11 Eylül'den iki gün önce El Kaide tarafından öldürülen ve ‘Penşir Aslanı' ve 'efsane komutan' olarak anılan Tacik kökenli Ahmed Şah Mesud'un oğlu Ahmed Mesud, babasının Afganistan'daki savaşına geri dönüyor. 16 Ağustos'ta Fransız La Regle du Jeu'ya hitaben yaptığı açıklamada, Afganistan'ın Penşir bölgesinden Taliban'a karşı direnişin başına geçti.
Babası Taliban tarafından öldürülen Ahmet Mesud, İngiltere'de tamamladığı eğitiminin ardından ülkesine dönerek Taliban'a karşı mücadeleye girişti. Tacik etnik grubu üzerinde etkili olan Ahmed Mesud, tüm direnişçilere bölgede toplanma çağrısı yaptı.
Ahmed Mesud'un Fransız La Regle du Jeu'ya yaptığı açıklama şöyle:
Afgan halkı, sevgili Mücahitler, tüm dünyada özgürlük dostları!
Afganistan'da tiranlık galip geldi.
Kölelik, gürültü ve öfke içinde tutulur.
Şehit ülkemizin korkunç intikamı olacaktır.
Kabil zaten inliyor.
Vatanımız prangaya vurulmuş.
Hepsi kayıp mı?
Numara.
Ulusal kahraman ve Komutan Mesud'dan Afganların özgürlüğü için verdiği mücadeleyi miras aldım.
Bu kavga artık benim, geri dönüşü yok.
Silah arkadaşlarım ve ben, köleliği reddeden ve ölmekte olan ülkemizin son özgür bölgesi olan kalemiz Penşir'de bana katılmaya çağırdığım tüm özgür Afganlarla birlikte kanımızı vereceğim.
Sizinle konuşuyorum, tüm bölgelerden ve tüm kabilelerden Afganlar ve sizi bize katılmaya davet ediyorum.
Size, sınırlarımızın ötesinde, kalbinde Afganistan olan Afganlara sesleniyorum ve burada, Penşir'de umudunu kaybetmemiş yurttaşlarımız olduğunu söylemek istiyorum.
Fransa'da, Avrupa'da, Amerika'da, Arap dünyasında, başka yerlerde, geçmişte Sovyetlere karşı, yirmi yıl önce Taliban'a karşı özgürlük mücadelemizde bize çok yardımcı olmuş olan hepinize sesleniyorum: Özgürlüğün dostu sevgili kardeşlerim, geçmişte olduğu gibi yine bize yardıma mı gidiyorsunuz? Size olan güvenimiz sonsuz.
Biz Afganlar 1940 yılında Avrupa'nın durumundayız.
Penşir dışında, fiyasko tamdır.
Tek başımıza kaldık.
Asla boyun eğmeyeceğiz.
Bir Fransız yazar arkadaşıma, Kabil'in düşmesinden bir gün önce Winston Churchill'in kan ve gözyaşı vaat eden cümlesini aktardım.
Bugün General de Gaulle'ün ordusunun bozguna uğratılmasından sonra Fransa'nın bir muharebeyi kaybettiğini ama savaşı kaybetmediğini söyleyen cezasını düşünüyorum.
Biz Afganlar Kabil savaşmadığı için bir muharebeyi kaybetmedik.
Savaşçılarımız, yaşlı ve genç Mücahitler burada yeniden silahlanmaya başladılar.
Bize ruhen veya doğrudan destek yoluyla katılın.
Mümkün olduğu kadar çok özgürlük dostları olun.
Ezilenlerin tiranlığa karşı ebedi direnişinin yeni bir sayfasını birlikte yazacağız.
Ve Allah'ın yardımıyla üstesinden geleceğiz.
