Uluslararası Af Örgütü ile merkezi Kanada'nın Waterloo kentinde bulunan ve bir silahsızlanma grubu olan Project Ploughshares'in ortak hazırladıkları bir raporda, Justin Trudeau'nun başbakanlığındaki Kanada Hükümetinin, Suudi Arabistan'a silah satışını durdurmayı reddederek uluslararası hukuku hiçe saydığı belirtildi.
İki uluslararası kuruluşun, "Güvenilir Kanıt Yok: Kanada'nın Suudi Arabistan'a Silah İhracatının Kusurlu Analizi" başlıklı 49 sayfalık raporda Kanada'nın, Silah Ticareti Antlaşması'nın temel hükümlerini görmezden geldiği için "temelde kusurlu" olduğuna işaret edildi.
Suudi Arabistan'ın, ABD dışında Kanada askeri mallarının en büyük müşterisi olmaya devam ettiği vurgulanan raporda, dönemin Kanada Dışişleri Bakanı François-Philippe Champagne'in, 2020 yılında Suudi Arabistan'a yeni silah ihracatı başvurularını gözden geçirme konusundaki moratoryumu kaldırdığı hatırlatıldı.
Bunun, uluslararası insan hakları hukuku, uluslararası insancıl hukuk ve cinsiyete dayalı toplumsal şiddet ihlallerini işlemek veya kolaylaştırmak için kullanıldığına işaret edilen raporda, şu görüşlere yer verildi:
"Böylece Kanada, 'ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüğü haklarının baskı altına alındığı' bir ülke olan Suudi Arabistan'a 2020'de 1,3 milyar dolardan fazla askeri mal ihraç etti. Suudi askerleri tarafından kullanılan Kanada yapımı hafif zırhlı araçlar, Suudi Arabistan-Yemen sınırındaki çatışmalarda görüntülendi. Kanada yapımı keskin nişancı tüfekleri, Yemen hükümet askerlerinin veya onların vekil güçlerinin elinde görüntülendi. Suudi Arabistan, İran destekli Husi isyancılara karşı Yemen hükümetini destekleyen Ortadoğu ve Afrika ülkeleri koalisyonunun lideri olarak 2015'ten beri Yemen'de bir savaşa bulaşmış durumda. Avrupa Parlamentosu da dahil olmak üzere insan hakları grupları ve Batılı siyasi liderler, Suudi Arabistan'a silah satışlarının dondurulması çağrısında bulundu. BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'ne göre, Yemen savaşında yaklaşık çeyrek milyon insan öldü."
Yemen konulu bir uzmanlar panelinde, Kanada'nın "Yemen savaşını körüklemeye yardımcı" olarak adlandırıldığına dikkat çekilen raporda, Haziran 2020'de Yemen'deki çatışmayı yürütenlere silah satan ülkeler listesine Kanada'nın da dahil edildiği belirtildi.
Uluslararası Af Örgütü ve Project Ploughshares raporunda, Kanada'nın tüm bu gelişmelerden sonra da Suudi Arabistan'a silah ihracatı konusundaki görüşünü değiştirmediğinin altı çizildi.
Küresel Silah Ticareti Antlaşmasının, imzacı ülkelerin ihraç edecekleri askeri mallar konusunda uyacakları hükümleri içerdiği hatırlatılan raporda, Kanada'nın da bu antlaşmaya 2019 yılında katıldığı bildirildi.
Antlaşma hükümlerine göre, "barış ve güvenliği baltalayacak veya uluslararası insani veya insan hakları hukukunun ciddi ihlaline neden olacak veya bunu kolaylaştırmak için kullanılması potansiyeli" bulunan ihraçların, "önemli risk" kaydı ile üye devlet tarafından engellenmesi gerekiyor.
Raporda Kanada'nın, "önemli risk" unsurunu hafifletmek için eldeki delillerden işine geleni kullandığı belirtildi. Satış kararı 2014'de verilmişti
Dönemin Kanada Başbakanı Stephen Joseph Harper zamanında, Ontario eyaletinde kurulu GDLS'nin ürettiği LAV tipi askeri araçlara talip olan Suudi Arabistan, 928 araçlık bir satın alma gerçekleştirmişti.
2014 yılında işlemleri tamamlanan satış, 2015 yılında iktidara gelen Justin Trudeau hükümeti tarafından askıya alınmıştı.
Kanada kamuoyunda uzun süre tartışmalara neden olan satış, dönemin Dışişleri Bakanı Stephen Dion'un girişimleriyle onaylanmış ve gerçekleşmişti.
Antlaşmaya ilişkin resmi açıklamada Kanada, Suudi Arabistan'a 928 adet LAV-6 modeli "hafif silahlı araç" sattı.
Kanada basınına daha sonra yansıyan haberlerde ise bu araçlardan sadece 354'ünün standart askeri personel taşıyıcı olduğu, 119'unun ağır saldırı tipi LAV-6 olarak üretildiği ve bu modellerin taretlerine yerleştirilmiş güçlü 105 milimetrelik topları bulunduğu aktarıldı.
LAV-6'ların 119'unun anti-tank araçlar olarak yapılandırıldığı kaydedilen haberlerde, 119 adetlik bir başka grubun da 30 milimetrelik makineli tüfekle donatılmış doğrudan ateş desteği verebilecek özellikte olduğu, kalan araçlar arasında ise ambulanslar, mobil kumanda üniteleri, VIP taşıma ve vinçlerle donatılmış kurtarma araçlarının bulunduğu bilgisine yer verildi.
Kanada'nın Suudi Arabistan'a ihraç ettiği silahların, Yemen'de kullanıldığına ilişkin, aradan geçen zaman içinde dünya ve Kanada basınında kapsamlı haberler de yer aldı.
Kanada'nın, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi olayı nedeniyle bir süre askıya aldığı silah ihraç izni, dönemin Kanada Dışişleri Bakanı François-Philippe Champagne tarafından 2020 yılında kaldırılmıştı.