İlluminati, uzun yıllardır çok sayıda komplo teorisinin merkezinde. Bu teorilere inanan birçok kişi, İlluminati'nin tarihte büyük devrimlerden suikastlara kadar birçok olayın arkasında bulunduğunu, nihai amacı dünyayı ele geçirmek olan gizli ve çok güçlü bir yapı olduğunu düşünüyor.
Oysa İlluminati hem 245 yıl önce kurulmuş hem de komplo teorilerinin merkezindeki bu hayali topluluğa verilen isim.
Peki ama İlluminati gerçekte nasıl bir oluşumdu? Dünyayı kontrol ediyorlar mıydı? Tarihin bu en çekici ve gizemli topluluklarından biri hakkında bilinenleri 12 maddede bir araya getirdik.
1. Orijinal İlluminati neydi?
İlluminati Düzeni veya İlluminati, bugün Almanya'nın bir parçası olan Bavyera'da hukuk profesörü Adam Weishaupt tarafından kurulan gizli bir topluluktu.
1776-1785 yılları arasında faaliyet gösterdi. Başlangıçta üyeleri kendilerini "mükemmeliyetçi" olarak tanımlıyordu.
Grup, Aydınlanma Dönemi ilkelerinden ilham alıyordu.
Weishaupt, aklın ve eğitimin öne çıkarılmasını savunuyor ve hurafeler ve dinin etkisinin toplum üzerinden kaldırılmasını istiyordu.
Weishaupt, Avrupa'daki devletlerin yönetim biçimini değiştirmeye, dinin devlet üzerindeki etkisini ortadan kaldırmaya ve insanlara yeni bir "aydınlanma" kaynağı sağlamaya çalışıyordu.
Bavyera'daki İlluminati'nin ilk toplantısının 1 Mayıs 1776'da Ingolstadt yakınlarındaki bir ormanda yapıldığı düşünülüyor. Bu toplantıda bir araya gelen beş kişi, kurulan gizli düzenin kurallarını belirledi.
Zaman içerisinde, grubun hedefleri de siyasi kararları etkileme ve monarşi ile Kilise gibi kurumları zayıflatmaya yöneldi.
İlluminati'nin bazı üyeleri, cemiyete yeni isimler katmak için Masonlara katıldı.
Adını Antik Roma'da bilgelik tanrıçası Minerva'dan alan kuş, bu cemiyetin de sembolü oldu.
Cemiyetin sembolü olan Minerva Kuşu kabartması
2. İlluminati'nin Masonlarla ilişkisi nasıldı?
Masonlar, aslında temeli Orta Çağ'ın taş ustaları ve katedral inşaatçılarının loncalarına dayanan bir kardeşlik cemiyeti.
Aralarında ABD'nin de olduğu bazı ülkelerde, Masonlar konusunda ezelden beri belirli bir paranoya var. Hatta ABD'de 1828'de, Mason Karşıtları Parti olarak da bilinen bir siyasi hareket bile ortaya çıktı.
İlluminati'nin ilk dönemlerinde çok sayıda Masonu da üye aldığından, bu iki grup sıklıkla birbirlerine karıştırıldı.
3. İlluminati'ye nasıl üye olunuyordu?
İlluminati'ye birinin kabul edilmesi için diğer tüm üyelerin rıza göstermesi gerekiyordu.
Üyeliğin diğer şartları varlıklı ve iyi bir itibara sahip olmak olarak sıralanıyordu.
Ayrıca, İlluminati üyelerinin arasında hiyerarşik bir sistem vardı.
İlk girişte "çaylak" unvanı veriliyordu. Bu aşamanın ardından "çırak" ve daha sonra da "aydınlanmış" çırak olarak ilk aşama tamamlanıyordu.
Ancak daha sonra bu yapı daha karmaşık bir hale getirildi ve üyelik sürecinin tamamlanması 13 aşamaya çıkartıldı.
4. İlluminati'ye üyelik için ne tür ritüeller yapılıyordu?
Bu yapının birçok ritüele sahip olduğu bilinse de bunların tamamı halen gün yüzüne çıkmış değil.
Bilinenlerden birisi üyelerinin, gerçek kimliklerini saklamak için takma isimler kullanması.
Aradan geçen zaman içerisinde bulunan bazı belgeler, bu yapının da işleyişine ışık tuttu.
Çaylakların üst seviyelere çıkabilmesi için şu adımları atması gerekiyordu:
Sahip oldukları tüm kitaplar hakkında bir rapor hazırlamak,
Zaaflarının listesini yapmak,
Düşmanlarının isimlerini vermek.
Çaylaklar, üyeliğe kabul öncesinde kişisel çıkarlarını toplumun iyiliğine feda edeceklerine söz veriyordu.
5. Her şeyi gören göz nedir?
Üçgen içinde bir göze benzeyen bir sembol olan "Her Şeyi Gören Göz", dünyanın birçok yerinde kiliselerde, Mason binalarında ve ABD dolarının üzerinde yer alır.
Bu sembol her ne kadar Masonluk ile ilgili görülse de, çoğu zaman dünyayı kontrol ve gözetleme sembolü olarak İlluminati ile de ilişkilendiriliyor.
Piramit ve "Her Şeyi Gören Göz" sembolü ABD'nin resmi amblemi ve paralarının üzerinde de yer alıyor
Bu sembol, aslında Hristiyanlık'ta da var. "Her Şeyi Gören Göz" Tanrı'nın gözünü insanlığın üzerinde tutmasını temsil etmek için kullanılıyor. Bu nedenle de sembole "Tanrı'nın Gözü" de denebiliyor.
Ancak bu sembol 18'inci yüzyılla birlikte farklı şekillerde de kullanılmaya başlandı. Örneğin, 1789 Fransız Devrimi'nin ardından Kurucu Meclis'te kabul edilen İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi'nin Jean-Jacques-François Le Barbier tarafından yapılan görsel tasvirinde de bu sembol yer alıyor.
Bildirinin tasvirinde kullanılan bu sembol, yeni demokratikleşmiş bir ulusun gelişimini takip eden koruyucu bir aklı temsil ediyor.
Bu sembolle, İlluminati arasında resmi bir bağlantı bulunmuyor. Bu ilişkilendirmenin, İlluminati'nin, bunu Tanrı'yı temsil eden bir sembol olarak kullanan Masonlara benzetilmesi ve hatta bazı durumlarda bu iki cemiyetin birbirine karıştırılmasından kaynaklandığı düşünülüyor.
6. İlluminati dünyayı ele geçirdi mi?
Bugün dünyanın İlluminati tarafından kontrol edildiğine inanan insanlar var. Bu kişiler, İlluminati'nin çok ama çok gizli bir cemiyet olduğunu ve yalnızca az kişi tarafından bilindiğini düşünüyor.
İlluminati'nin birçok üyesinin Mason cemiyetiyle de ilişkisi olduğundan bu yapının ne kadar başarılı olduğunu anlamak güç.
Birçok tarihçi, aslında bu cemiyetin faaliyet gösterdiği dönemlerde de çok da fazla etkili olmadığını düşünüyor.
7. Ünlü İlluminati üyeleri var mıydı?
1782'ye gelindiğinde cemiyet, yaklaşık 600 üyeye ulaşmıştı.
Bu üyeler arasında eski bir Mason olan Alman Kraliyet Ailesi'nden Baron Adolph von Knigge gibi isimler de vardı.
Von Knigge, cemiyetin örgütlenme yapısının ve genişlemesinin şekillenmesine yardımcı olmuştu.
İlk dönemlerinde cemiyetin üyelerini yalnızca Weishaupt'ın öğrencileri oluşturuyordu.
Ancak zaman içerisinde doktorlar, avukatlar ve dönemin aydınları da bu cemiyete katıldı.
1784 yılında ise cemiyetin üye sayısı 2 ile 3 bin aralığında veriliyor.
Bazı kaynaklar ünlü yazar Johann Wolfgang von Goethe'nin de bu oluşumu katıldığını söylese de bu iddia henüz kanıtlanmış değil.
8. İlluminati neden ortadan kayboldu?
Bavyera Dükü Karl Theodor, 1784'te daha önce kanunla kuruluşuna izin verilmemiş tüm toplulukları yasakladı ve ertesi yıl da İlluminati'yi açıkça yasaklayan ikinci bir karar çıkardı.
İlluminati üyesi olduğundan şüphelenilen kişiler tutuklandı. Bu operasyonlar sırasında şüphelilerde ateizm ve intihar gibi fikirleri savunan ve kürtaj yapma sürecinin detaylarının yer aldığı o dönem suç niteliği taşıyan bazı belgelere ulaşıldı.
Elde edilen bu belgeler, grubun hem devlet hem de Kilise için bir tehdit olduğu inancını pekiştirdi.
Bu dönemden sonra İlluminati Düzeni de ortadan kalktı. Ancak bazıları varlığını halen sürdürdüğüne inanıyor.
Johann Adam Weishaupt (1748-1830)
9. Adam Weishaupt'a ne oldu?
Adam Weishaupt, Ingolstadt Üniversitesi'ndeki görevinden alındı.
Bavyera'dan sürgün edildikten sonra hayatının geri kalanını Thüringen-Gotha'da geçirdi ve 1830'da öldü.
10. İlluminati efsanesi neden varlığını sürdürüyor?
İllüminati, bir cemiyet olarak dağıtılmasının hemen ardından hakkında bir dizi komplo teorisi yayılmaya başladı.
Fransız yayıncı ve Cizvit din adamı Abbé Augustin Barruel, 1797'de İlluminati Düzeni gibi gizli toplulukların Fransız Devrimi'ne öncülük ettiğini öne sürdü.
Bundan bir yıl sonra ABD'nin ilk Başkanı George Washington'ın yazdığı bir mektupta İlluminati tehdidinin savuşturulduğu yönündeki ifadeleri, bu cemiyetin gizlice varlığını sürdürdüğünün işareti olarak yorumlandı.
Daha sonra bu cemiyeti kınayan kitaplar ve dini vaazlar ortaya çıktı. ABD'nin üçüncü başkanı Thomas Jefferson, haksız yere bu cemiyete üye olmakla suçlandı.
11. İnsanlar bugün neden hala İlluminati'ye inanıyor?
Dünya üzerinde hakimiyet kuran bir örgüt olarak İlluminati fikri, hiçbir zaman geçerliliğini yitirmedi ve bugün bile halen popüler kültürde kendini gösteriyor.
1963 yılında "Principia Discordia" başlığıyla, "Discordianism" adı altında alternatif bir inanç sistemini oluşturmayı hedefleyen bir metin yayımlandı. Anarşizm ve sivil itaatsizlik çağrısı yapan bu grubun destekçileri arasında yazar Robert Anton Wilson da vardı.
Discordianismin bazı destekçileri, bazı dergilere gönderdikleri ve içeriğindeki iddiaların doğruluk niteliği taşımadığı mektuplarda John F. Kennedy suikastı gibi olayların İlluminati'nin işi olduğunu öne sürdü.
Wilson daha sonra Robert Shea ile birlikte kült haline gelen ve Dan Brown'ın Şeytanlar ve Melekler kitabı gibi yeni bir komplo kurgu türüne ilham veren "The Illuminatus! Trilogy" adlı bir kitap yayınladı.
Zamanla İlluminati ile Satanizm ve diğer bazı başka yapılanmalar arasında da ilişkiler kurulmaya çalışıldı.
12. Yeni Dünya Düzeni nedir ve İlluminati ile nasıl bağlantılıdır?
Yeni Dünya Düzeni adı verilen komplo teorisi, dünyanın bir grup seçkin tarafından yönetildiğine inanıyor ve meydana gelen birçok olayın bu grubun bir planı olduğunu düşünüyor.
Çok sayıda ABD başkanına ek olarak, Beyoncé ve Jay-Z gibi birçok ünlünün de bu grubun üyesi olduğu öne sürülüyor. Bu isimlerin ikisi de haklarındaki iddiaları yalanlıyor.
Kaynak: BBC Türkçe