Trump: Az eğitimli insanları seviyorum
ABD seçimlerine Cumhuriyetçilerin aday adayı olarak katılan ırkçı ve İslam karşıtı Donald Trump'ın, Süper Salı'daki başarısının nedenleri?

Oluşturma Tarihi: 2016-03-03 11:07:16

Güncelleme Tarihi: 2016-03-03 11:07:16

Al Jazeera'nin AFP'den edindiği habere göre: Ağzına geleni söyleme, Papa'yla bile ağız dalaşına girme, faşist lider Mussolini'nin sözlerini Twitter'dan paylaşma, Müslümanları ülkeye sokmama çağrıları, Meksika sınırına duvar örme vaadi... Liste uzun. ABD'de Cumhuriyetçi Parti'nin başkan aday adayı Donald Trump Süper Salı'da elde ettiği avantajla partinin başkan adayı olmaya yakın. Peki Trump nasıl bu noktaya geldi?

ABD'de Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayları arasında yarışı önde götüren emlak kralı Donald Trump, bir keresinde katıldığı televizyon programında "Ülkemin dolandırıldığını görmekten bıktım" demişti. Başkan aday adayı oldu, kimse ona şans vermezken çıktı "Kazanmak için çok fazla şansım var" diyerek meydan okudu. Süper Salı'ya gelene kadar öndeydi, kazandığı yeni delegelerle favori statüsünü pekiştirdi. 

Daha önce de başkan adayı oldu ancak kimse ciddiye almamıştı Trump'ı. 'Tutarlılık' pek benimsediği bir karakter değil. Siyaset yorumcularına göre 'tam bir fırsatçı, Cumhuriyetçilerin adayı olunca muhafazakar kamuoyunun beklentilerine cevap verecek politikaları ön plana çıkardı. Silahlanmanın kontrol edilmesi ve kürtaja karşı savaş açtı. 

1999 yılında milyarder Ross Perot'un kurduğu Reform Partisi'nin başkan adayı olmak istedi .Ama Beyaz Saray hayali fazla uzun sürmedi. Adaylık suya düşünce ünlü şovmen Larry King'in programında ağzından "Ben kayıtlı bir Cumhuriyetçi Parti üyesiyim. Epey muhafazakar biriyim yani" sözleri döküldü. Ama bu sözler Trump fotoğrafının 'tutarlı bir bütününü' ortaya koymuyordu. Çünkü milyarder emlak kralının bir sonraki cümlesi "Ama aynı zamanda sosyal meselelerde de biraz liberalim. Özellikle de sağlık reformu konusunda" olmuştu. 

Kürtaj konusundaki duruşu ise pek değişmedi, yine 1999'da "Ben yaşamdan yanayım. Kürtaj kavramından nefret ediyorum" demişti. 

Bazı kumarhaneleri ve gazinoları batırmış olsa da Trump'ın 1980ler ve 1990'lardaki girişimcilik ruhundan 2016'daki başkanlık yarışına sirayet eden en önemli kişilik özelliği durdurulamaz 'kazanma hırsı' oldu. 

Medyayı hep peşinden sürükledi, ne zaman yön ve fikir değiştirse karşısında, peşinde kameraları gördü. Ancak verdiği mesajlar, yanıtlar, açıklamalar öfke ve hakaret dolu oldu. 

Mesela, Çin ve Japonya'yı aşağılayan sözleri, Amerika'nın ve Amerikanlığın 'dibe vurduğu' söylemi hep yüksek reyting aldı. 

"BUNDAN BÖYLE SİYASETE BULAŞACAĞIMI SANMAM"

1999'daki başkanlık yarışına girme yeltenmesinde Trump'tan hakaret yiyen, ABD'yi parçalamaya çalışmakla suçlanan ülkeler Suudi Arabistan ve Almanya idi. Fransa mı?  1999'da Fransa da Trump'tan nasibini aldı: "Bizi büyük ligden atıyorlar, Fransa mesela... En kötü takım oyuncusu. Böylesini hayatımda görmedim" 

Evet ülkeler değişti ancak mesajlar ve ABD'nin 'hep tehdit altında olduğu' yönünde yayılan paranoyak siyasi kampanya değişmedi. 

1988'E GİDELİM... 

George H.W. Bush, ön seçimleri geçmiş, Cumhuriyetçilerin adayı olmuştu. Trump, buna "Bundan böyle siyasete bulaşacağımı sanmam... Ama sistemi seviyorum. Çok güzel bir makina gibi" yorumunu yapmıştı. 

"EN İYİ ANLAŞTIĞIIM İSNSALAR TAKSİCİLER"

Fazla uzun sürmedi, 1999 ardından 2016... Şimdi işçi sınıfı arasında en popüler siyasetçi olduğu görüşünde:

"En iyi anlaştığım insanlar taksiciler. Zenginler beni sevmez. Çünkü sürekli onlarla yarış halindeyim"

Geçen hafta kritik Nevada ön seçimini kazanır kazanmaz, yine ağzına geleni esirgemedi, "Az eğitimli insanları seviyorum" dedi. 

Süper Salı zaferi sonrası ise çıtayı yükseltti, "Cumhuriyetçileri birleştireceğim" vaadinde bulundu.