Dünyanın 5. büyük ekonomisi İngiltere'de, yaklaşık 8 yıldır devam eden kemer sıkma politikaları nedeniyleyoksulluk sınırının altında yaşayanların sayısı her geçen yıl artıyor.
Başkent Londra'da milyon sterlinlik evlerin bulunduğu, lüks restoran ve barların sıralandığı ışıklı ve görkemli caddelerin ardında, görmezden gelinen "yoksullar ordusuna" her geçen yıl yenileri ekleniyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, yaklaşık 2,94 trilyon dolarlık milli geliri ile dünyanın 5. büyük ekonomisi olan İngiltere'de, 2008 yılındaki finans krizinin faturası, 2010 yılında iktidara gelen Muhafazakar Parti'nin uyguladığı kemer sıkma politikaları ile halkın orta ve alt gelir grubuna kesildi.
Ülkede etkileri bugün de hissedilen kemer sıkma politikaları sonucu sokaklarda geceleyen çok sayıda evsiz, açlık sınırının altında yaşayan aileler ve gıda bankalarına muhtaç milyonlarca çaresiz insan bulunuyor.
Nüfusun yüzde 12'si "sürekli bir yoksulluk" içerisinde
AA muhabirinin Sosyal Ölçütler Komisyonu'nun (SMC) verilerinden derlediği bilgilere göre, nüfusun yaklaşık 66 milyon olduğu İngiltere'de, toplam 14,2 milyon insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
İngiltere nüfusunun yüzde 12'si dönemsel değil, "sürekli bir yoksulluk" içerisinde hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Çocuk yoksulluğu, son 5 yıl içerisinde yarım milyondan fazla arttı
Merkezi Londra'da bulunan Çocuk Yoksulluğu Eylem Grubu (CPAG) verilerine göre, ülkede 2017 sonu itibarıyla 4,1 milyon çocuk yoksulluk içerisinde yaşıyor. İngiltere'de 30 kişilik bir sınıfta 9 öğrenci yeterli şekilde beslenemiyor.
Joseph Rowntree Derneği tarafından bu ayın başında açıklanan verilere göre, ülkede çocuk yoksulluğu, son 5 yıl içerisinde yarım milyondan fazla artarak 4,1 milyona ulaştı. Derneğin yöneticisi Campbell Robb, konuya, "Bu demek oluyor ki artık daha fazla aile çok zor durumda, faturalarını ödemekte zorlanıyor, masalarına yemek koyamıyor. Bu aileler inanılmaz bir stresle karşı karşıya." sözleriyle dikkati çekti.
Kesintiler, yoksul çocukların 2020'ye kadar 4,3 milyona ulaşmasına neden olacak
Merkezi Londra'da bulunan Mali Araştırmalar Enstitüsü (IFS) verilerine göre, 2010 yılından bu yana uygulanan kesintiler, yoksulluk içerisinde yaşayan çocuk sayısının 2020 yılına kadar 4,3 milyona ulaşmasına neden olacak.
Yoksulluk içerisinde yaşayan çocukların yüzde 67'sinin ailesinde en az bir kişi tam zamanlı çalışıyor. Ancak ailelerin büyük bölümünün geliri, çocuklarının beslenme ihtiyaçlarını bile karşılamaya yetmiyor.
Devlet politikaları, daha fazla insanı yoksulluk sınırının altına itiyor
Birleşmiş Milletler (BM) özel raportörü Philip Alston'ın hazırladığı ve kasım ayında yayımladığı rapor, İngiltere'de yürütülen devlet politikalarının daha fazla insanı yoksulluk sınırının altına ittiğini ortaya koyuyor.
Alston, raporun bulgularına ilişkin olarak, "Vergi ve sosyal yardım politikalarına ilişkin uygulamalar, en büyük bedeli en zor durumda olanlara ödetti." ifadesini kullandı.
Çığ gibi artan evsiz sayısı
Londra'da giderek büyüyen bir diğer sorun ise sokakta yaşamak zorunda kalan insan sayısındaki artış...
İngiliz yardım kuruluşu Homeless Link verilerine göre, ülke genelinde 2010 yılından bu yana sokakta gecelemek zorunda kalan evsizlerin sayısı yüzde 169 arttı.
Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda hariç olmak üzere sadece İngiltere'de, 4 bin 751 kişinin sokakta yaşamak zorunda kaldığı tahmin ediliyor.
Yardım kuruluşu Shelter'ın araştırması ise Birleşik Krallık'ın tamamında yaklaşık 320 bin kişinin evsiz olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, İngiltere'de evsizlerin sayısı 2018'de bir önceki yıla kıyasla yüzde 4 artış kaydetti. Böylece bu yıl 13 bin kişi daha evsizlerin arasına katıldı.
İngiltere'de 200 kişiden birinin evsiz olması, ülke ekonomisinin büyüklüğü ve başkent Londra'nın dünyanın en büyük finans merkezi olduğu dikkate alındığında endişe verici bir tabloya işaret ediyor.
Gıda bankalarından yararlananların sayısı 1 milyonun üzerinde
The Trussell Trust verilerine göre, kuruluşa bağlı gıda bankaları, 1 Nisan 2016 ila 31 Mart 2017 tarihleri arasında Birleşik Krallık'ta toplam 1 milyon 182 bin 954 kez gıda yardımında bulundu. Bu rakam, bir önceki yıl 1 milyon 109 bin 309 seviyesindeydi.
Gıda yardımlarının yaklaşık 436 bini sadece açlık sınırında olan çocukların hayatta kalabilmesi için verildi.
Kuruluş, yılda yaklaşık 591 bin 477 kişinin gıda bankalarından faydalandığını tahmin ediyor.
The Trussell Trust, ülkenin tamamındaki gıda bankalarının sadece yüzde 43'üne sahip. Bağışlarla ayakta duran kuruluşun, halihazırda Birleşik Krallık çapında 420 gıda bankası bulunuyor.
Yardım kuruluşları tarafından kurulan diğer gıda bankaları da dikkate alındığında, ülkede gıda bankalarından yararlananların sayısının 1 milyonun üzerinde olabileceği tahmin ediliyor.
Söz konusu gıda yardımları her gün aynı kişilere düzenli olarak yapılmıyor. Bir kişinin bir yıl içerisinde 2 ya da 3 kez gıda bankası desteğinden faydalanabilmesine izin veriliyor.
Gıda bankaları, siyasi partilerin de ana tartışma konusu olmuştu
Gıda bankaları, 8 Haziran 2017'de yapılan erken genel seçim öncesinde siyasi partilerin de ana tartışma konuları arasında yer almıştı.
Ülkenin en büyük hemşirelik okullarından Royal College of Nursing (RNC), seçim öncesi yaptığı açıklamada, artan sayıda hemşirenin bu gıda bankalarından yararlanmak zorunda kaldığını duyurmuştu.
Ülkenin sağlık sisteminin (NHS) kalitesinde son derece belirleyici olan hemşirelerin bir bölümünün gıda bankalarına muhtaç kaldığı yönündeki açıklamalar, kısa zamanda siyaset sahnesini de hareketlendirmişti.
İngiltere'de ana muhalefetteki İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, seçim öncesi dönemin İçişleri Bakanı Amber Rudd'a "Gıda bankalarına hiç gittiniz mi? İstasyonlarımızda uyuyan insanları gördünüz mü? Hükümetinizin kesintileri sonrasında yoksulluğun seviyesini gördünüz mü?" şeklinde sorular yöneltmişti.