TIMETURK | EĞİTİM
TUNCAY SEVİNDİK
Matbaa 300 yıl sonra bu topraklara geldi, sanayi devrimini 100 yıl geriden takip ettik, 'tarım' insanımızın en elverişli olduğu konu iken 40 yıl önce tarımdan koptuk. İnşaat ile bir yere varamadığımızı gördük. Bacasız sanayi dediğimiz turizm sektöründe önemli bir profilimiz olmasına rağmen bulunduğumuz coğrafyanın sancılı olması nedeniyle, 'Tam oldu!' derken mutlaka bir kırılma yaşadık. Eğitim sektöründe ise kendimize yetmeye çalışıyoruz. Kendimize yetmeye çalıştığımız bu sektörde ise insan kaynağı bağlamında Milli Eğitim Bakanlığı tarafında yaklaşık 400.000 öğretmen fazlamız ve sayıları 200'e yaklaşan üniversitemiz var.
Bu kadar büyük bir sektörün içerisinde ABD, İngiltere, Kanada, Malta, Almanya ve daha birçok ülke uluslararası bir eğitim pazarı oluşturarak akla hayale gelmeyecek gelirler elde ediyorlar. Biz ise uluslararası arenada eğitim endüstrisi oluşturmada halen içimize dönük sıkıntılar ile uğraşmaya devam ediyoruz. Amerika, İngiltere, Kanada gibi ülkeler örgün eğitimin dışında gelir elde etmenin yollarını uzaktan eğitim ile çözerek ülke ekonomisine milyarlarca dolar kaynak oluştururken, biz atı alanın Üsküdar'ı geçmesini bekliyoruz. Uzaktan Eğitim konusunda üç beş maddelik yönetmelikler, "Sanal sınıf mı olsun yoksa iki üç parça elektronik doküman mı sunalım, kim ne kadar ders ücreti alacak?" gibi temel seviyelerde problemler ile uğraşıyoruz.
Bırakalım bu küçük ayrıntılarda boğulmayı ve devlet üniversiteleri ile vakıf üniversitelerine yurtdışına yönelik İngilizce, Almanca ve hatta Çince yüksek lisans, doktora programları açması noktasında lütfen destek verelim. Hammaddesi sadece insan, bina yok, akan kokan bayatlayan bir şey yok. Lütfen, bir zahmet şu dijital dünyanın nimetlerinden ülke ekonomisi olarak faydalanalım. YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığında bu konuya bir zahmet dokunsun. Tabi bunca işi iki büyük devlet kurumundan da beklemenin yanı sıra bu konuda üniversitelerimizde kaç tane öğretim üyesi uzaktan eğitim sistemi geliştirmiş, Milli Eğitim Bakanlığı'nda yetkin insanların durumu nedir? Kocaman bir sıfır. İşte bu sıfır noktasından bir an önce silkelenelim ve bir hedef koyalım ülke olarak.
Bunun için öncelikle bölgesel bağlamda Türkiye'de uzaktan eğitim akreditasyon merkezlerinin kurulması, sonrasında ise üniversitelere lisans üstü düzeyde yabancılara yönelik eğitim programları açması için destek sunulması gerekir.
Size bir örnek vererek yazıma devam edeceğim.
Açıköğretim işletme mezunu bir bilişim uzmanı, işleri nedeniyle ve Türkiye'de açıköğretim mezunlarına bakış açısı nedeniyle alanında çok çok iyi olmasına rağmen, Türkiye'de bilgisayar mühendisliği bölümlerinde KPDS sınavından A derece bir not ve ALES sınavındada 75 puan gibi bir not olmasına rağmen yüksek lisans yapamaz, kısacası informal şekilde (alaylı olarak) ilerlediği mesleğini bilgisayar mühendisliği diploması ile Türkiye'de taçlandıramaz. Sonrasında ise İngiltere'de Liverpol Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde 15.000 Euro ücretle kayıt olduktan sonra hakikaten çetin bir eğitim süreci sonunda uzaktan eğitim aracılığıyla tamamlar.
Bu örnek olay da olduğu gibi kaç insanımız farkında olmadan yurt dışında üniversite okumaya mecbur bırakılıyor. Ekonomimizden ne kadarını kayıp olarak yurt dışına sunuyoruz. Hadi biz bu tarafını geçtik. Bize büyük bir sempati ile bakan Balkanlar, Orta Asya ve Kuzey Afrika gibi coğrafyaların yanı sıra Avrupa'da yaşayan Türkler için uzaktan eğitim ile neden eğitimde cazibe merkezi olamıyoruz.
Gelin biraz resmi rakamlar ile yol alalım;
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğünce hazırlanan "2016 Türkiye Göç Raporu"nun "Yabancılar" başlıklı bölümünde Türkiye'de öğrenim gören yabancı öğrencilere ilişkin bilgilere yer verilmiş. Söz konusu bilgilerin hazırlanmasında, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Gençlik ve Spor Bakanlığı, YÖK ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı verilerinden faydalanılmıştır.
Rapora göre, 10 bin 528'i Azerbaycan, 6 bin 600'ü Türkmenistan ve 3 bin 803'ü Afganistan vatandaşı 61 bin 116 yabancı, geçen yıl öğrenci ikamet izni ile Türkiye'de bulundu.
Türkiye'deki üniversitelerde 2016-2017 eğitim öğretim yılında eğitim gören yabancı öğrenci sayısı 103 bin 727. En çok öğrenci 15 bin 36 kişiyle Azerbaycan'dan olurken bu ülkeyi 14 bin 765 öğrenciyle Suriye, 10 bin 642 öğrenciyle Türkmenistan takip ediyor.
İngiltere'de yabancı öğrenci konusunda, bu sayı yükseköğretim 2015-2016 istatistik verilerine göre 2.280.000 öğrenci ve ülke ekonomisine doğrudan katkı 30 milyar pound civarındadır.
Ülke olarak inşaat sektörüne bel bağladığımız ve neredeyse al-sat işleri ile ekonomimizi çevirmeye çalıştığımız bu dönemde dışa dönük eğitim endüstrisi oluşturma noktasında uzaktan eğitim sistemleri ile kamunun ve özel sektörün mutlaka TUBİTAK vb, kurumların desteği ile bir an evvel desteklenerek yol alması gerekir. Aksi takdirde birkaç yıl içerisinde şunu daha da sıklıkla duyacaksınız, yan komşunun çocuğu İngiltere'de evinde yada işyerinde mesai saatleri dışında ders dinleyerek yüksek lisans yapıyor, bizim çocuk da Japonya'da Tokyo Üniversitesinde Yüksek Lisans yapmak için hazırlık yapıyor.
Eğitim endüstrisinde atı alıp Üsküdar'ı geçen ülke sayısı 10 civarında ülke iken lütfen eğitim endüstrisine dair yapılanmayı bir an evvel tamamlayıp, bakakalanlardan olmayalım.