Trump’ı zor günler bekliyor!
Trump’ın zaferiyle sonuçlanan 2016 başkanlık seçimlerine Rusya’nın müdahale ettiği iddialarını araştıran özel yetkili savcı Mueller, soruşturmayı tamamladı ve raporunu Adalet Bakanlığı’na gönderdi. Gözler şimdi Adalet Bakanlığı'nda.

Oluşturma Tarihi: 2019-03-23 02:12:10

Güncelleme Tarihi: 2019-03-23 02:12:10

 

ABD'de Başkan Donald Trump'ın zaferiyle sonuçlanan 2016 başkanlık seçimlerine Rusya'nın müdahale ettiği iddialarını araştıran özel yetkili savcı Robert Mueller soruşturmayı tamamladı ve raporunu Adalet Bakanlığı'na gönderdi. Şimdi gözler, ABD Adelet Bakanlığı'nın, Başkan Trump hakkında soruşturma açıp-açmayacağına çevrildi.
Adalet Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, özel yetkili savcı Mueller'ın başka iddianame hazırlanması tavsiyesinde bulunmadığını belirtti.
Eski FBI Başkanı olan özel yetkili savcı Robert Mueller 2017 yılından bu yana Trump'ın seçim kampanyasının seçimi etkilemek amacıyla Rusya'yla işbirliği yapıp yapmadıklarını ve Cumhuriyetçi Başkan Trump'ın soruşturmayı engellemeye çalışıp çalışmadığını araştırıyordu. Raporda Mueller'ın Trump ya da seçim kampanyasında görevli kişilerin suç teşkil eden bir davranışta bulunup bulunmadığına ilişkin nasıl bir tespitte bulunduğu bilinmiyor.

BEYAZ SARAY SÖZCÜSÜ: RAPOR
KONUSUNDA BİLGİLENDİRİLMEDİK

Adalet Bakanı William Barr Kongre üyelerine yazdığı mektupta Mueller'ın soruşturmayı tamamladığını ve kendisinin raporunu incelediğini ve Kongre ile rapordan hangi bilgilerin paylaşılabileceği konusunda Adalet Bakanı Yardımcısı ve Mueller ile istişarede bulunacağını belirtti.
Adalet Bakanlığı'na Trump'ın aday gösterdiği ve geçen Şubat ayında da Senato tarafından onaylanan William Barr Kongre üyelerine raporun bulgularıyla ilgili olarak bu hafta sonu bilgi verebileceğini kaydetti.
Beyaz Saray sözcüsü Sarah Sanders bundan sonra atılacak adımların Adalet Bakanı William Barr'ın kararı olacağını söyledi. Sarah Sanders Beyaz Saray'ın özel yetkili savcı Mueller'ın raporu konusunda bilgilendirilmediğini ya da raporun kendilerine verilmediğini belirtti.

GÖZLER ŞİMDİ
DEMOKRATLAR'DA

Kongre'deki Demokratlar Ocak ayında yaptıkları açıklamada raporun tamamının paylaşılması için bastıracaklarını belirtmiş, gerekirse süreci mahkemeye taşıyabileceklerinin mesajını vermişlerdi.
Özel yetkili savcıların yürüttüğü soruşturmalara ilişkin kurallar uyarınca Adalet Bakanı, Mueller'ın raporunun özetini Kongre'nin Adalet Komisyonu'nun Cumhuriyetçi ve Demokrat liderleriyle paylaşmak zorunda. Raporun içeriğinin ne kadarının kamuoyuyla paylaşılacağına Adalet Bakanı William Barr karar verecek.
Başkan Donald Trump'ın avukatları Jay Sekulow ve Rudy Giuliani Mueller'ın raporunu iletmiş olmasından memnun olduklarını ve bundan sonrasında atılacak uygun adımlara Adalet Bakanı William Barr'ın karar vereceğini belirtti.
Temsilciler Meclisi'nin Demokrat Başkanı Nancy Palosi ve Senato Demokrat Azınlık Lideri Chuck Schumer, Mueller'ın raporunun kamuoyuyla paylaşılmasının zorunlu olduğunu vurguladı. Pelosi ve Schumer, “Beyaz Saray'ın raporun ne kadarının kamuoyuna açıklanacağı konusunda alınacak kararlara müdahale etmesine izin verilmemesi gerektiğinin” altını çizdi. Demokrat Parti'nin önde gelen iki ismi yaptıkları yazılı açıklamada Mueller'ın Beyaz Saray'a raporla ilgili ön bilgi vermemesi gerektiğini de belirtti.

TRUMP, SORUŞTURMA İÇİN
‘CADI AVI' İFADESİNİ KULLANMIŞTI

Rusya soruşturması Trump'ın başkanlık döneminin ilk iki yılına damga vurdu. Bugüne kadar soruşturma kapsamında Trump'ın seçim kampanyası için çalışan 6 kişi dahil olmak üzere 34 kişi hakkında iddianame hazırlandı. 6 kişi arasında Trump'ın eski kampanya yöneticisi Paul Manafort, eski kişisel avukatı Michael Cohen ve eski ulusal güvenlik danışmanı Michael Flynn bulunuyor.
Raporun Adalet Bakanlığı'na gönderilmesinin ardından cevabı merak edilen soru raporun Trump'ın suç teşkil eden davranışta bulunup bulunmadığına ilişkin bir tespitin yer alıp almadığı.
Trump bugüne kadar soruşturma için “cadı avı” ifadesini kullanmış, Rusya ile gizli bir anlaşma ya da işbirliği olduğu iddialarını yalanlamıştı.

MUELLER'IN RAPORU TRUMP MUHALİFLERİNE TATMİN EDER Mİ?

ABD'de 2016 yılındaki başkanlık seçimlerine Rusya'nın müdahale ettiği iddialarına yönelik soruşturmayı yürüten özel yetkili savcı Robert Mueller soruşturmaya ilişkin raporunu Adalet Bakanlığı'na gönderdi.
Peki Mueller'ın Rusya soruşturmasına ilişkin hazırladığı raporun içeriği Başkan Donald Trump'ın muhalifleri açısından tatminkar olur mu? Bu sorunun yanıtı Amerikan siyasi tarihinde önceki başkanlara yönelik azledilme ihtimalini beraberinde getiren soruşturmalara ilişkin hazırlanan raporlarda gizli.
Hukuk uzmanlarına göre Robert Mueller'ın Rusya soruşturmasına ilişkin raporu Trump'ın muhaliflerinin beklentilerini karşılamaktan uzak olabilir. 1998 yılında bağımsız savcı Kenneth Star eski Başkan Bill Clinton'ın Beyaz Saray stajyeri Monica Lewinsky ile yaşadığı ilişkinin yol açtığı skandal sonrası açılan soruşturmada hazırladığı raporda Bill Clinton'ın Monica Lewinsky ile cinsel ilişkisini son derece ayrıntılı bir şekilde ortaya koymuştu. Bağımsız savcı Starr 1998 yılında Temsilciler Meclisi'nin yayınladığı 445 sayfalık raporda “Başkan Clinton'ın azledilmesine zemin hazırlayabilecek davranışlarda bulunduğu” sonucuna varmıştı.
Kenneth Starr Bill Clinton'ı yalan ifade vermek, adaleti engellemek, görgü tanıklarının ifadelerini değiştirmeye zorlamak gibi suçlarla itham etmiş, bu davranış biçiminin Başkan'ın kanunların sadık şekilde uygulanmasını öngören anayasal göreviyle uyuşmadığını belirtmişti.
Ancak özel yetkili savcı Robert Mueller, Bill Clinton soruşturmasını yürüten Kenneth Starr'ın raporunu hazırladığı dönemden farklı olarak bazı kısıtlamalarla karşı karşıya.
Savcı Kenneth Starr bağımsız savcı yasası uyarınca görev yapmış ve raporunu da o yasa uyarınca hazırlamıştı. Söz konusu yasa artık yürürlükte değil. Mueller'ın yetki alanı Starr'ın yetki alanıyla farklılık gösteriyor. Adalet Bakanlığı yönetmeliği Mueller'a Starr'ın karşı karşıya kalmadığı bazı sınırlamalar getiriyor.
Mueller 2017 yılı Mayıs ayından bu yana Trump'ın 2016'daki seçim kampanyası ekibinin Rusya ile gizli bir anlaşma çerçevesinde işbirliği yapıp yapmadığını ve Başkan'ın soruşturmayı hukuk dışına çıkarak engellemeye çalışıp çalışmadığını inceliyor. Trump bugüne kadar Rusya ile işbirliği iddialarını ve adaleti engellediği iddialarını yalanladı. Rusya de seçimlere müdahale ettiği iddialarını reddetti.
Rusya soruşturmasını yürüten özel yetkili savcı Robert Mueller'ın Adalet Bakanı William Barr'a gönderdiği raporun içeriğini etkilemesi muhtemel bazı başlıklara yakından bakalım:

ADALET BAKANLIĞI
YÖNETMELİĞİ NE DİYOR?

ABD Kongresi 1990'larda bağımsız savcı yasasının geçerlilik süresinin dolacağı dönemde harekete geçmedi. Bunun kısmen sebebi Kongre üyelerinde özel yetkili savcı Kenneth Starr'ın yetki alanını aştığına ilişkin bazı endişelerin olmasıydı. Adalet Bakanlığı 1999 yılında özel yetkili savcı görevini oluşturmak amacıyla bu görevin yetki alanına bazı sınırlamalar getiren bir yönetmelik hazırladı.
Adalet Bakanlığı'nın iki numaralı yetkilisi Rod Rosenstein, Trump'ın Rusya soruşturmasını yürüten eski FBI Başkanı James Comey'yi görevden almasının ardından soruşturmayı yürütmesi için özel yetkili savcı Robert Mueller'ı görevlendirdi ve Mueller'a özel yetkili savcı yönetmeliğine uyması talimatını verdi.
Ancak Adalet Bakanlığı yönetmeliği, “Özel yetkili savcı, hazırladığı raporun sonuç bölümünde, Adalet Bakanı'na suçlamalara ilişkin yaptığı kovuşturmayı ve yasal işlem başlatılmasına gerek görmediği unsurları açıklayan gizli bir rapor sunmalı” diyerek Mueller'ın nihai raporunun unsurlarına yönelik sınırlı bir yönlendirme sunuyor.
Özel yetkili savcı Mueller şimdiye kadar Trump'ın eski seçim kampanyası yöneticisi Paul Manafort, Trump'ın eski avukatı Michael Cohen, eski ulusal güvenlik danışmanı Michael Flynn ve başka kampanya görevlileri ile 3 Rus şirketi dahil olmak üzere 34 kişi hakkında iddianame hazırladı.
Adalet Bakanlığı yönetmeliği uyarınca Willim Barr Temsilciler Meclisi ve Senato'nun Adalet Komisyonlarında görevli Cumhuriyetçi ve Demokratlar'ı Mueller'ın soruşturmasını tamamladığı konusunda bilgilendirmek zorunda. Adalet Bakanlığı politikası, Barr'ın Kongre için raporu özetlemesini şart koşuyor. Yönetmelik uyarınca Adalet Bakanı Barr bu raporların uygulanabilir hukuki sınırlamalar izin verdiği ölçüde kamuoyuna açıklanmasının kamu yararına olacağına kanaat getirebilir.

ADALET BAKANI, RAPORUN NE
KADARINI KAMUOYUNLA PAYLAŞIR?

Adalet Bakanı William Barr bu göreve Başkan Trump tarafından aday gösterildikten sonra Senato'da Ocak ayında yapılan onay oturumunda bu konudaki düşüncelerine ilişkin bazı bilgiler paylaşmıştı. William Barr, özel yetkili savcının yaptığı çalışmanın sonuçları konusunda Kongre'nin ve kamuoyunun bilgilendirilmesinin çok önemli olduğunu söylemiş ve “Bu sebeple benim amacım hukuk çerçevesinde kalarak mümkün olduğu kadar şeffaf olabilmek. Tarafımca yapılacak muhakemelerin yalnızca hukuka dayanacağı, kişisel, siyasi ya da başka çıkarların kararımı etkilemesine izin vermeyeceğim konusunda sizi temin ederim” ifadelerini kullanmıştı.
Temsilciler Meclisi'ndeki Demokratlar Mueller raporunun tamamının açıklanması için gerekirse süreci mahkemeye taşıyacaklarını belirtmişti.

MULLER'IN RAPORU
NASIL BİR RAPOR OLACAK?

Bazı hukuk uzmanları, 1999 yılına ait yönetmeliklerin metninin ve savcı Kenneth Starr'ın raporu sonrasında yönetmeliklerin yazıldığı koşullar göz önüne alındığında, Mueller'ın Starr'ın yaptığı gibi uzun bir rapor yazmak yerine, daha doğrudan ve net bulgular açıklaması gerektiğini belirtiyor. Hukuk uzmanları yönetmeliklerin amacının özel yetkili savcıya bir yandan bağımsızlık imkanı verilirken diğer yandan savcının Adalet Bakanlığı tarafından bir ölçüde denetime tabi olmasını sağlamak olduğunu belirtiyor.
Ancak bazı uzmanlar da, Mueller'ın Kongre'ye başka soruşturmaların açılması için kullanabileceği bilgiler sağlamasının yetki alanı kapsamında olacağını belirtiyor. Eski Başkan Richard Nixon'ın istifasıyla sonuçlanan Watergate skandalı sırasında özel yetkili savcı olarak görev yapan Leon Jaworski soruşturmasını tamamlarken bu yaklaşımı benimsemişti. Jaworski'nin “yol haritası” niteliği taşıyan ve Nixon'ın istifasına yol açan raporu 2018 yılına kadar gizli kalmıştı.
Trump'ın görevden aldığı eski FBI Başkanı James Comey Salı günü Washington Post için kaleme aldığı görüş yazısında “Hangi hakikatlerin öğrenildiği ve muhakemenin nasıl yapıldığına ilişkin net bir rapor kamu yararını sağlayacak tek yöntem olabilir” ifadesini kullanmıştı.

“MAKUL ŞÜPHE” ÖTESİNDE KANIT

Yasal işlem başlatılmasına gerek duyulmadığını gösteren kararlar konusunda kamuoyunda yorum yapılmamasını öngören Adalet Bakanlığı politikasıyla, Mueller'ın hangi suçlamalarda bulunduğu ya da hangi suçlamalarda bulunmayı reddettiğini açıklaması koşulu arasında bir tezat bulunuyor. Rosenstein Şubat ayında yaptığı açıklamada “Eğer mahkemede tezimizi makul şüphenin ötesinde kanıtlamaya hazır olmazsak, Amerikan vatandaşları aleyhinde iddialarda bulunmakla işimiz olmaz” demişti.
Hukuk uzmanlarına göre bu politika, Mueller'ın suçlamada bulunmayı gerek görmediği kararlara ilişkin açıklamaları kısa tutmasına ve Adalet Bakanı William Barr'ın da gizli raporun bu kısımlarını açıklamamayı tercih etmesine yol açabilir. Adalet Bakanlığı'nın 1973 yılında Nixon döneminde sunulan ve 2000 yılında da Clinton döneminde yinelenen politikası görevde olan bir başkan hakkında iddianame hazırlanamayacağını öngörüyor.
Bazı avukatlar bu politikanın bir kişiyi yargılamama kararının neden verildiğinin açıklanmaması uygulamasıyla da birleşince, Mueller'ın Trump'ın davranışlarına ilişkin raporda yer verebileceği unsurları sınırlandırabileceğini belirtiyor. Bazı avukatlar da Watergate skandalı soruşturmasını yürüten eski özel yetkili savcı Jaworski'nin bu konuda bir emsal teşkil ettiğini ve Mueller'ın da bundan hareketle Kenneth Starr'ın 1998 yılında Bill Clinton raporunda yaptığı gibi Trump'ın azledilme yoluyla görevden alınmasının önünü açabilecek gerekçeleri ortaya koyabileceğini söylüyor.

ABD'DE BAŞKANLARIN AZİL
SÜRECİ NASIL İŞLİYOR,
KARAR NASIL ALINIYOR?

ABD anayasası, Kongre'ye başkanın üç kategoriden en az birince suç işlemesine kanaat getirilmesi halinde görevden alma yetkisi veriyor.
Bu suçlar ABD'nin düşmanı olan bir ülkeye yardım etmek olarak tanımlanan "ihanet", siyasi fayda karşılığında para ya da hediye kabul etmeyi içeren "rüşvet" ve yasalarda kesin bir tanıma yer verilmeyen "ağır ve vahim suç" işlemek ya da "başka kötü davranışta" bulunmak olarak sıralanıyor.
ABD anayasa hukuku uzmanları, son kategoriye ne tarz eylemlerin girdiğinin net olmadığını belirtiyor. Ancak uzmanlara göre, genellikle bu kategorideki eylemlerde, kamuoyunun genelini doğrudan etkileyen ağır bir suçun işlenmesi ya da başkana duyulan güvenin ciddi şekilde kırılması kriterleri aranıyor.
Bugüne kadar, üç başkan hakkında Kongre'de görevden azil süreci (impeachment) başlatıldı. Ancak tarihte bu süreç sonunda Kongre tarafından azledilen ve görevden alınan bir başkan yok.
Bu süreç; herhangi bir yargı sürecinde olduğu gibi yargılama, hüküm ve cezalandırma aşamalarından oluşuyor.
ABD'de başkan azil sürecinin tüm aşamaları Kongre'de gerçekleşiyor.
Sürecin başlatılması için ABD Kongresi'nin iki kanadından biri olan Temsilciler Meclisi'nde herhangi bir üye başkan hakkında azil süreci başlatmak için girişimde bulunabiliyor.
Bu başvuru daha sonra Temsilciler Meclisi Adalet Komitesi'nin önüne gidiyor. Burada azil sürecinin devam edip etmeyeceği kararı oy çokluğuyla alınıyor.
Adalet Komitesi'nin onay vermesi halinde bir de Temsilciler Meclisi'nde oylama yapılıyor.
Salt çoğunluğun kabul etmesi durumunda da azil süreci Senato'da devam ediyor.
Burada ise davaya benzer bir süreç işletiliyor.
Başkanın azledilme talebine ilişkin kanıtlar ortaya konuyor, tanıklar dinleniyor. Başkan da ayrıca kendi savunmasını yapıyor.
Senatörler de jüri görevi üstlenerek, nihai kararı veriyor. Bir başkanın azledilmesi için Senato'da üçte iki çoğunluk gerekiyor.