Trump bir yıldır başkan! 'Belli olan tek şey, kendiliğinden görevi bırakmayacağı...'
ABD Başkanı Donald Trump, sandıktan çıktığı günden bu güne kadar tam bir yılı geride bıraktı. Binlerce protestocu bu günü protesto etmek için sokaklara dökülürken, en çok da alman medyası duruma ilgi gösterdi. Alman gazetelerinden Märkische Oderzeitung'a göre bu bir yılda belli olan tek şey Trump'ın kendiliğinden görevi bırakmayacağı...

Oluşturma Tarihi: 2017-11-08 15:33:45

Güncelleme Tarihi: 2017-11-08 15:33:45

TIMETURK | HABER MERKEZİ

Geçtiğimiz yıl Kasım ayında yapılan seçimlerde sandıktan çıkmasının ardından 2017'nin Ocak ayında yemin edip selefi Barack Obama'dan görevi resmen devralan Trump, Amerikan halkı tarafından seçileli yaklaşık bir yıl oldu. Bu süre zarfında çok tartışılan iddiaların sancıları halen sürerken, Trump, birinci yılında binlerce insan tarafındna protesto edilecek. Amerika'nın Sesi'ne göre binlerce kişi  Trump'ın başkanlığını “gökyüzüne çaresizce bağırarak” protesto edecek.

EN AZ POPÜLER OLAN BAŞKAN

Washington Post gazetesi ve ABC televizyonunun son ortak anketine göre Trump son 70 yılda en az popüler başkan.

TRUMP'A DESTEK NE KADAR?

Bu ankete göre ABD'lilerin yüzde 40'tan azı Trump'ın politikalarını onaylıyor. Geriye kalan yüzde 60 ise onaylamıyor.

"TRUMP BASINI BAYPAS EDİYOR"

Stanford Üniversitesi iletişim profesörü Theodore Glasser'a göre “Trump Twitter'ı, demokratik toplumlarda gazeteciliğin rolünü tamamen görmezden gelen bir şekilde basını baypas etmek için kullanıyor.”

BEYAZ SARAY SÖZCÜSÜ: HALK KONGREDEN MEMNUNİYETSİZ

Bu iddialar gündemdeyken George Washington Üniversitesi'nde düzenlenen bir panele katılan Beyaz Saray sözcüsü Sarah Huckabee Sanders'tan açıklama geldi. Sanders, halkın Kongre'den duyduğu memnuniyetsizliğin daha büyük olduğunu söyleyerek, "Trump'ın puanları Kongre'ninkinden çok daha iyi" dedi. Sarah Huckabee Sanders, Trump'ın popülerliğinin azalmasının, basının düşmanca haber yapmasından kaynaklandığını belirterek, bazı televizyonlardaki haberlerin yüzde 93'ünün olumsuz olduğunu, bu oranın Barack Obama'nın başkanlığının ilk yılında yüzde 40 olduğunu söyledi. Trump'a yönelik sosyal medya eleştirilerine de cevap veren Huckabee Sanders, Trump'ın seçilmesinin bir nedeninin de seçmenlerin ‘fikri neyse zikri o' bir siyasetçiyi takdir etmesi olduğunu belirtti. Sözcü, “Seçmenler her gününün her dakikası dikte edilmiş, programlanmış bir robot yerine gerçek ve içten bir başkanı tercih ediyor. Bunu göstermesinin bir yolu da bence Twitter” dedi. Sanders dış politika eleştirine cevap verirken Trump için "İslamcı terörle mücadele konusundaki ve ekonomideki başarıları görülüyor" dedi.

"TRUMP ZENGİN AMA EKONOMİ CANLANMADI"

Trump bu hafta paylaştığı Twitter mesajında seçim gününden bu yana piyasa değerinin 5,4 trilyon dolar arttığını söyledi. Trump'a göre işsizlik yüzde 4,1'le son 17 yılın en düşük seviyesine indi. Ekonomi uzmanı Emily Stewart, “Seçim öncesi herkes Trump'ın piyasaları canlandıracağını düşünmüştü. Ancak seçim gecesi, Trump'ın kazandığı netleştiğinde vadeli işlemler piyasalarında düşüş yaşandı. Zafer konuşmasını yapmasından sonra ise sabah hisseler yeniden yükselmişti” değerlendirmesinde bulundu.

ALMAN BASINI ÇOK İLGİLİ

Donald Trump'ın seçilmesinin ilk bir yılı doldurulurken konuya Avrupa basınından en çok ilgi gösteren ise Almanlar oldu. İşte Alman gazetelerinde Trump'a ilişkin yorumlar:

- Märkische Oderzeitung: Belli olan tek şey, Trump'ın kendiliğinden görevi bırakmayacağı

"Trump ve ekibi Amerikan demokrasinin sarsılmaz temellerini sarsmayı ve toplumu hiç olmadığı kadar derinlemesine bölmeyi başardı. Trump siyasi başarılara imza atamadı. Bu bir yıllık süre sonrasında tek bir şey belli oldu: Trump kendiliğinden görevini bırakmayacak, partisi de onu kapıdışarı etmeyecek. Dünya kamuoyu (en az) üç yıl daha Trumpizm korkusu ile yaşayacaktır.”

- Neue Westfälische: 2020'de yeniden seçilmesi bile mümkün 

"Kullandığı dildeki pervasızlık, çıkışlarındaki densizlik, körüklediği anlaşılmazlık ve attığı tweetler ile bu anlaşılmazlığı siyasi alan kazanımlarına döştürmesi, tüm bunlar Amerikan halkının istikrarlı üçte ikilik çoğunluğunun onaylamadığı şeyler. Buna rağmen bu durum 2018 yılında yapılacak ara seçimde bir iktidar değişiminin ön habercisi olarak algılanamaz. Çünkü demokratik bir yeniden diriliş yaşanması beklenmiyor. Clinton fiyaskosundan sonra enkaz halindeki Demokrat Parti'nin ne program ne de karizmatik bir kişilik sunması olası. Oysa ki görevdeki Başkan'ın trübinlere oynayan fevrî politikalarına sağlam bir karşı programla tepki verilmesi her zamankinden daha gerekliydi. Bu nedenle Trump'ın kendi kendini çelmeleyeceği ümidine bugün hiç kimse kapılmamalı. 2020'de yeniden seçilmesi bile mümkün.”

- Die Rheinpfalz:ABD toplumu bölünmüş durumda

"ABD'nin 45'inci Başkanı muazzam bir kibir ile kendini en zor işlerin üstesinden gelecek bir Herkül gibi görüyor. Böyle birinin bu saygıdeğer demokrasinin bir numaralı temsilcisi olabilmesi Amerikan toplumunun ne kadar bölünmüş, hoşnutsuz ve güvenden yoksun olduğunu gözler önüne seriyor. Gereğinden fazla sayıda Amerikan vatandaşı sadece bu tarzda, herşeye karşı çıkan bir siyasetçi ile becereksiz ve vatandaşa uzak bir devletin kurtarılmasının mümkün olduğuna inandı. Bugün de Amerikan vatandaşlarının yüzde 35'i hâlâ ona inanıyor. 'Make America Great Again' (Amerikayı Yeniden Harika Yap) sloganı onlara ilahî bir müjde gibi geliyor. Başkan Trump'ın bir yıllık dönemi ardından söylenecek olumlu bir şey yok. Amerikan toplumu ise eskiye kıyasla iyice bölünmüş durumda.”

- Stuttgarter Zeitung: Kimse Trump ile mücadeleyi göze alamıyor

"Vergiden tasarruf etme modellerini kullananlar her ne kadar kendilerine yöneltilen açgözlülük suçlamasını sineye çekmek zorunda olsalar da, bu skandalların yaratıcısı onlar değil! Çünkü vergi politikalarını yapan siyasettir. Eğer Lüksemburg, İrlanda ya da Hollanda gibi ülkeler vergi yasaları çıkartıyor ama aynı zamanda kazanca göre vergilendirme prensibini alaya alan anlaşmalar imzalıyorlarsa, o durumda Cayman adalarındaki uygulamalar konusunda öfkelenmenin bir anlamı kalmıyor. Avrupa'daki bazı ülkelerin vergi tavizi karşılığında holdinglerden istihdam teminatı almayı ümit ettikleri aşikar bir durum. Ne yazık ki bu gibi holdinglerle savaşmayı göze alacak cesaret kimsede yok.”