TİMETURK | HABER MERKEZİ
Husiler bir buçuk yıldan uzun süredir omuz omuza savaşıyor gibi görünse de aralarında gizli anlaşmazlıkların olduğu, siyasi alanda ilerleme kaydedildikçe sorunların daha da büyüyeceği belirtiliyor.
Başkent Sana'daki gösterilerin başladığı 21 Eylül 2014'ten sonra başta Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi ve hükümetini düşürme konusu olmak üzere birtakım ortak çıkarlar Salih yanlıları ve Husileri bir araya getirdi. Daha sonra Suudi Arabistan, bu iki grup için birincil düşman haline geldi ve çatışmaların seyri ne olursa olsun anlaşma imzalanmamasının en önemli nedeni oldu.
Husiler ve Salih yanlıları, geçen ağustosta merkezi Sana olan Yüksek Siyasi Konseyi kurarak ilk kez aralarındaki siyasi koalisyonu da açıkladı. Ancak başkanlık konusundaki anlaşmazlık ve başkanlığın Husiler ve Salih yanlıları arasında dönüşümlü hale getirilmesi açıklamaları taraflar arasındaki anlaşmazlığı kısmen gün yüzüne çıkardı.
Müttefiklerin ortaklığını koruyan savaşın aksine siyasi konular bu ittifakı bozmaya başladı. Bu yöndeki anlaşmazlıklar Husilerin, Yüksek Siyasi Konsey kurulmadan önce yönetim görevini elinde tutan Devrim Komitelerinden çekilmesiyle belirginleşmeye başladı.
BAŞKANIN HUSİLERDEN OLMASI TEPKİYE NEDEN OLDU
Husiler ile Salih yanlıları Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde yürütülen ve 3 tur yapılan barış müzakerelerine ortak heyetle katıldı. 14 kişilik heyetin başkanının Husilerin sözcüsü Muhammed Abdusselam olması Salih kesiminin tepkisine neden oldu.
Bunun yanı sıra siyasi anlaşmazlıklar ortak heyetin Başkanı Abdusselam'ın Suudi Arabistan'la anlaşma yapmak için tek başına Suudi Arabistan'ın Güney Zahran kentine gitmesiyle patlak verdi. Ekim ayında BM Yemen Özel Temsilcisi İsmail Vild eş-Şeyh Ahmed, Sana'ya döndüğünde anlaşmazlıklar yeniden ayyuka çıktı. Husilerin Şeyh Ahmed'le görüşmek için koştukları önşartları geri çekmeleri, müzakerelerdeki Salih ekibinin oturumları boykot etmelerine yol açtı.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Suudi Arabistanlı yetkililerle görüşmeye katılmak için Abdusselam'ın Umman'ın başkenti Maskat'a 2 önde gelen Husi yetkiliyle gitmesi ve Salih ekibini Sana'da bırakması iki grup arasındaki uçurumu daha da genişletti.
"KOALİSYONU SÜRDÜRMEK ZORUNDALAR"
Her ne kadar bu anlaşmanın ardından Salih, partisinin liderleriyle olağanüstü toplantı düzenleyip sonrasında söz konusu anlaşmadan memnuniyet duyduğunu belirterek, Umman ile ABD Dışişleri Bakanı Kerry'e teşekkürlerini sunsa da gözlemciler, müzakere masasında ilerleme kaydedildikçe Husiler ile Salih ekibi arasındaki anlaşmazlıkların artacağını ifade ediyor. Ancak anlaşmazlıklara rağmen bu iki müttefikin beraberliklerini sürdürmek zorunda oldukları belirtiliyor.
Yemenli yazar ve analist Halid Abdulhadi, Husilerin Yemen'de bölgesel ve uluslararası güçlerle yaptıkları görüşmeler ilerledikçe Husiler ve Salih tarafı arasındaki uçurumun büyüdüğünü bunun nedeninin de söz konusu görüşmelerde Salih yanlılarının gelecekteki rolü ve çıkarlarının belirlenmesi konusu olduğunu ifade etti.
Abdulhadi, Salih tarafının bu durumda iki şekilde muamele ettiğini ve bunların ilkinin, olaylar dairesinde kalmak, ikincisinin ise Husilerle olan hiçbir anlaşmazlığı tabana yansıtmamak olduğunu söyledi.
Her iki taraf arasında da hala onları beraber çalışmaya sevk eden ortak çıkarlar olduğunu söyleyen Abdulhadi, bu çıkarlar geçerliliğini yitirse bile koalisyonlarını sürdürmek zorunda olacaklarını kaydetti.
HUSİLERE, SALİH'İN 33 YILLIK SİLAH DEPOLARININ KAPILARI AÇILDI
Geçen aylarda iki müttefikin alt kademedeki yöneticileri ve tabanları arasında sözlü sataşmalar olduğu ancak üst düzey yöneticilerin, küçük anlaşmazlıkları kenara bırakarak, ortamı yumuşatmaya çalıştığı ve taraftarları ortak düşmana odaklanmaya çağırdığı iddia edildi.
Husilere yakın kaynaklar ise Salih tarafıyla aralarında anlaşmazlıkların bulunduğunu ancak bunun korkulacak düzeyde olmadığını öne sürüyor.
Ayrıca, Husilerin savaşın başından beri Salih yanlılarıyla koalisyon içinde olmalarının kendi menfaatleriyle örtüştüğü belirtilirken, Salih'in müttefiki kabilelerin sınır şeridinde Husilerin yanında savaştığı ve onlara devrik Cumhurbaşkanı Salih'in 33 yıllık yönetimi boyunca sakladığı silah depolarının özellikle de son dönemde menzili geliştirilen balistik füzelerin kapılarının açıldığı ifade ediliyor.