Tüm dünya gibi anormal zamanlardan geçiyoruz. Bu durumda da alınan kararların bu dönemin hasarlarını en aza indirecek kararlar olmasını bekliyoruz. Pandeminin başından bu yana özellikle eğitim alanında başarılı hareket ettiğimizi söylemek çok zor. Şunu biliyoruz ki bu konuda bütün ülkeler sıkıntı yaşadı ama onların bizden farkı pandemi koşullarının olağan olmadığını kabul ederek sorunlara çözüm üretmeye çalıştılar.
Biz bunu başaramadık. Bunların hepsini anlayışla karşılayabiliriz ama eğitim yapamazken, 4 milyon çocuk online eğitime bile katılamazken siz illa sınav yapacağım diye tutturursanız, zamana göre çözüm üretmek yerine inat ederseniz sorunu çözmek yerine derinleştirmiş olursunuz. Bizde de öyle oldu. Eğitimde konuşacak çok şey var ama Allah aşkına LGS'yi bu yıl niye yaptınız. Hadi yaptınız neden bu kadar zor yaptınız. Düşünmediniz mi; bu yıl okula gidemeyen, online katılamayan, kitabı olmayan ülkenin dört bir yanındaki dezavantajlı çocukların böyle bir sınavda neler yaşayacağını?
Zaten normal şartlarda bile yapılmasının hiçbir gereği olmayan sadece 14-15 yaşındaki çocuklarımızın hayatından en az iki yıl çalan bu sınavın kalkma zamanı gelmedi mi? Sayın Cumhurbaşkanı birkaç yıl önce o zamanki adı TEOG olan LGS için “ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG'un kaldırılması lazım. İster istemez anneler babalar ne yapıyor? ‘TEOG sınavı için, çocuğunu kursa gönderiyor.' Bunlardan artık bizim sıyrılmamız lazım.
Yapılması Gereken
Yapmamız gereken şey nedir? Kaldırılacak hemen, kaldırdık, bitti. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak bunu Bakanıma, Başbakanıma bir kere söylerim olur biter. Eğer farklı okullara gitme durumu falan olursa her okul kendisi, kendi imtihanını yapar, o okula geçmek isteyen de o okulun imtihanına girer, kazanırsa devam eder” demişti. Sonra ne oldu TEOG, LGS oldu. Üstelik bakanlık sınava girmek istemeyenlere sormuyor bile herkesi otomatik olarak sınava kaydediyor. Yani Cumhurbaşkanı'nın dediği yapılmadı.
Ben buradan sayın Bakan'a seslenmek istiyorum. Sayın Bakanım; Türkiye'de eğitimin temel sorununun sınavlar ve onların yarattığı sıkıntılar olduğunu sanırım görüyorsunuz. Ülkemiz artık bu sınavların hem ekonomik hem de psikolojik yükünü çekemiyor. Öğrencileri ve okulları altüst eden iki sınav, biri LGS, diğeri YKS'dir. Biz ülke olarak ortaokulları LGS'ye, liseleri üniversite sınavlarına kurban etmiş durumdayız. Sizin de mantık olarak karşı olduğunuz bu iki sınavın eğitim sisteminde oluşturduğu yıkım her geçen gün büyüyor.
Kendimize sormalıyız “LGS dediğimiz ucubeyi 10-15 okul için yapmıyor muyuz?” Peki yapmasak, bu 10-15 okul öğrencisini kendi seçse. Kalan bütün okulları Anadolu Lisesi ve çok programlı lise adı altında toplayıp herkesi evine en yakın okula yerleştirsek olmaz mı? Böylece kendi dünyamızda yarattığımız ama gerçekte olmayan liseler arası farkları kaldırmış ve okullar arası eşitlik ve daha da önemlisi homojen okuldan heterojen okula geçmiş oluruz.
Şunu itiraf edelim; sınavla girilen Anadolu liseleri ile adrese dayalı girilen Anadolu liselerinin hiçbir farkı yoktur. İkisinin de müfredatı aynı, öğretmeni aynı, binası aynı, diploması aynıdır. Artık milyonlarca 14-15 yaşındaki çocuğu anlamsız bir sınava sokmanın onların hayatından çalmak olduğunu söylemek lazım değil mi?
“Müfredatımız var mı?”
Ailelere ve gençlere doğruyu söyleyelim; siz şu an 8.sınıftaysınız 4 yıl lise 5 yıl üniversite okuyacaksınız. Üniversiteyi bitirip iş dünyasına atılmanıza tam 9 yıl var yani 2030 yılında mezun olacaksınız. Peki, bu çocukları 2030 yılına hazırlayan; müfredatımız var mı? Yok. Okulumuz var mı? Çok çok çok az. Aileler farkında mı? Çok çok az. Peki bu çocukların bu yaşlarını test çözerek geçirtmek yerine onlara 2030'da ihtiyaç duyacakları becerileri neden öğretmiyoruz? Allah aşkına yazık değil mi?
Zaten YKS'yi hiç açmayalım orası gençleri mahvediyor. Liselerden gelen öğrencileri yeteneklerine ve eğitilmeleri gereken alana göre seçemeyen garabet bir sistemimiz var. Kimin “reklamcı” olacağına yetenekleri değil “boşluk doldurma” sistemi karar veriyor. Bu da liselerde gençlerin yeni beceriler öğrenmelerine yerine oturup gece gündüz test çözümlerine sebep oluyor. Böylece tüm liseler maalesef dershaneye dönüşmüş oluyor. Burada dünyanın her yerine bakarsanız bir sürü sistem bulacaksınız. Ülkemiz için daha radikal, daha büyük değişimler zamanıdır. Bekleyecek zamanımızda maalesef yoktur. Tüm dünyanın “geleceği” planladığı bu zamanda bizim hızlı bir şekilde “bugüne” yetişip “geleceğe” koşmamız gerekiyor.
YeniŞafak