İranlı uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Samedli, "İran'ın siyaseti, 1981 yılında göreve başlayan ve 16 yıl Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturan Ali Ekber Velayeti'den beri, Ermenistan'a daha yakın olmak ve Azerbaycan'a baskı uygulamak oldu." dedi.
İran, yaklaşık 40 yıldır Ermenistan'la yakınlaşma politikası güttüğü ve "Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne saygı gösterme" söylemleriyle yetindiği için Dağlık Karabağ sorununa yönelik siyaseti nedeniyle eleştiriliyor.
Tahran yönetiminin, Ermenistan askerlerinin Azerbaycan'ın Tovuz bölgesini işgal girişimini protesto etmek isteyen ülkedeki Türkleri engellenmesi dikkati çekti.
Buna karşılık aynı yönetim, her yıl "sözde Ermeni soykırımı" gerekçesiyle başkent Tahran'da düzenlenen gösterileri himaye ediyor. Bu çifte standart, İran'ın Azerbaycan'la Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ krizine yaklaşımında da gözleniyor.
İranlı uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Ferzad Samedli konuyla ilgili, Tahran siyasetinin Azerbaycan'dan ziyade Ermenistan'a daha yakın olduğunu söyledi.
Samedli, "Bu konuda İran'ın siyaseti, 1981 yılında göreve başlayan ve 16 yıl Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturan Ali Ekber Velayeti'den beri, Ermenistan'a daha yakın olmak ve Azerbaycan'a baskı uygulamak oldu. Tabiki bu tutum Velayeti'den mülhem değil, İran devletinin genel politikasıdır." dedi.
"İran, Dağlık Karabağ için çaba göstermelidir"
İran'ın Dağlık Karabağ krizine yönelik ulusal çıkarları gözetmeksizin uyguladığı etnisite temelli politikasının çelişkili davranışlara yol açtığını dile getiren Samedli, bu durumdan en çok İran halkının zarar gördüğünü belirtti.
Samedli, "İran yönetimi, nüfuzun çoğunluğunu oluşturan, ekseriyeti Şii mezhebine bağlı ve ülke ticaretini elinde bulunduran Türklerin istekleri doğrultusunda ve uluslararası anlaşmalara uygun olarak, Türkiye ve Pakistan gibi İslam ülkelerinin yolunu tutmalı ve Dağlık Karabağ'ı işgal eden Ermenistan'ın bu topraklardan çıkması için çaba göstermelidir." ifadelerini kullandı.
"Tahran yönetimi, Azerbaycan'ın
kalkınmasından rahatsız"
Tahran yönetiminin zaman zaman "Azerbaycan Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi" açıklamalarının, pratiğiyle çeliştiğini dile getiren Samedli, "İran, Azerbaycan'ın İsrail yönetimiyle iyi ilişkiler kurması nedeniyle serzenişte bulunan Tahran yönetimi, aynı tavrı Ermenistan'a göstermiyor. İran, Bakü-Tel Aviv ilişkisinden rahatsız olmaktan ziyade, Azerbaycan'ın kalkınması ve böylece İran Türklerinin yöneliş merkezi olma potansiyelinden rahatsız oluyor." şeklinde konuştu.
İranlı Uluslararası ilişkiler uzmanı ve İran'ın eski Bakü Büyükelçisi Dr. Efşar Süleymani, Tahran yönetiminin yürüttüğü Azerbaycan-Ermenistan barış görüşmelerini Rusya'nın baltaladığını söyledi.
Süleymani, "Ermenistan'ın Dağlık Karabağ'a saldırısı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin AGİT Minsk Grubu'nun çabalarıyla 1994'te imzalanan ateşkes anlaşmasını ihlaldir." dedi.
"Rusya, İran'ın arabuluculuk
çabalarını boşa çıkardı"
İran'ın, Ermenistan'ın Karabağ'ı işgali konusundaki duruşunu değerlendiren Süleymani, "İran 28 yıl önce Bakü-Erivan arasındaki görüşmelere ev sahipliği yaptı. Bu görüşmelerin sonunda, ateşkesle ilgili üçlü bildiri yayınlanırken diğer bir yandan Azerbaycan'ın Şuşa şehri Ermenistan güçleri tarafından işgal edildi. Bu olay Rusya'nın işiydi. Çünkü Rusya bu bölgede etkin güç olmak istiyordu. Rusya, İran'ın arabuluculuk çabalarının boşa çıkmasına neden oldu." diye konuştu.
Tahran yönetiminin Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne saygı göstermesi gerektiğini dile getirdiğini ifade eden Süleymani, bu tavrın işgal edilen bölgelerin Ermenistan'ın elinden kurtarılması anlamına geldiğinin altını çizdi.
Süleymani şunları söyledi:
"İran, Tahran görüşmeleri sonrasında da Azerbaycan'a çeşitli yardımlarda bulundu. Örneğin, Azerbaycan askerlerine eğitim verdi ve yaklaşık 100 bin sığınmacıya barınma imkanı sağladı. Bişkek Protokolü ve Minsk Grubu'nun çabalarıyla ateşkes anlaşması sonrası İran ara buluculuk imkanını kaybetti. Bu görüşmeler ABD ve Rusya'nın arabuluculuğu çerçevesinde devam etti fakat sonuca varmadı."
"İran, Azerbaycan'a yardım
etmemekle suçlanıyor"
İran'ın Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerindeki tutumuna yönelik eleştirileri değerlendiren Süleymani, "İran, petrol ve gaz vererek Ermenistan ekonomisinin güçlenmesine ve böylelikle Dağlık Karabağ'ın işgal sürecinin devam etmesine neden olmak ve diğer taraftan, din, dil ve kültür birliği olan Azerbaycan'a ise pek yardım etmemekle suçlanıyor." şeklinde konuştu.
Süleymani, şöyle devam etti:
"İran, Ermenistan'la turizm alanında iş birliği konusunda Azerbaycan'ın çıkarına uygun hareket etmeliydi ama böyle yapmadı. Azerbaycan'la Ermenistan arasına girmekten kaçınan Tahran yönetimi, sadece Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne saygı gösterme açıklamalarıyla kendini kurtaramaz. Bu konu Ermenileri dahi rahatsız ediyor."
Süleymani, "Şu anki durum devam edecektir. Karabağ sorununda kilit ülke, ABD ve Fransa'dan önce Rusya'dır. İran da bu konuda bir şey yapamaz. Hazar Denizi'ndeki çıkarlarını dahi koruyamayan Tahran yönetiminden, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin çıkarlarını koruması beklenemez." değerlendirmesini yaptı.