Yemen'de Güney Geçiş Konseyi ile uluslararası koalisyon arasındaki çatlak büyüyor
Yemen'in güneyinde sözde 'özerklik' ilan eden Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) destekli Güney Geçiş Konseyi (GGK) ile Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri arasındaki çatlak, bir İngiliz tankerinin pazar günü Yemen'in güneyinde saldırıya uğramasının ardından yaşanan gelişmelerle derinleşti.

Oluşturma Tarihi: 2020-05-21 11:28:07

Güncelleme Tarihi: 2020-05-21 11:28:07

İngiliz Stolt şirketinden yapılan açıklamada, tankerin Yemen'in yaklaşık 75 deniz mili açıklarında korsanların saldırısına uğradığı, gemideki silahlı koruma ekibinin karşılık vermesi üzerine saldırının atlatıldığı belirtildi.

Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani ise pazartesi günü yaptığı açıklamada, İngiliz gemisine saldırının, hala Aden Körfezi ve Kızıldeniz'deki uluslararası kara sularında dünya ticaretine yönelik terör tehditlerininin sürdüğünü gösterdiğini ifade etti.

İryani, ayrıca, stratejik Aden vilayeti ve güney sahillerindeki güven ve istikrarı korumaya çalışan Yemen hükümetinin çabalarının BAE destekli ayrılıkçı milislerce engellendiğini kaydetti.

Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri, GGK'yi, Yemen sahil güvenlik birimlerinin ülkenin güneyinde görevlerini yapmalarına izin vermemekle suçlarken, GGK'nin bu açıklamalara cevabı, "Kıyılarımızı hükümetteki terörist grupların emirine teslim etmeyeceğiz." şeklinde oldu.

- KOALİSYONDAN ÖRTÜLÜ SUÇLAMALAR

Uzmanlar, kendisini uluslararası koalisyonun "stratejik ortağı" olarak niteleyen GGK'ye karşı Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonunun ilk kez böyle bir suçlamada bulunduğunu belirtiyor.

Gözlemcilere göre, GGK aslında, Mart 2015'ten bu yana Yemen'i kontrol eden koalisyonun desteğini kazanarak ayrılıkçı fikirlerini hayata geçirmek ve ülkeyi, güney ile kuzeyin birleştiği 22 Mayıs 1999'dan öncesine geri döndürmek istiyor.

Bu hedef doğrultusunda kendisini Husilere karşı koalisyonun stratejik ortağı olarak konumlandırarak ajandasını uygulamaya çalıştığı belirtiliyor.

Buna karşın gözlemciler artık, GGK'nin Yemen'in güneyindeki sahil kesiminin bir bölümünü kontrol etmesinin hava yolları, nakliye gemileri ve uluslararası ticarete tehdit oluşturduğu yönünde müttefiklerin "örtülü" suçlamalarıyla karşı karşıya olduğunu söylüyor.

- ÇATLAĞIN ÖTEKİ YÜZÜ

Uzmanlara göre, koalisyonun açıklaması, GGK'nin 26 Nisan'da yaptığı sözde "özerklik" ilanı ile iyice derinleşen diğer bir çatlağı ortaya çıkardı.

Suudi Arabistan GGK'nin sözde özerklik ilanını kendi gözetiminde imzalanan ve uluslararası toplum tarafından desteklenen Riyad Anlaşması'nın açıkla ihlali olarak nitelendirdi.

GGK ise koalisyonun açıklamasına karşın denetimi altında tuttuğu sahil şeridini hükümet içindeki "terörist" gruplara teslim etmeyeceğini duyurdu.

GGK Başkan Yardımcısı Hani bin Berik, İngiliz gemisinin saldırıya uğramasının ardından Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap Koalisyonu'nun GGK'yi, sahil güvenlik birimlerinin ülkenin güneyinde görev yapmasına izin vermemekle suçlamasına karşılık Twitter'dan açıklama yaptı.

Arap Koalisyonu'nun Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'ye Riyad Anlaşması'nı uygulaması için ciddi baskı yapmaya başlaması gerektiğini ifade eden Bin Berik, anlaşmanın hükümetin değişmesini ve GGK ile mutabık kalınarak bir hükümet kurulmasını öngördüğünü aktardı.

- GGK'DEN KOALİSYON VE YEMEN HÜKÜMETİNE KARŞI SUÇLAMA

Öte yandan GGK eski sözcüsü Salim el-Avlaki de deniz ulaşım hatlarına yönelik tehdit, korsanlık ve kaçakçılıktan koalisyonu sorumlu tuttu.

Avlaki, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyon Bab el-Mendeb'ten El-Mehra iline kadar ülkenin kıyılarını kontrol ediyor. Bu başarısızlığa yorum yapmak için başka bir kapı aranmasını tavsiye ederim." ifadelerini kullandı.

GGK'nin önde gelen isimlerinden Ahmed Salih de Twitter hesabından, İngiliz gemisinin saldırıya uğramasından koalisyonu sorumlu tutarak, "Koalisyon 6 yıldır başarısızlık ve yolsuzluğu haklı göstermek için çabalıyor." ifadelerine yer verdi.

- YEMEN HÜKÜMETİNİN UMUTLARI CANLANDI

Uzmanlar, Suudi Arabistan'ın GGK'ye karşı tutumdaki bu değişim, geçici başkenti Aden'i kaybettikten sonra kritik bir siyasi durumda olan Yemen hükümetinin umutlarını yeniden canlandırdığını söylüyor.

Hükümet, bu durumun Suudi Arabistan'ın GGK'ye karşı daha net ve keskin bir duruş sergilemesinin başlangıcı olmasını arzuluyor.

Yemen hükümetinin, Suudi Arabistan'ın GGK'nin tek taraflı adımlarına son verme çağrılarını görmezden gelmesine ve sözde özerkliği destekleyecek uygulamalarına karşı bir duruş sergilemesi beklentisinde olduğu belirtiliyor.

Yemen Enformasyon Bakanı Danışmanı Muhtar er-Rahbi, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, "Husiler ile GGK Yemen ile körfezin istikrarını ve güvenliğini tehdit açısından aynı projedir." ifadelerini kullandı.

Rahbi, "Bu kişiler Tahran ve Abu Dabi'nin elindeki aletlerdir. Suudi Arabistan'daki kardeşlerimizin de dünyanında bunu göreceği günler gelecektir." ifadelerine yer verdi.

Yemen hükümetinden bir kaynak da bu suçlamaların GGK'nın sözde özerlik ilanını geri çekmesi ve Riyad Anlaşması'nın gerekliliklerine uyması yönündeki çağrılarını reddetmesi sebebiyle Suudi Arabistan'ın öfkesinin bir yansıması olduğunu belirtti.

BAE'nin açıklamadan haberi olmadığını savunan kaynak, Abu Dabi'yi açıklama sonrası GGK liderlerine koalisyona saldırma talimatı vermekle suçladı.

- YEMEN'DEKİ ÇATIŞMALAR

Yemen'de bir yandan İran destekli Husiler, diğer yandan da BAE destekli Güney Geçiş Konseyi ile mücadele nedeniyle gün geçtikçe parçalanma derinleşiyor.

GGK'nin 26 Nisan'da güney illerinde sözde "özerklik" ilan etmesinden bu yana hükümet güçleriyle BAE'nin finanse ettiği silahlı milisler arasında çatışmalar yaşanıyor.