6 Nisan tarihinin erken saatlerinde, Yemen Devlet Başkanı Abd Rabbo Mansour Hadi, televizyonda yayınlanan bir konuşmasında, Başkan'ın yetkilerini devretmek ve geçiş döneminde idarenin sağlanması için yardımcısı General Ali Mohsen al-Ahmar'ı görevinden aldığını ve bir başkanlık liderlik konseyinin kurulduğunu duyurdu.
Yayınlanan bir cumhurbaşkanlığı kararnamesinde, Başkanlık Liderlik Konseyi'ne "anayasaya, Körfez girişimine ve yürütme mekanizmasına uygun olarak tüm yetkilerini geri alınamaz bir şekilde delegasyona" devrettiğini ilan etti. Kararname de bu devir için"bu geçiş aşamasında devletin yönetimine etkili liderleri dahil etme arzusuyla ve ülkenin içinde bulunduğu mevcut koşullarda ulusal ve insani tarihsel sorumluluk duygusuyla geldiğini" ifadeleri kullanıldı.
Husiler ise, birçok liderinin açıklamaları ile konseyle anlaşmayı veya müzakere etmeyi reddettiklerini yineledi.
Başkanlık Konseyi Başkanı Rashad Al-Alimi yaptığı ilk konuşmada, konseyin "savaş konseyi değil, barış konseyi olduğunu, aynı zamanda bir savunma, güç ve birlik konseyi" olduğunu söyledi.
Karara göre, oluşturulan konseye yedi üyeyle birlikte Rashad Al-Alimi başkanlık ediyor. Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi'nin her üyesi Konsey Başkan Yardımcısı rütbesinde olacak.
Üyeler, Ulusal Direniş Siyasi Bürosu başkanı ve sözde "Cumhuriyet Muhafızları" kuvvetlerinin komutanı Tarık Muhammed Abdullah Salih, Güney Geçiş Konseyi başkanı ve sözde "Güney" komutanı. Kuvvetler, Aidarous al-Zubaidi ve sözde "Güney Devleri Tugayları" lideri Abdul Rahman Abu Zara'a al-Muharrami, Marib Valisi Sultan Al-Arada, Hadhramaut Valisi Faraj Salmin Al- Bahsani, Othman Majali ve Eski Yemen Devlet Başkanı ofisi Direktörü Abdullah Al-Alimi.
Karar, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da Körfez İşbirliği Konseyi himayesinde gerçekleştirilen, İran destekli Husilerin yer almadığı, Yemen siyasi bileşenlerinden binden fazla katılımcının yer aldığı Yemen ve Yemen İstişareleri toplantısından, Birleşmiş Milletler himayesinde ateşkes ilan edilmesinden, Yemen hükümeti ile Husiler arasında iki ay sürecek insani amaçlı ateşkes ilanından sonra geldi.
Yemen Devlet Başkanı Abdurabbu Mansur Hadi'nin aldığı bu karar, devlet düzeninin yeniden inşaası için önemli bir adım olarak görülüyor. Hükümetin mevcut durumu, kurumlarında yaygın olan yolsuzluk nedeniyle ekonomik ve askeri olarak çok kötü durumda. Fakat son gelişmeler, içinde canlı ve aktif güçlerin bulunduğu Başkanlık Konseyi'nin oluşturulması, Yemenlilerin büyük bir kesimi arasında son karanlık tünelin ucunda ışığın görülmesi olarak değerlendiriliyor.
Gözlemciler, bu radikal değişiklik getiren kararların öneminin, daha güçlü siyasi ve askeri gücün uluslararası kabul görmüş meşru otorite etrafında yeni ittifaka dahil edilmesinde yattığı konusunda hemfikir.
Güney Geçiş Konseyi, Binbaşı General Aidarous Al-Zubaidi'nin önderliğinde ülkenin güneyindeki tüm Yemen vilayetlerinde Husilerle savaşan Güney Direnişinin ortasında. Ulusal Direniş Siyasi Bürosu da ülkenin batı kıyısında Husilere karşı savaşan "Ulusal Direniş ve Cumhuriyet Muhafızları"nın olarak ortaya çıktı. Bab el-Mendeb Boğazı ve Kızıldeniz bölgesinde de sözde "Güney Devleri Tugayları" kuvvetleriyle birlikte bu alanlarda faaliyet gösterecek devlet kurumları oluşturulmuştu.
Hiç şüphe yok ki Güney Geçiş Konseyi ve Ulusal Direniş siyasi denklemdeki varlıklarını güçlendirdi ve Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi'ne içinde yer almları, Husilere karşı askeri çatışmada iki model sundukları göz önüne alındığında, devlet kurumlarının yeniden çalışır hale getirilmesi ve kurtarılan vilayetlerde güvenliğin sağlanması gibi pek çok meselenin çözülmesine katkıda bulunuyor.
Yemenlilerin geniş bir kesimi, özellikle Hanobi Geçiş Konseyi ve Ulusal Direniş geniş bir popülariteye sahip olduğu ve son birkaç yılda büyük bir yetenek gösterdiği için, bu gelişmelerin ülkedeki durum için yakın zamanda siyasi ve askeri konularda bir ilerleme getirebileceğine inanıyor.
Yemen'de siyasi otoriteler ve halk, bu kararı memnuniyetle karşılayarak, unun devleti ve kırılgan devlet kurumlarını yeniden yapılandırmak için bir fırsat kapısı açtığına inandıklarının ifade ediyor.
Bir siyasi kaynağa göre, Cumhurbaşkanlığı kararı ile Komuta Konseyi'nin Husilerle ülke genelinde nihai ve kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşmak ve kalıcı bir ateşkes sağlanması için müzakere masasına oturulması zorunluğu ortaya çıktı.