Suudi Arabistan'ın her zaman Lübnan'ın güven ve istikrarını desteklemenin yanı sıra Başbakan Hariri'ye de her türlü desteği sağladığı savunulan açıklamada, İran ve Hizbullah'a yönelik suçlamalara yer verildi.
"Bütün kanıtlar, Lübnan ve bölgeyi istikrarsızlığa sürüklemeye çalışanın İran ve onun uzantıları olan terör örgütü Hizbullah gibi oluşumlardır." denilen açıklamada, eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri'ye yönelik 2005'te gerçekleştirilen suikastın arkasında da söz konusu oluşumların olduğu öne sürüldü.
Açıklamada ayrıca Suudi Arabistan'ın, başta İran ve uzantıları olmak üzere bölgede yıkımdan yana olan güçlerle savaşmak için Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile çalışmaya istekli olduğuna da işaret edildi.
NE OLMUŞTU?
Lübnan Başbakanı Saad Hariri, 4 Kasım 2017'de Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da görevinden istifa ettiğini açıklamıştı. İstifa konuşmasında, "Hizbullah ve İran'ın bölgeyi istikrarsızlaştırdığını" söyleyen Hariri, "kendisine suikast düzenlenebileceği endişesi taşıdığını" dile getirmişti.
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn da Hariri'nin istifasının ardından yaptığı açıklamada, "Hariri'nin şu an bulunduğu şartlardan dolayı endişeliyiz. Kendisi Lübnan'a dönmeli ve istifa gerekçelerini açıklamalıdır. Bunu yapmadığı sürece istifası geçerli değildir." demişti.
Hariri, istifa açıklamasından 17 gün sonra 21 Kasım'da ülkesine dönmüş ve 22 Kasım'da yaptığı açıklamada, "İstifa konusunu Cumhurbaşkanı Avn ile görüştüm. Avn, istifamı bekletmemi ve konuyla ilgili daha fazla istişarede bulunmamı istedi. Avn'ın bu isteğini kabul ettim." sözleri ile istifa kararını ertelediğini duyurmuştu.
Lübnanlı yetkililerin, bu süreçte Saad Hariri'nin Suudi Arabistan'da alıkonulduğu ve istifaya zorlandığını iddia etmesi üzerine iki ülke arasındaki ilişkilerde olumsuzluklar yaşanmıştı.