İsviçre'nin Cenevre kentinde devam eden Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyinin 45'inci oturumunda konuşan Uygur aktivist ve insan hakları savunucusu Abdulşükür Abdulreşit, "Halkıma karşı işlenen bir soykırım var. Ailem bir Çin toplama kampında rehin tutuluyor." dedi.
İsviçre merkezli "Uygurlar İçin Adalet" derneğinin kurucularından Abdulreşit, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki insan hakları durumuna ilişkin 47 üyeli Konseye hitap etti.
Çin'in Uygur Türklerine "soykırım" yaptığını vurgulayan Abdulreşit, ailesinin "Çin toplama kampında" tutulduğunu aktardı.
Abdulreşit, soykırımın "kısırlaştırma ve organ ticareti"ni de kapsadığını belirterek, şöyle konuştu:
"Kardeşim köle işçi olarak telefon şarj cihazlarını monte etmek zorunda bırakılıyor. Sizin kullandığınız şarj aletleri de onlardan biri olabilir. 3 milyon Uygur, toplama kamplarında tutuluyor. Berlin veya Chicago nüfusunun köle olarak hapsedildiğini hayal edin."
Pek çok ülkenin Uygur Türklerine yapılan "soykırımı" görmezden geldiğini ifade eden Abdulreşit, "Bir şeyler değişecekse, BM hemen şimdi harekete geçmelidir. Soykırımı durdurun." çağrısında bulundu.
"Hiçbir ülke hukukun üstünde olamaz"
İnsan Hakları İzleme Örgütünden (HRW) Cenevre Direktörü John Fisher de Konsey'de pek çok insan hakları kuruluşu adına yaptığı konuşmada, Çin'i kınadı.
Çin'in sadece Sincan Uygur Özerk Bölgesi, Hong Kong ve Tibet'te insan hakları ihlalleri işlemediğini belirten Fisher, "Kuruluşlarımız aynı zamanda Çin'in dünya çapındaki hak ihlallerinin etkisinden de endişe duymaktadır. Çin, yurt dışındaki insan hakları savunucularını da hedef aldı. Kendini her türlü incelemenin üzerinde tutmaya çalışan bir devlet, insan hakları için temel bir tehdit oluşturmaktadır. Hiçbir ülke hukukun üstünde olamaz." değerlendirmesinde bulundu.
Fisher, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e de çağrıda bulunarak, Çin'deki insan hakları ihlallerinin araştırılması için "Özel Elçi" atamasını istedi.
Fisher, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'i de misyonu gereği, "Çin'in kapsamlı hak ihlallerini izlemeye ve hazırlayacağı raporu kamuoyuna açıklamaya" davet etti.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki tartışmalı kamplar
Çin'de son yıllardaki Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller, uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor. Pekin'in "mesleki eğitim merkezleri" olarak adlandırdığı ancak uluslararası kamuoyunun "yeniden eğitim kampları" şeklinde tanımladığı yerlerde Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre en az 1 milyon kişinin tutulduğu tahmin ediliyor.
Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor. Çin'in, bölgede yaşayan Müslüman Uygurlara, Çince dil eğitimi ile mesleki ve kültürel kurslar verdiğini öne sürdüğü kampların durumu hakkında net verileri paylaşmaması, uluslararası kamuoyunda derin kaygılara yol açıyor.
BM İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke, Temmuz 2019'da, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesini eleştiren ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısında bulunan mektubu imzalamıştı.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin şimdiye kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi. Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma taleplerini ise geri çevirdi.