Büyükelçilik önündeki basın açıklamasına, Hacı Bayram Veli Üniversitesi öğretim üyeleri İlyas Doğan, Abdürreşit Celil Karluk, Tevfik Erdem ile Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Çağatay Sarp katıldı.
Doğan, burada yaptığı konuşmada, Uygur Türklerine yönelik Çin'in tutumuna ses çıkarmayanları eleştirerek, "İçinde bulundukları sessizlik ve suskunluk gelecekte tarihi olarak cevap veremeyeceğimiz bir onur sorununa yol açmaktadır." dedi.
Özellikle son 1,5 yılda Çin'deki kamplara alındığı iddia edilen yakınlarına ulaşmak isteyenlerin başlattığı tanıklık videolarına basının da ilgi göstermediğini belirten Doğan, Çin'in Ankara Büyükelçiliği önünde aile nöbeti tutan 9 Uygur Türkü'ne eylem izni verilmemesine de değindi.
Doğan, bu kişilerin kaldıkları aparttan dışarı çıkarılmadığını aktararak, bir hukukçu olarak bu uygulama nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvuracağını söyledi.
İlyas Doğan, bu uygulamanın Anayasa'ya aykırı olduğuna da dikkati çekti.
"Ailemizden haber alma hakkımızı arıyoruz"
4 yıldır annesi ve kardeşleriyle görüşemeyen Uygur Türkü Karluk da yaptığı konuşmada, "Ailemizi arıyoruz, bir insan olarak ailemizden haber alma hakkımızı arıyoruz. Bu hakkımızı da gasp eden Çin Halk Cumhuriyeti'nden istiyoruz." ifadesini kullandı.
Karluk, yakınlarına ulaşamayanların ailelerinin akıbetiyle ilgili bilgi sahibi olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Gelen haberler korkutuyor. Bir hafta öncesinde 4 yıldır ailesinden haber alamayan bir arkadaşıma Londra üzerinden bir haber geliyor. Ablasını yakarak öldürmüşler, dedesi din alimi ve kamplarda öldürülmüş. Bu haberi, 1,5 yıl sonra alıyor. Ben, annemden 4 yıldır haber alamıyorum. Kardeşim kamplarda felç edilmiş tedavisini yaptıramıyoruz, buraya getiremiyorum."
Uygur Türkü Karluk, kamplara alındığı iddia edilen kişiler arasında akademisyenlerin de bulunduğunu kaydetti.