Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, söz konusu kararın, tüm dünyanın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele ettiği bir dönemde, Senatoda az sayıda üyenin bulunduğu bir ortamda alınmış olmasının, bunun arkasındaki sinsi zihniyeti de gözler önüne serdiği vurgulandı.

Açıklamada, "Dün Çekya Parlamentosu'nun Senato kanadında 1915 olaylarına ilişkin alınan karar, iki ülke ilişkilerine 2017'de zarar veren ve tek taraflı asılsız söylemler üzerine kurgulanan çarpık zihniyetin, Çekya'da halen etkin olduğunu göstermektedir." ifadesine yer verildi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2015 tarihli kararının 173. ve 231. maddelerinde tespit ederek 2017'de ikinci bir kararla yinelediği üzere, 1915 olaylarına tarihsel bir tartışmadan fazla anlam yüklenmesinin mümkün olmadığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Tarihsel bir konuyu siyasetin ve belli çevrelerin çıkarları doğrultusunda tanımlama çabaları kabul edilemez. Tarihi tek yanlı ele almak isteyenlerin, Cumhurbaşkanımızın 24 Nisan vesilesiyle Türkiye Ermenileri Patriği'ne gönderdikleri mektuptaki ortak acıları paylaşan anlayışını dikkate almalarını temenni ediyoruz."

"BU KARAR, BİZİM İÇİN YOK HÜKMÜNDE"

Açıklamada, Çekya Meclisinin, Lozan Barış Antlaşması hükümlerine, uluslararası mahkeme kararlarına ve uluslararası hukukun tarihi ve güncel kaynaklarına saygı göstermeye davet edildiği belirtildi.

"Bizim için yok hükmünde olan bu karar, günlük çıkarlar peşinde koşarak tarihi masa başında yazmaya çalışanların beyhude çabalarından başka bir şey değildir." ifadesi kullanılan açıklamada, Çekya Dışişleri Bakanı Tomas Petricek'in bu kararın, "hükümetin tutumunu yansıtmadığını" kaydettiği ve bunun not edildiği bildirildi.