Ünlü Arap analist Atvan: Umman Denizi’ndeki tanker saldırısının arkasında ABD ve İsrail var
Arap dünyasının tanınmış analisti Abdulbari Atvan, Japonya Başbakanı'nın Tahran'a yaptığı ziyaretin ve Umman Denizi’ndeki tanker saldırısı olayının zamansal olarak kesişmesine değinerek; ABD ve bölgesel müttefiklerini bu olaydaki rolüne ve İran'a karşı bir savaş bahanesini haklı çıkarmak için ABD ve İsrail istihbarat teşkilatları tarafından yönetilebileceğine işaret etti.

Oluşturma Tarihi: 2019-06-18 14:38:27

Güncelleme Tarihi: 2019-06-18 14:38:27

Arap dünyasının tanınmış analistlerinden olan Abdulbari Atvan, Ray el-Yevm gazetesindeki baş makalesinde şunları yazdı: 
Eğer Fars Körfezi'nde savaş başlamadıysa, Umman Körfezi'ndeki 6 dev tankere bir aydan daha az sürede ikinci defa saldırılmasına ve Ensarullah tarafından Suudi Arabistan'ın güneyindeki "Abha" Uluslararası Havaalanına balistik füzeyle gerçekleştirdiği saldırıya ve 26 yolcunun yaralanmasına ne demeliyiz?

El-Füceyre limanındaki dört tankerin patlatmasına ilişkin, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'la birlikte ABD ve İngiltere gibi büyük güçlerin yaptıkları araştırmanın sonucu henüz açıklanmadı ve bu sonuçların uygun zamanda açıklanması için korunmasına ciddi çaba gösterilmektedir. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın gündeme getirdiği gibi, İran'ı suçlamak için aleyhinde herhangi bir belge içermiyor.

İran Dışişleri Bakanı Muhammad Cevad Zarif, iki dev tankere yönelik saldırıyı "şüpheli" olarak nitelendirdiğinde, bu açıklama büyük ölçüde bir mantığa dayanıyor. Çünkü, Japonya Başbakanı Şinzo Abe Tahran'a gelerek, İran ile ABD arasındaki gerilimi azaltmak ve savaşı önlemek için arabuluculuk çerçevesinde İran İslam İnkılabı Lideri Seyyid Ali Hamanei ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile bir araya geldiği bir zamanda; İran ve müttefikleri Japonya için petrol taşıyan iki petrol tankerini neden havaya uçursun?

Geçtiğimiz gün gerçekleşen saldırının, Japonya Başbakanı Şinzo Abe'nin, ABD'nin İran'a yönelik müzakere masasına koşulsuz geri dönme teklifini sunma çerçevesinde Tahran'a ziyareti sırasında düzenlenmesinin nedeni neydi? Aynı şekilde, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Beyaz Saray'ın Hasan Ruhani ile yapmak istediği telefon görüşmesinin sonuçsuz kalmasının üzerinden uzun zaman geçtikten sonra gerçekleşti.
İranlılar, kaynağı ne olursa olsun, kendilerine yapılan saldırıları unutmazlar. Ancak bu, İran ve müttefiklerinin Amman Körfezi'ndeki son bombalamaların arkasında olduğu anlamına gelmez.

ABD'nin petrolün varil başına % 4 artışla sonuçlandığı bu saldırılara tepkisini tahmin etmek zor. Beyaz Saray'ın yaptığı tüm açıklamalar, Trump'ın durumdan haberdar olduğunu ve Amerikan kurumlarının bu sorunu araştırarak, ihtiyaç duydukları bilgileri topladığını gösteriyor.

Bu araştırmanın ve bilgi toplamanın ne kadar süreyle devam edeceğini bilmiyoruz; ancak önceki deneyimlerimize göre, ABD'nin veya bazı müttefiklerinin bu petrol tankerlerine düzenlenen her iki saldırıda da rol oynadığını biliyoruz. İran'a yönelik gelecekteki herhangi bir savaşı haklı çıkarmak için bunu bahane olarak kullanacaklar.

ABD ve İsrail istihbarat teşkilatlarının bu olayların planlanmasında yer alması bizim için şaşırtıcı olmaz ve üzerinden altı ay geçmiş olmasına rağmen El-Füceyre limanındaki saldırının araştırma sonucunun açıklanmaması bunun gerekçelerindendir.

Trump, müttefikleri Suudi Arabistan ve BAE'nin Yemen'de devam etmekte olan savaştan sorumlu oldukları gibi Körfez bölgesindeki mevcut gerilimlerden de bizzat sorumludur. Çünkü Trump, İranlıların Ortadoğu'ya gönderdiği uçak gemisi ve bombardıman uçağıyla korkacak kadar kolay bir lokma olduklarını hayal etmesiyle büyük bir hataya düştü. Tıpkı müttefiklerinin Ensarullah konusunda
yeteneklerini hafife alarak, Yemen'e saldırmasında yaptıkları hatalar gibi.

Ensarullah'ın füzelerine ve İHA'larına tanık olduk ve daha önce de, Gazze Şeridi'ne karşı yapılan son savaşlar sırasında, Tel Aviv'e ulaşan ve 3 milyon siyonist yerleşimciyi sığınaklara gönderen, Hamas ve İslami Cihad füzelerine tanık olmuştuk. Ki daha Lübnan Hizbullah'ının on binlerce ya da belki de yüzbinlerce nokta atışlı balistik füzesine şahit olmadık. Körfez'deki tankerlere yapılan saldırılar, yaygın bir savaşa dönüşürse, Hizbullah füzeleri yakın bir gelecekte kesinlikle ortaya çıkacaktır.

Cevad Zarif çok önemli bir açıklamada bulunarak şunları söyledi: "Amerika Birleşik Devletleri savaşı başlatan taraf olabilir, ancak İranlılar ve destekçileri savaşı istedikleri şekilde sonlandırma kararını veren taraf olacaktır."