Uygur Türk'ü zorlu yolculuğu anlattı
Tayland’da hapiste tutulan 360 Uygur Türkünden 173’ü Türk hükümetinin bir buçuk yıl süren çabalarının sonucunda Türkiye’ye geldi.

Oluşturma Tarihi: 2015-07-02 10:29:19

Güncelleme Tarihi: 2015-07-02 10:29:19

AL Jazeera'den Sümeyye Ertekin'in haberine göre; Gelenlerin 60'ı kadın 113'ü çocuk. 200'e yakın Uygur Türk'ü hala Tayland'da hapis tutuluyor. Gelen isimlerden biri de 45 yaşındaki Meryem Nisa Taklaman. Doğu Türkistan'da yaşadığı baskı ve şiddetten kaçıp Türkiye'ye gelmek için yollara düştü. Uzun ve yorucu bir yolculuğu ardından Türkiye'ye gelen Taklaman buruk bir mutluluk yaşıyor. Çünkü iki kardeşi hâlâ Tayland'da. Taklaman Tayland'a nasıl gittiklerini ve oradaki hapis hayatını Al Jazeera Türk'e anlattı. 

Bir buçuk yıl sonra Türkiye'de

Meryem Nisa Taklaman'ın annesi, babası ve 7 kardeşinden 5'i, 10 yıl öce Türk vatandaşlığı alıp İstanbul'a yerleşmişti. Eşi beş yıl önce sahte pasaportla Suudi Arabistan'a çalışmaya gitti. O ve diğer iki kardeşi çeşitli nedenlerle Doğu Türkistan'da hayatlarına devam ediyordu. Ancak Taklaman, dininden dolayı ciddi baskı gördüklerini, başörtüsü nedeniyle bir kaç kez sokakta polis tarafından dövülüp taciz edildiğini söylüyor.  

Yaşadıkları sıkıntılardan dolayı o ve iki kardeşi çocuklarını da alıp 2013'ün Aralık ayının ortasında yollara düştüler. Çocuklarla birlikte 15 kişiydiler. Önce yaşadıkları ilçeden 30 saat süren bir tren yolculuğunun ardından Şincan Uygur Özerk Bölgesi'nin başkenti Urumçi'ye ulaştılar. Urumçi'den de Çin'in güneyindeki sınır bölgesine 32 saat süren bir tren yolculuğu yaptılar. Buradan yürüyerek sınırı geçtiler ve Vietnam'a ulaştılar. İki ay burada kaldılar. Türk Büyükleçiliği'ne ulaşıp Türkiye'ye gitmek istediler. Ancak Türk büyükelçiliğinin çabalarına rağmen Vietnam'dan çıkamadılar. Bunun üzerine Kamboçya'ya oradan da Tayland'a geçtiler. Ancak sınırdan geçer geçmez yakalandılar. Bu arada yola çıkmalarının ardından üç ay geçmişti. Tarih 22 Mart 2014'tü. Meryem Nisa Taklaman yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“Orada bizi yasadışı ülkeye girenlerin tutulduğu yabancılar şubesi gibi bir yere götürdüler. Çok zor şartlar altında bir buçuk yıl geçirdik. Bir dönümlük bir koğuşta 300 kişi kalıyorduk. Somalililer, Pakistanlılar, Koreliler, Kamboçyalılar vardı koğuşta. Betona yatıyorduk. Müslüman bir ülke olmadığı için yemek de yiyemedik. Yediğimiz tek şey pirinçti.”

'Yolda iki çocuk dünyaya geldi' 

Taklaman'ın anlattığına göre tutuldukları yerde çok sayıda kendileri gibi kaçak olarak yakalanmış Doğu Türkistanlı vardı. Tutuldukları yerin olumsuz koşullarından ve yolculuğun ağır şartlarına dayanamayan dört yaşındaki bir çocuk hayatını kaybetmişti. 

Taklaman orada kaldıkları süre boyunca kız kardeşinin ve erkek kardeşlerinin çocukları olduğunu ve 15 kişi çıktıkları yolda artık 17 kişi olduklarını söyledi. Tutuldukları süre boyunca kurtulmak için çok dua ettiğini ancak son bir kaç aydır umudunu kestiğini söyledi:

“Çok sıkıntı çekiyorduk. Hep dua ediyordum. ‘Türkiye'de hiç mi insan, hiç mi Müslüman yok bizi kurtaracak bize neden kimse sahip  çıkılmıyor' diyordum Artık son bir iki ay tamamen ümidi kesmiştik artık. Bu yüzden ‘Allah'ım canımızı al' diye dua etmeye başlamıştım.”

Ramazan'dan önce iyi haber geldi

Ramazan ayına iki ay kala Yabancılar Şubesi yönetimine bir dilekçe yazarak oruç tutmak  ve kendi yemeklerini yapmak için mutfak gereçleri istemişler. Onlar dilekçelerine cevap beklerken Türkiye'ye gidecekleri haber gelmiş:

“Çocuklar ve kadınların gideceğini söylediler. Ama bizden hiç bir şekilde itiraz istemediler. Erkeklerin gitmesi için ısrar etmeyecektik mesela. Ya da başka sadece çocuklarımız giderse ona itiraz etmeyecektik. Biz de ne derlerse yaptık.”

Ancak yola çıktığı diğer kardeşlerinin gelmesine izin verilmedi. O hem kendi çocuklarını hem de kardeşlerinin çocuklarını yanına alıp Türkiye'ye geldi. Şimdi diğer kardeşlerine bir an önce kavuşmayı bekliyor.

Kardeşlerini karşılamak için Tayland'a gitmişti

Abdüsselam Taklaman 24 yaşında. Meryem Nisa Taklaman'ın kardeşi. O altı yıldır anne babası be 5 kardeşiyle birlikte Türkiye'de yaşıyor. Hepsi Türk vatandaşı. Ablalarının ve ağabeyinin geleceğini öğrenince onları karşılamak için Tayland'a gitmiş. Ancak yakalandıklarını öğrenince onları bırakıp Türkiye'ye gelememiş. Onları kurtarmak için çalmadık kapı bırakmadığını söylüyor. Ancak başarılı olamıyor:

"Üç ay boyunca Türkiye'nin Tayland Büyükelçiliği ile birlikte üç ay boyunca çok çaba sarf ettik ama olmadı. Ama benim vizem bitiyordu. Bu yüzden ben dönmek zorunda kaldım.”

Türkiye'ye döndüğünde içişleri, dışişleri bakanlıklarına başvurarak ailesi için yardım istiyor. Şimdi bir buçuk yıl süren çabalar sonucu ailesine kavuşmanın sevincini yaşıyor. Ancak onunki buruk bir sevinç. Çünkü üç kardeşinden sadece birine ve yeğenlerine kavuştu. Şimdi diğer kardeşlerinin bir an önce Türkiye'ye gelmesi için Türk Hükümeti'nin çaba göstermesini istiyor:

“Eğer Türk hükümeti isterse onlar gelir. Sadece biraz daha çaba göstermesi lazım. Kardeşimin ve diğer ablamın çocuklarına biz bakıyoruz şimdi.”