En Az Gelişmiş Ülkelere (EAGÜ) Yönelik İstanbul Eylem Programı'nın Yüksek Düzeyli Kapsamlı Ara Dönem Gözden Geçirme Toplantısı için Antalya'da bulunan Acharya, en az gelişmiş ülkelerin kalkınması için hangi adımların atılabileceğini ve Türkiye'nin bu ülkelere desteğini AA muhabirine değerlendirdi.
Acharya, şu değerlendirmede bulundu:
"Türkiye'nin rolü çok önemli. Türkiye, küresel düzeyde pozitif bir rol oynuyor. En az gelişmiş ülkeleri gelişmiş ülkelerin refah seviyesine taşımak için Antalya'da düzenlediğimiz konferans da bir manifesto niteliğinde. 2011 yılında, İstanbul'daki toplantıda, o dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan bir dizi girişimde bulunacaklarını duyurmuştu. Şimdi, Türkiye'nin bütün taahhütlerini yerine getirdiğini duymaktan çok memnunuz."
Konferansta Türkiye'nin en az gelişmiş ülkelere eğitim, sağlık, altyapı ve ziraat gibi alanlarda verdiği desteği ve üretkenlik kapasitelerinin artması için sunduğu işbirliği imkanlarını öğrendiğini belirten Acharya, "Türkiye'nin ortaya koyduğu güçlü destekten dolayı çok mutluyuz. Bu destek, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin de en az gelişmiş ülkelere yardım edebileceğini göstermesi açısından güzel bir örnek." diye konuştu
EAGÜ'YE DESTEKTE ULUSLARASI İŞBİRLİĞİ
Acharya, BM'nin temel öncelikleri olan dünyada barış ve güvenliğin, kalkınmanın ve insani gelişmenin sağlanmasının uluslararası işbirliği ile gerçekleştirilebileceğini dile getirerek, "Bütünleşmiş bir dünyada yaşıyoruz. Dünyanın bir bölgesinde yaşananlar, diğer bölgelerde yaşayanları da etkiliyor. En az gelişmiş ülkeler, insani kalkınmanın en az olduğu, ekonomik ilerlemenin yavaş olduğu, kimi zaman mali krizler kimi zaman iklim felaketleri nedeniyle kırılganlığın yüksek olduğu yerler." ifadesini kullandı.
BM'nin eşitlik, adalet ve dayanışmayı teşvik etme prensibiyle hareket ettiğini vurgulayan Acharya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Afrika, Asya ve Latin Amerika'da mahrumiyet içinde olan yaklaşık 4 milyon insan göz önünde bulundurulduğunda, BM'nin yardıma ihtiyaç duyan bu insanlar için uluslararası topluma seslenmesi kaçınılmaz. BM bu konuyu dile getirmekle kalmıyor, aynı zamanda uluslararası ortaklıkların kurulduğundan da emin olmak istiyor. Bu yüzden, Antalya'daki bu toplantı çok önemli."
"SURİYE'DE SİYASİ ÇÖZÜM ŞART''
En az gelişmiş ülkelerin büyük bir bölümünün yaşanan çatışmalar nedeniyle kalkınamadığına dikkati çeken Acharya, bu çerçevede Suriye'deki son durumu şöyle değerlendirdi:
"Suriye'de siyasi bir çözümün şart olduğunu hepimiz görmeliyiz. Çatışmalar, insanların hayatını kaybetmelerinde ve geçimlerini sağlayamamalarında doğrudan etkili. Bunun üstesinden işbirliğiyle gelinebilir. BM de bunun için uğraşıyor. Çatışmaya çözüm bulabilmek için tüm tarafların güçlü bir kararlılık sergilemesine ihtiyacımız var. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan en büyük mülteci krizi, bölgede yaşanan sınamalar kadar büyük bir insani kriz."