TİMETÜRK I HABER MERKEZİ
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) PKK'nın Suriye kolu PYD'nin ve PYD'nin askeri kanadı PKK'nın Suriye'de kontrol altında bulundurduğu bölgelerde işlediği savaş suçunu birinci ağızdan tanıklarla konuşarak belgeledi.
Uluslararası Af Örgütü'nün tanıklığını kaydettiği Suriyeli bir kadın, "Suluk terkedildi. Çünkü onlar (YPG) bizi hava saldırılarıyla tehdit ettiler ve Suluk'u terk etmemiz gerektiğini söylediler" ifadelerini kullanıyor. Suluk, YPG'nin Tel Abyad saldırısı sırasında uzun süre çatışmalara sahne olmuş ve Tel Abyad'ın YPG'nin eline geçmesinden bir hafta önce Arap ve Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı bölge YPG tarafından kontrol altına alınmıştı.
Uluslararası Af Örgütü tarafından kaydedilen videoda konuşan bir başka Suriyeli ise "Önce buldozerler getirdiler. Sonra evleri yıkmaya başladılar. Tek tek bütün evleri yıktılar ta ki bütün köy yok olana kadar" diyor.
Af Örgütü temsilcisi yıkılan köyü adım adım gezerken kameraya yansıyan görüntüler oldukça çarpıcı detaylar içeriyor. Öte yandan PKK'nın Suriye'de uyguladığı politika İsrail'in Filistin'de uyguladığı politika ile dikkat çekici benzerlikler gösteriyor. 1930'lu yıllardan itibaren Filistin'deki nüfus dengesini Yahudiler lehine değiştirmek için çabalayan Yahudi yerleşimciler sıklıkla Filistinlilere ait köyleri basarak Filistinlileri Suriye, Lübnan, Ürdün, Irak ve Mısır'a sürgün etmişlerdi. Günümüzde hala devam eden bu politika artık Filistin topraklarında inşa edilen yeni Yahudi yerleşim yerleriyle ve dünyanın dört bir yanından Filistin'e getirilen Yahudi yerleşimciler eliyle uygulanmaya çalışıyor. Suriye kontrol altına aldığı topraklarda Arap ve Türkmenleri fiili baskıyla göçe zorlayan ve köylerini yıkan PYD'nin politikaları İsrail'in erken kuruluş dönemindeki politikaları ile çarpıcı şekilde benzerlikler taşıyor.
Suriyeli kadın Suluk'ta yaşadıklarını, "YPG'li asker bana 'Ne zamandır burayı inşa etmekteydin? Bir saat içerisinde buradan geriye birşey kalmayacak' dedi. Hepsi bu, evimi yakmak istiyorlardı" şeklinde anlatıyor.
Arap ve Türkmenlerin PYD tarafından bölgeyi ABD'nin hava bombardımanından önce kontrol eden IŞİD'i desteklemekle suçlandığını belirten Uluslararası Af Örgütü, bu gerekçeyle Arap ve Türkmenlere bölgeyi terk etmeleri için baskı yapıldığını belirtiyor.
Videoda PYD'yi savunan YPG Asayiş Sorumlusu Civan İbrahim ise "Burası çok tehlikeli bir yer. Belki bazı küçük olaylar olmuş olabilir. Terörizmden ötürü bazı ailelerden burayı terk etmeleri istendi. Burada yaşayanlardan çantalarını almaları ve burası güvenli bölge olduğunda yani savaş bitince geri gelmeleri söylendi" ifadelerini kullanıyor.
Öte yandan Tel Diyab köyünden sürgün edilen bir başka kadın ise yaşadığı zulmü "Onlara eğer benim evimi yakacaklarsa ya da beni buradan çıkaracaklarsa buraya bir çadır getireceğimi ama yine de burada, toprağımda duracağımı söyledim. 'Giderse ev gider ama benim toprağımda kalmamdan daha elzem ne olabilir' dedim. Yani bütün bunları sebebi evim zannediyordum ancak YPG'li asker bana 'Bizim evle bir sorunumuz yok. Sorunumuz içerisindekilerle' dedi." şeklinde anlatıyor.
Tel Abyad'a bağlı Suluk'tan sürgün edilen bir diğer kadın ise "Evimizi temizlemiş ve akşam yemeğimizi yemiştik. Bir YPG'li asker geldi ve gitmek zorunda olduğumuzu söyledi" şeklinde konuşuyor ve "Size gitmeniz için süre verdiler mi?" sorusuna ise "Hayır, hemen gitmemizi istediler" cevabını veriyor. "Bunun için bir gerekçe gösterdiler mi?" sorusuna yanıtı ise şu şekilde: "Suluk'un askeri bölge olduğunu söylediler"
YPG'nin Sözcüsü Redur Halil ise yaşananlarla ilgili "Maalesef bunlar savaşın gerçeği. Siviller bundan zarar görüyor. Bunun farkındayız. Bir çatışma başladığında, orada her çeşit silah kullanılır. Tüfekler, bombalı araçlar, hava saldırıları, ağır silahlar ve orada bulunan bütün tipteki silahlar... En iyi çözüm sivilleri çatışma bölgesinden ve cephe hattından daha gerideki bölgelere taşımak ya da IŞİD'i bu bölgeden tamamen çıkarmak. Elbette bu, görevi kötüye kullanmak, sürgün ya da organize bir şekilde insanları bölgelerinden çıkarmak anlamına gelmiyor." ifadelerini kullanıyor.
Ancak Halil'in söylediklerinin aksine videoda konuşan sürgün edilmiş bir kadın, "Çantamı toplamayı denedim ancak bana 'Bu çantada bir bomba olabilir' dediler. Eğer o çantada bir bomba çıkarsa ben bundan sorumluyum, sorumluluğu üstleniyorum dedim. Bir insan nasıl çantada bomba olup olmadığını bilmez? Suluk sakinleri daha sonra kalan eşyalarını almak için geri dönmeyi denediler ancak YPG militanları tarafından engellendiler. YPG militanları onlara 'Suluk'u unutun. Burada artık eviniz yok' dediler. IŞİD bizim köyümüzdeydi ancak IŞİD'in orada olması bizim kararımız değildi. Herşeyi geride bıraktım. Dükkanım, oğlumun işyeri, evim... Hepsini bıraktım. " diyor.
"Bize 'Buradan çıkmak zorundasınız. Çünkü IŞİD geliyor ve IŞİD çocukları boğazlayacak' dediler. Biz çıkmayacağımızı söylediğimizde ise bize 'O zaman sizin bulunduğunuz bölgelerin bilgisini Amerikan uçaklarına vereceğiz ve uçaklar burayı vuracak' şeklinde tehdit ettiler. Bense 'Burada evimizde ölmemiz buradan çıkarılmamızdan daha evladır' cevabını verdim. " diyen bir başka Suriyeli ise açıkça YPG'nin kendilerini ABD uçakları ile tehdit ettiğini belirtiyor.
YPG Asayiş Sorumlusu Civan İbrahim ise buna karşılık "Kürtlerin kontrol ettiği alanın tümünde sürgün edilmiş 25 aileden fazlasını bulamazsınız. Söylediklerimden sorumluyu ve rakamlarla konuşuyorum. Eğer 26 aile bulabilirseniz ben bu iddiamda sorumluyum" diyor.
Hüsseyiniye köyünden sürgün edilen Fatma ise görüntülenen yıkıntıların yıkılmadan önce bir köy olduğunu söylüyor. "Bu köyde 90 - 95 ev vardı. Evleri yaktılar. Sonra da buldozerleri getirdiler ve herşeyin üzerinden geçtiler." diyerek YPG'nin köyü ortadan kaldırdığını açıklıyor.
Aynı köyden Muhammed ise "Burada YPG ve IŞİD savaştı. Peki bizimle bunun ne ilgisi vardı?" diye soruyor.
Redur Halil ise buna karşın kendi kontrollerindeki Özerk Yönetim'in (Kantonları kast ediyor), sürgün edilenlere kalacak yer sağlamaya mecbur olduğunu ve insani yardımların sağlanmasından mesul olduğunu söylüyor.
Uluslarası Af Örgütü tarafından yayınlanan belgesel Tel Abyad çevresinde bulunan köylerde çekilirken YPG'nin savunmasına karşın bölgeden çıkarılan ailelerin büyük kısmı muhaliflerin kontrolündeki bölgelere çekildiklerini belirtiyorlar.