‘Turkey’ neden ‘Türkiye’ oldu?
Türkiye'nin İngilizce'de “Turkey” olarak karşılık bulan ismi 2022 itibariyle “Türkiye” olarak değiştirilmesi Yunan basınında da geniş yankı buldu. İsim değişikliği hakkında yorum yapan Yunan gazeteleri, “Türkiye, yeni jeopolitik durumda çok önemli bir role sahip olmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Oluşturma Tarihi: 2023-01-16 11:35:24

Güncelleme Tarihi: 2023-01-16 11:35:24

Birleşmiş Milletler (BM), Türkiye'nin talebinin ardından yabancı dillerde “Turkey” olarak kullanılan ülke adını "Türkiye" olarak değiştirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan genelgede, ihraç ürünlerinde "Made in Turkey" yerine "Made in Türkiye" ifadesinin kullanılmaya başlanacağı kaydedilmişti.

İsim değişikliği Yunan basınında da gündem oldu. Yunan basınında yayımlanan haberlerde, “Türkiye, yeni jeopolitik durumda çok önemli bir role sahip olmaya çalışıyor. İsim değişikliğinin uluslararası konumunu etkileyip etkilemeyeceği açık bir sorudur.” denildi

İsim değişikliği ile ilgili Yunan haber sitesi ‘in-gr' dikkat çeken bir makale yayımladı. “İsim değişikliğinin nedenleri ve ulusal çıkar ne düşünüyor” başlıklı yayımlanan makaleden bazı bölümler şöyle:
Geçenlerde Dışişleri Bakanlığı, Erdoğan'ın ülkesinin İngilizce adının (Turkey) değiştirilip buraya ‘Türkiye' denilmesi talebini kabul ettiğini resmen duyurdu.

Türkiye aynı zamanda İngilizce'de Turkey'dir, bu da pek çok kelime oyununa yol açmaktaydı ve 2021'in sonunda Türkiye, ihraç ettiği ürünlerinde "Made in Türkiye" markasını kullanmaya başladı.

Atina'daki Avrupa ve Amerika Çalışmaları Araştırma Enstitüsü'nden Robert Ellis'e göre ‘Turkey'den ‘Türkiye'ye geçiş sadece Türkiye için değildi.
Ellis'in, The National Interest dergisindeki "2023'te Türkiye: İsimde Ne Var?" başlıklı makalesinde işaret ettiği gibi, bu Erdoğan'ın komşusunun siyasi elitinin Türkiye'nin rolünü nasıl tasavvur ettiğiyle ilgili bir emridir.

Türkiye ve "Batı'nın arabasından inme

Ellis, isim değişikliğinin ülkenin uluslararası duruşunu veya imajını etkileyip etkilemeyeceğinin açık bir soru olduğunu belirterek, her halükârda bu gelişmenin Türkiye'nin yeni kimliğinin, Erdoğan yönetimindeki "yeni Türkiye"nin Batı'nın arabasından inmesinin bir tasdiki olduğuna dikkat çekiyor.

Ellis, 2012 gibi erken bir tarihte Erdoğan'ın danışmanı ve sözcüsü İbrahim Kalın'ın Batı merkezli siyasi ve ekonomik düzeni reddettiğini ve Türkiye'nin yeni jeopolitik durumda çok önemli bir konuma yükseldiğini de iddia ettiğini hatırlıyor.

Ve arka planda Putin

Köşe yazarına göre bunlar, "uluslararası düzenin neoliberal Amerikan modeli doktrininin krizinden" ve yeni merkezlerle çok kutuplu bir dünya düzeninin inşasından bahseden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'inkine benzeyen konumlardır.

Hudson Enstitüsü Üyesi Mike Doran ise, Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü'ndeki yakın tarihli bir web seminerinde ise Çin, Rusya ve İran'ın Amerikan düzenini küresel olarak baltalamak için işbirliği yaptığını dikkat çekti.

Hudson, “Gerçek, Biden yönetiminin kapısını çalıyor ve şimdi onunla yüzleşmek zorunda kalacak. Aynı durum Cumhuriyetçi Parti için de geçerli” diye vurguluyor. Türk arayışları

Aynı bağlamda, köşe yazarına göre, Ukrayna'daki savaşla ilgili konumundan yararlanmaya çalışan Çin, Rusya ve İran gibi ülkelerle flört eden Türkiye'nin tavrı da yer alıyor.

Yakın gelecekte seçimlerle karşı karşıya kalan Erdoğan'ın bir desteğe ihtiyacı olduğunu belirten Mike Doran, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Ankara'nın Atina'ya bir füze saldırısı ve Amerika'nın Kürt müttefiklerini hedef almak için Suriye'de planlı bir sınır operasyonu düzenleme tehdidiyle ulusal güvenlik kartını çoktan oynadı. Washington ise, Türkiye'ye her türlü cesareti sunma cazibesine direnmeli..”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


İsim değişikliği Yunan basınında!

“Turkey neden Türkiye oldu?”

Türkiye'nin İngilizce'de “Turkey” olarak karşılık bulan ismi 2022 itibariyle “Türkiye” olarak değiştirmesi Yunan basınında da geniş yankı buldu. İsim değişikliği hakkında yorum yapan Yunan gazeteleri, “Türkiye, yeni jeopolitik durumda çok önemli bir role sahip olmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.


Birleşmiş Milletler (BM), Türkiye'nin talebinin ardından yabancı dillerde “Turkey” olarak kullanılan ülke adını "Türkiye" olarak değiştirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan genelgede, ihraç ürünlerinde "Made in Turkey" yerine "Made in Türkiye" ifadesinin kullanılmaya başlanacağı kaydedilmişti.

İsim değişikliği Yunan basınında da gündem oldu. Yunan basınında yayımlanan haberlerde,
“Türkiye, yeni jeopolitik durumda çok önemli bir role sahip olmaya çalışıyor. İsim değişikliğinin uluslararası konumunu etkileyip etkilemeyeceği açık bir sorudur.” denildi
İsim değişikliği ile ilgili Yunan haber sitesi ‘in-gr.'de, “İsim değişikliğinin nedenleri ve ulusal çıkar ne düşünüyor” başlıklı yayımlanan makaleden bazı bölümler şöyle:
Geçenlerde Dışişleri Bakanlığı , Erdoğan'ın ülkesinin İngilizce adının (Turkey) değiştirilip buraya ‘Türkiye' denilmesi talebini kabul ettiğini resmen duyurdu.

Türkiye aynı zamanda İngilizce'de Turkey'dir, bu da pek çok kelime oyununa yol açmaktaydı ve 2021'in sonunda Türkiye , ihraç ettiği ürünlerinde "Made in Türkiye" markasını kullanmaya başladı.
Atina'daki Avrupa ve Amerika Çalışmaları Araştırma Enstitüsü'nden Robert Ellis'e göre ‘Turkey'den ‘Türkiye'ye geçiş sadece Türkiye için değildi.
The National Interest dergisindeki "2023'te Türkiye: İsimde Ne Var?" başlıklı makalesinde işaret ettiği gibi , bu Erdoğan'ın komşusunun siyasi elitinin Türkiye'nin rolünü nasıl tasavvur ettiğiyle ilgili bir emridir.
Türkiye ve "Batı'nın arabasından kopma"
Ellis, isim değişikliğinin ülkenin uluslararası duruşunu veya imajını etkileyip etkilemeyeceğinin açık bir soru olduğunu belirterek, her halükârda bu gelişmenin Türkiye'nin yeni kimliğinin, Erdoğan yönetimindeki "yeni Türkiye"nin Batı'nın arabasından inmesinin bir tasdiki olduğuna dikkat çekiyor.

Ellis, 2012 gibi erken bir tarihte Erdoğan'ın danışmanı ve sözcüsü İbrahim Kalın'ın Batı merkezli siyasi ve ekonomik düzeni reddettiğini ve Türkiye'nin yeni jeopolitik durumda çok önemli bir konuma yükseldiğini iddia ettiğini hatırlıyor.
Ve arka planda Putin
Köşe yazarına göre bunlar, "uluslararası düzenin neoliberal Amerikan modeli doktrininin krizinden" ve yeni merkezlerle çok kutuplu bir dünya düzeninin inşasından bahseden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'inkine benzeyen konumlardır.
Buna karşılık Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, jeostratejik manzaradaki değişime ve kendi değerleri ile kuralları olan "Çin merkezli" düzenin yükselişine değindi.
Hudson Enstitüsü Üyesi Mike Doran, Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü'ndeki yakın tarihli bir web seminerinde ise Çin, Rusya ve İran'ın Amerikan düzenini küresel olarak baltalamak için işbirliği yaptığını gözlemledi.
Hudson, “Gerçek, Biden yönetiminin kapısını çalıyor ve şimdi onunla yüzleşmek zorunda kalacak" diye vurguluyor ve aynı durum Cumhuriyetçi Parti için de geçerli.
Türk arayışları
Aynı bağlamda, köşe yazarına göre, Ukrayna'daki savaşla ilgili konumundan yararlanmaya çalışan Çin, Rusya ve İran gibi ülkelerle flört eden Türkiye'nin tavrı da yer alıyor.
Yakın gelecekte seçimlerle karşı karşıya kalan Erdoğan'ın bir desteğe ihtiyacı olduğunu belirten Mike Doran, makalesini şöyle sonlandırıyor: “Ankara'nın Atina'ya bir füze saldırısı ve Amerika'nın Kürt müttefiklerini hedef almak için Suriye'de planlı bir sınır operasyonu tehdidiyle ulusal güvenlik kartını çoktan oynadı. Washington ise, Türkiye'ye her türlü cesareti sunma cazibesine direnmeli..”