'Uzuvları kopmuş çocuk cesetleri rüyalarımdan çıkmıyor'
Suriye'de Hafız Esed'in 1982'de Hama ilinde yaptığı katliamın tanıklarından Azzam İbeysi, 'Hama'da cesetler toplanırken, parçaları her yerdeydi. Uzuvları kopmuş çocuk cesetleri rüyalarımdan çıkmıyor.' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2021-02-16 11:28:01

Güncelleme Tarihi: 2021-02-16 11:28:01

Suriye'de Hafız Esed'in 1982'de Hama ilinde yaptığı katliamın tanıklarından Azzam İbeysi, "Hama'da cesetler toplanırken, parçaları her yerdeydi. Uzuvları kopmuş çocuk cesetleri rüyalarımdan çıkmıyor." dedi.

 Hama il merkezinde 2-28 Şubat 1982'de gerçekleşen katliamın görgü tanıklarından İbeysi, katliamın 39. yılında, yaşadıklarını AA muhabirlerine anlattı.
62 yaşındaki İbeysi, katliama ilk günden itibaren tanıklık ettiğini belirterek, 2 Şubat 1982 sabahında topçu atışı ve bombaların sesine uyandıklarını söyledi.
Uçak ve topçu saldırılarını görünce rejimin Hama'ya yönelik gerçek niyetini anladıklarını kaydeden İbeysi, "Katliamın ilk 2 gününde Hama kent merkezindeki Stadyum semtinde bir şey yoktu. Buranın sakinleri de sivillerden oluşuyordu. Hiç kimsede silah yoktu. Katliamın 4. gününde semtimiz kuşatıldı ve askerler evlere baskın yapmaya başladı. Askerler, erkekleri, yaşlıları ve çocukları evlerinin önünde silahla taramaya başladı." ifadesini kullandı.
İbeysi, sadece semtlerinde o gün 8 saatte 3000-3500 arası kişinin rejim güçlerince katledildiğini aktararak, şöyle devam etti:
"Ertesi gün evimizden dışarıya çıktığımızda cesetlerin her yeri kapladığını gördük. Yaralılar da vardı ancak kimse onlara yaklaşıp da tedavi için kaldıramıyordu çünkü semtimiz askerlerce kuşatılmıştı. Cesetler, en az bir hafta sokaklarda kaldı. Daha sonrasında cesetler, toplu şekilde mezarlara defnedildi."
Hamalı İbeysi, 27 gün süren katliamda yakınlarından 13 gencin de rejim güçlerince öldürüldüğünü dile getirdi.

"Katliamdan sadece kentten kaçabilenler kurtuldu"

Bombardımanla Hama kent merkezinde 7-8 semtin tamamen yerle bir olduğunu hatırlatan İbeysi, "Taş üstünde taş bırakmadılar. Kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden binlerce kişiyi katlettiler. Cesetler toplanırken, parçaları her yerdeydi. Uzuvları kopmuş çocuk cesetleri rüyalarımdan çıkmıyor. Yerdeki cesetlerin manzarası hafızamdan hiç silinmiyor. Ne kadar konuşsam gördüklerimizi anlatmaya yetmez. Rejim bizi insan olarak görmedi." diye konuştu.
Rejim güçlerinin en az 15 bin kişiyi alıkoyarak Humus'taki Tedmur (Palmira) Hapishanesine götürdüğünü vurgulayan İbeysi, şunları söyledi:
"Rastgele çok sayıda kişiyi alıkoydular. Katliamdan sadece kentten kaçabilenler kurtuldu. Ben de onlardan biriydim. Katliamın sürdüğü sırada kent merkezinin doğusundan kaçarak, 2 gün boyunca yaklaşık 35 kilometre yürüdük. Bizimle birlikte çocuk, kadın ve yaşlılar da vardı."

"Kuşatmada insanlar, birbirlerine destek olarak hayatta kaldı"

Katliam öncesi rejim güçlerinin kent merkezini dört bir yandan kuşatmaya aldığını belirten İbeysi, kuşatma sırasında halkın birbirine iyice kenetlendiğine dikkati çekti.
İbeysi, kuşatma günlerinde karşılaştıkları zorlukları ve halkın dayanışmasını şu sözlerle ifade etti:
"Kuşatma sırasında temel gıda ürünleri neredeyse bitmişti. Dükkanlar kapalıydı. Burada o dönem insanlar kış için besin saklardı. Bizde de un vardı. Undan ekmek yaptık. Ayrıca az da olsa mercimek ve bulgurumuz vardı, bunları pişirip yedik. Kuşatmada çocuklara süt bulmakta zorlandık. İlaçlar tükenmişti. İnsanlar ellerinde kalan son ilaçları kendi aralarında paylaştı. Kentten ayrılmayı başaran aileler, gitmeden önce ellerindeki gıda ürünlerinin tümünü geridekilerine bıraktı. Dolaysıyla kuşatmada insanlar bu şekilde birbirlerine destek olarak hayatta kaldı."

 "Katliamı yapanlara dava bile açılmadı"

Ibeysi, katliama imza atan rejim yetkililerinin uluslararası mahkemelerce yargılanması gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Uluslararası toplumdan, Hama halkı için insaflı olmasını temenni ederdik ama maalesef öyle olmadı. Uluslararası adalet, hakkımızı bize vermedi. Katliamı yapanlara dava bile açılmadı. Hafız Esed hariç katliamı işleyenler hayatta ancak uluslararası adalet haklarında dava açılmasına izin vermedi."

1982 Hama katliamı

Dönemin Suriye lideri Hafız Esed'in kardeşi Rıfat Esed komutanlığındaki özel kuvvetler, 2 Şubat 1982'de ülkenin orta kesimindeki Hama ilindeki Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın rejime karşı başlattığı ayaklanmayı bastırmak için şehri kuşatarak önce havadan bombardıman yapmış, daha sonra topçu atışları ve toplu idamlarla 27 günde on binlerce kişiyi katletmişti.
Suriye İnsan Hakları Ağının (SNHR), 12 Şubat'ta AA muhabiriyle paylaştığı rapora göre, Hama il merkezinde 2-28 Şubat 1982'de gerçekleşen katliamda en az 30 bin sivil can verirken, alıkonulan binlerce sivilden en az 17 bininden ise haber alınamadı.
Humus'daki Tedmur (Palmira) Hapishanesine götürüldükleri düşünülen ve daha sonra haber alınmayan söz konusu kayıp kişilerin aileleri ise yakınlarının tasfiye edildiğini düşünüyor.
Ağın raporunda, rejim güçlerinin havadan ve karadan düzenlediği saldırıları ve patlamalar sonucu El-Asida, Es Sehhane, El-Kilayniyye, Ez Zenbak , El-Hayriyya ve El Başuriyye gibi semtler yoğun olarak hedef alınırken, kent merkezinin yaklaşık üçte birinin yerle bir olduğu bilgisine yer verilmişti.
Katliamda 88 mescit, 3 kilise ve çok sayıda tarihi eser de tahrip edilmişti.