleymi, ziyaretin ayrıca Irak'ta DEAŞ'ın geri çekilmeye başladığı, ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun desteğini alan Irak güçlerinin örgütün ülkedeki son kalesi durumundaki Musul'da kontrolü sağlamaya yaklaştığı bir dönemde gerçekleşmiş olmasının da anlamlı olduğuna dikkati çekti.
Ziyaretin Bağdat'taki yansımalarına ilişkin ise Duleymi, "Bu ziyaret, aynı zamanda Irak Başbakanı Haydar el-İbadi'nin de Suudi Arabistan'la ilişkileri güçlendirmek suretiyle, İran'ın ülkedeki nüfuzu konusunda bir denge oluşturma yönünde isteği olduğunu ortaya koyuyor" değerlendirmesinde bulundu.
"BAZI ŞİİLER RAHATSIZ..."
Irak'ta bu ziyaretten rahatsız olan tarafların bulunduğunu belirten Duleymi, "Burada iki ülke arasındaki olumlu ilişkilerin kapısının aralanmasından mutlu olmayan bir kesim var. Hülasa bunlar İran ajandası bulunan Şiiler ki bu kesimin daha önce de Irak'ın çevre Arap ülkeleriyle ilişkilerinin zarar görmesinde hatırı sayılır etkisi olmuştu" görüşünü dile getirdi.
Iraklı yazar, "İran'ın Irak'taki kanatlarını kesme anlamına gelen bu merhalede İbadi'nin alacağı inisiyatif, niyetini ve gücü ortaya çıkaracaktır" ifadelerini kullandı.
Duleymi ayrıca, Bağdat yönetiminin bu fırsatı iyi değerlendirememesi halinde, Irak ve Suriye'de dünyanın savaştığı terör örgütü DEAŞ'ın daha korkunç bir şekilde geri döneceğini belirterek, kırılan testi için ağlamanın Irak için fayda sağlamayacağını vurguladı.
"YENİDEN ARAP DÜNYASINA DÖNEBİLMESİ İÇİN IRAK'A UZATILMIŞ BİR YARDIM ELİ"
Öte yandan Suudi Arabistan'ın "El-Hayat" gazetesi yazarlarından Suud er-Rayis, Cubeyr'in Bağdat'a yaptığı ziyaretin "İran'ın Irak siyasetine çelme takma" anlamı taşıdığını savundu.
Rayis, "Cubeyr gibi üst düzey bir ismin ziyareti şüphesiz büyük anlamlar taşıyor. Bu ziyaret, İran tarafından Arap dostları ile arasına duvar örülmeye çalışılan Irak'ın\ yeniden Arap dünyasına dönebilmesi için Irak'a uzatılmış bir yardım elidir" dedi.
Trump'ın bölgede izlediği siyasetin, bu ziyaretin hedeflerinin gerçekleşmesine yönelik etkisine ilişkin ise Rayis şunları söyledi:
"Trump bölgeyi kendi açısından okuyor ve bu okumalardan yola çıkarak bir siyaset belirliyor. Kesinlikle Trump, İran'ı bölge istikrarını sarsan rolünden vazgeçirmek için çalışacaktır. Tahran da şartların eski Başkan Barack Obama dönemindeki gibi olmadığının farkında."
IRAK'IN "FARS etkisinden uzak Arap kimliğine" dönmesi yönündeki inanç
Suudi Arabistan-Irak ilişkileri hakkında da değerlendirmelerde bulunan Rayis, Riyad yönetiminde geç de olsa Irak'ın Fars etkisinden uzaklaşarak yeniden Arap kimliğini hatırlaması ve Arap dünyasındaki yerini almasının zamanı geldiği yönünde bir inancın oluştuğunu söyledi.
Rayis, "Irak ile Suudi Arabistan ortak sınıra sahip komşu ülkeler. Irak'ın istikrarı Suudi Arabistan ve bölgenin çıkarınadır. İki ülke arasında 'terörle mücadele' gibi son derece önemli bir ortak hedef var" diye konuştu.
Suudi Arabistan'ın Bağdat'a yeni büyükelçi atamasına ilişkin Rayis şunları kaydetti:
"Suudi Arabistan'ın Irak'ta Büyükelçisi bulunuyordu ve aralarında yakınlaşma sinyalleri verilmişti. Ancak Irak'ın kararları üzerindeki İran hegemonyası Bağdat'ın bölgeyle ilgili tasarruflarında etkili oldu. Bugün Suudi Arabistan geç de olsa Irak'ın yeniden Arap dünyası içerisindeki yerini alması için şartların olgunlaştığını ve bunun için uygun zaman olduğunu düşünüyor."
Irak'ın şu anda İran başta olmak üzere dış ülkelerin müdahalelerinden uzak bir şekilde kendi politikalarını belirlemesi için şartların uygun olduğunu kaydeden Rayis, "Irak ile Suudi Arabistan arasında diyalog kanallarının açılması iki taraf açısından da olumlu bir girişim olacaktır. Dolayısıyla büyükelçilerin bulunması iki ülke arasındaki bakış açısının yakınlaştırılmasına hizmet edecektir" diye konuştu.