ABD Başkanı Donald Trump'ın imzaladığı Ulusal Güvenlik Belgesi tartışılmaya devam ediyor. ABD merkezli kuruluşlara göre; belge yönetimdeki görüş ayrılıklarının, dış politikadaki yalnızlığın ve yenilginin itirafı niteli taşıyor.
DIŞİŞLERİ TRUMP'A KARŞI
Aydınlık'tan Gökhun Göçmen'in haberine göre Trump'ın onayladığı metin ile aynı gün yaptığı konuşmayı hatırlatan Brooking Enstitüsü "Ulusal Güvenlik Belgesi bir krizden fazlası" isimli makale yayımladı. Trump'ın konuşmasında Rusya ve Çin'i hedef almadığına dikkat çeken makale, belgeye katkıda bulunan bürokratlar ile Trump arasında bölünme olduğunu dile getirdi.
Belgenin, dışişlerine bağlı yetkililer sayesinde geleneksel ABD siyasetinin içinde kaldığını ifade eden makalenin yazarı Thomas Wright, Trump'ın bu bürokratları görevden uzaklaştırmak istediğini açıkladı. Makalenin sonuç bölümünde Trump'ın ‘derin devlet' olarak adlandırdığı kurum ve kişiler övülerek şu çarpıcı ifadeler kullanıldı:
"Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi'nden çıkan ana sonuç ABD dış politikasının krizde olduğu ve Trump döneminde de krizde kalacağıdır. İçerideki kimi cesur adam ve kadınlar ülkeyi güvende tutmak için çalışıyorlar ancak Trump'ı frenleyeceklerinin ya da görevde kalacaklarının garantisi yok. Test olacağımız önemli günler önümüzde bizi bekliyor"
İHTİYACIMIZ BU DEĞİL
ABD'de faaliyet gösteren Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi de (CSIS) yayımladığı yazıda Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi'nin ülkenin ihtiyaçlarına karşılık vermediğini savundu. İran Rusya, Çin ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti gibi ülkelere verilecek yanıtta Trump'ın kapsamlı bir açıklamadan uzak durduğuna vurgu yapan CSIS, yumuşak gücün önemine işaret etti.
"Problem açık ama bu esneklik ve hesaplaşmayı yönetebilmeyi gerektirir" ifadelerinin kullanıldığı makalede Trump'ın ittifak siyasetini kenara bırakması eleştirildi ve "ABD, geçtiğimiz 75 yıl boyunca karşılıklı ilişkileri önceleyip diğer devletlere hukuka dayanan düzende yatırım yapmasıyla egemen gücünü korumuştu" denildi.
GÖLGE CIA: GEÇMİŞE DÖNÜŞ
Kamuoyunda ‘Gölge CIA' olarak adlandırılan Stratfor ise Trump'ın imzaladığı belgeyi 1970'lerin Amerikası'na dönüş olarak yorumladı. Problemleri tanımlamaktan ziyade ona verilecek yanıtın önemli olduğunu açıklayan Stratfor, Donald Trump'ı ABD'nin önceki başkanlarından Ronald Reagan'a benzetti.
Reagen'ın, selefi Jimmy Carter'ı Soğuk Savaş döneminde yumuşak güç kullandığı için eleştirerek iktidara geldiğini ve askeri yarışa hız verdiğini hatırlatan Stratfor, benzer biçimde Trump'ın da selefi Obama'yı ülkeyi güçsüzleştirmekle suçladığını anımsattı. Brookings ve CSIS kurumlarından farklı olarak Ulusal Güvenlik Stratejisi'ne doğrudan muhalefet etmeyen Gölge CIA, şöyle devam etti:
“ABD'nin şimdiki idaresinin yerleşik düzene karşı olduğu ya da bu yerleşik düzenin haklı ve tek ses olduğunu düşünmek gerçeği yanlış okumaktır. Siyaset değişikliğinde her zaman aykırı sesler, karşı fikirler ve meydan okumalar olacaktır...Modern ABD siyaseti göstermiştir ki, bugünün çözümleri yarının sorunlarını yaratabilir. Fakat bu ABD'nin siyasi ve sosyal sisteminin en ezici değişimlerde bile ne kadar esnek olduğunu kanıtlar”
JEFFREY: GERÇEKÇİ OLMA SÖZÜ VERİLDİ
Donald Trump'ın Ulusal Güvenlik Stratejisi'ni yorumlayan ABD'nin Ankara büyükelçisi James Jefrrey de, Stratfor gibi ‘geçmişe dönüş' vurgusu yaptı. ABD'de Yahudi lobisine yakınlığı ile bilinen The Washington Enstitüsü'ne yazan Jefrrey, "Trump'ın Ulusal Gvenlik Stratejisi: 19. YY'a dönüş mü" diye sordu. Bölgeyi yakından tanıyan ABD'li eski diplomat Trump'ın Ortadoğu stratejisine ilişkin ise şunları kaydetti:
“Ortadoğu'ya ilişkin bölüm kısa bir paragrafta herhangi bir ayrıntı verilmeden İran yayılmacılığı, cihatçı ideoloji, sosyoekonomik durgunluk ve istikrarsızlığı yayan bölgesel güçler olarak sıralandı. Dahası, belge Bush ve Obama'nın demokratik geçiş ve geri çekilme gibi yaklaşımları redded