İsveç'in başkenti Stockholm'de Yemenli taraflar arasında imzalanan anlaşmanın üzerinden bir ay geçmesine rağmen sahada kayda değer bir gelişme yaşanmaması, anlaşmanın kağıt üzerinde kalacağı tezini güçlendiriyor.
Yemen'deki durumu takip eden gözlemciler, anlaşmanın özellikle esir takasıyla ilgili maddelerinin pek çok sorun barındırdığını, Hudeyde'yle ilgili maddelerin de kesin hatlar çizmemesinden ötürü kırılgan ve uygulamaya elverişli olmadığını düşünüyor.
Taraflar, 13 Aralık 2018'de Hudeyde, esir takası ve Taiz kentiyle ilgili anlaşmaya varmış ve bunu uygulamaya koymak için çalışmalara başlamayı kabul etmiş olsa da özellikle Hudeyde'deki durum, bunun pek de kolay olmayacağını gösteriyor.
Anlaşmanın imzalanmasından bugüne kadar geçen sürede, Hudeyde'de 18 Aralık'ta ateşkesin yürürlüğe girmesi ve Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde kurulan Yeniden Düzenleme Koordinasyon Komitesi (RCC) Başkanı Hollandalı General Patrick Cammaert ve ekibinin hükümet ve Husilerden temsilcilerle pek çok kez bir araya gelmesinden başka somut bir adım atılamadı.
Teorikte anlaşıldı ama uygulanmasında çok yol alınamadı
Anlaşmanın uygulanması için ilk olarak, "ateşkesin sağlanması, Husilerin Hudeyde, Salif ve Ras İsa limanlarından çekilmesi ve buraların sahil güvenlik kuvvetlerine teslim edilmesi, sonrasında en geç 4 Ocak'a kadar hükümet güçleriyle Husilerin şehir dışına çekilmesi, yol ve sınır kapılarının yeniden açılması ve mayınların temizlenmesi" gerekiyordu. Ancak şu ana kadar limanlardan ve kentten çekilme olmadığı gibi taraflar da karşılıklı olarak birbirlerini "süreci baltalamakla" suçlamaktan başka bir şey yapmadı.
AA muhabirine konuşan hükümetten askeri bir kaynak, Husilerin, söz konusu limanlar ile Hudeyde'yi "yerel Yemen güçleri" adı altında kendilerine bağlı unsurlara teslim etmekte ısrar ettiğini söyledi.
Bu ısrarın, Hudeyde'de yeniden düzenlemenin uygulanmasının önündeki en büyük engel olduğunu aktaran askeri kaynak, Yemen hükümetinin, Husilerin kentten ve limanlardan çekilerek bu bölgeyi meşru güçlere teslim etmesi konusunda kararlı olduğuna vurgu yaptı.
BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths, BM Güvenlik Konseyi'nde 9 Ocak'ta yaptığı bilgilendirmede, Yemen hükümeti ile Husilerin Hudeyde'de ateşkese büyük ölçüde uyduğunu ve o zamandan bu yana saldırılarda düşüş yaşandığını söyledi.
RCC'nin etkinleştirilmesinin önemli bir adım olduğunu belirten Griffiths, güvenlik düzenlemelerinin uygulanması ve insani yardımların geçişinin iyileştirilmesi için her iki tarafın da General Cammaert ve ekibiyle düzenli ve iyi niyetli bir şekilde çalışmaya devam etmesi gerektiğini vurguladı.
Esir takasında problemler
Griffiths, esir takasının hayata geçirilmesi konusunda kendi ofisi ile Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin taraflarla birlikte çalışmaya devam ettiğini ve gelecek hafta Ürdün'ün başkenti Amman'da esir takası sürecini takip eden denetim komitesinin toplantı düzenleyeceğini kaydetti.
Esir ve tutuklu takası konusunda daha önce hükümet güçleri, Husileri kendi elindeki 2 bin 900 tutuklunun varlığını inkar etmekle suçlamıştı.
Husiler ise hükümetin esir listesinde 2 bin 171 mükerrer isim olduğunu, listede bulunan bin 144 kişinin ise daha önce serbest bırakıldığını iddia etmişti.
Ateşkese kısmen uyuldu
Siyasi analist Riyad el-Ahmedi'ye göre, İsveç anlaşmasının şu an için en görünür sonucu ateşkese kısmi olarak uyulması.
Ateşkesin kısmen de olsa sürmesinin ardında yatan nedenin uluslararası baskılar olduğuna işaret eden Ahmedi, "Gerçekte ise problemler devam ediyor. Daha da tehlikeli olan şey, Hudeyde'de savaşın fitilinin (güçlerin kentten çekilmesi) yok edilmemiş olması. Son haftalarda yeni hendekler kazıldığı yönündeki haberler doğruysa bu durum kenti daha şiddetli çatışmalara sürükleyebilir." dedi.
Yemen'deki mevcut şartlarla ilgili iyimser konuşmayan Ahmedi, şöyle devam etti:
"Tüm bunlara rağmen, uluslararası baskının anlaşmanın kısmen de olsa bugüne kadar direnmesini sağladığını söyleyebiliriz ancak bu 'kırılgan' anlaşmanın daha ne kadar dayanacağı sorusunu da cevaplamamız gerekir."
Esir takasının da en az Hudeyde kadar önemli olduğuna işaret eden Ahmedi, tutukluların çoğunun Husilerin elinde olduğunu ve onların da bu konuda pazarlık yaptığını ve bu nedenle bu maddenin uygulanmasının diğer siyasi dosyalara tabi olacağını ifade etti.
Kağıt üzerinde kalan anlaşma
Yemenli gazeteci Hasan el-Fakih, Husilerin Hudeyde'den çekilmemesi nedeniyle anlaşmanın kağıt üzerinde kaldığını söyledi.
Fakih, "Anlaşmanın uygulanması için bir mucize gerekiyor. Bu karamsarlık değil. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de İsveç anlaşmasının uygulanmasının zor bir görev olduğunu söyledi." dedi.
İsveç anlaşmasında özellikle Hudeyde'yle ilgili maddelerin ucu açık olduğuna işaret eden Fakih, her bir tarafın anlaşmayı kendi istediği şekilde yorumladığını, tarafların ateşkese uyması ve limanlardan çekilmesi gerekirken, Husilerin BM'li gözlemcilerin varlığına rağmen bahane uydurarak bu maddeyi uygulamamaya devam ettiğini aktardı.
İlkesel olarak anlaşıldı
Esirler konusuna da değinen Fakih, bu maddenin taraflar arasında "güven inşası" kapsamına girdiğini, tarafların özellikle bu dosya için İsveç'e gittiğini ve ilkesel olarak da bu konuda anlaştıklarını dile getirdi.
Husilerin, hükümetin listesinde El-Kaide unsurlarının olduğu ve bazı isimlerin gerçekte var olmayan kişilere ait olduğunu açıklayarak bahane ürettiğini savunan Fakih, ilk grubun takas işlemlerine yaklaşık 10 gün kaldığını, ancak bunun gerçekleşme ihtimalini düşük gördüğünü kaydetti.
Fakih, İsveç anlaşmasının da daha önceki anlaşmalar gibi sonuçsuz kalacağı öngörüsünde bulundu.