Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı ve BM Eğitim ve Araştırma Enstitüsü (UNITAR) Direktörü Nikhil Seth, küreselleşmeyle birlikte finans, ticaret ve yatırımların yaşandığı bir çağın içerisinde olunduğunu belirterek, "Elbette teknoloji, bağlantılılık ve bu alandaki devrimler dünya ekonomisinin muazzam şekilde büyümesine yol açtı. Küreselleşme ile birlikte bütün gemiler aynı hızda seyretmedi. Eşitsizlik, ülkeler arasında çok daha büyüdü." dedi.
Bahçeşehir Üniversitesi'nin Zoom üzerinden online olarak düzenlediği "Sürdürülebilir Kalkınmanın Geleceği" toplantısında konuşan Seth, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi sebebiyle dünyayı kara bulutların sardığını ifade etti.
Kovid-19 krizinin ele alınış biçiminin iş birliği, dayanışma ve uluslararası arenada bir arada hareket etmek noktasındaki eksiklikleri gösterdiğine işaret eden Seth, "Bir taraftan eşitsizlik bir taraftan yoksulluk konuları ve sosyal alanın da dezenformasyon kanalı oluşturmasıyla birlikte sürecin çirkin yüzünü de görmüş olduk." dedi.
Kovid-19 süresince son derece derin siyasi, ekonomik, sosyal ve aynı zamanda çevresel krizlerin de devam ettiğini aktaran Seth, "Çatışmalar, jeopolitik gerilimler, özellikle Afrika ve Asya'nın belli bölgelerinde çatışmalar devam etti. İklim değişikliği, çevresel anlamda olumsuz şartlar daha önce hiç olmadığı kadar hızlanmaya başladı." diye konuştu.
Nikhil Seth, devletler, sektörler, kurumların bu süreçte güvence ihtiyacı içerisinde olduğunu ifade ederek, "Kendilerini 'zarar görebilir' konumda gördüler. Irkçılık, ulusalcılık her zamankinden daha fazla yükseliş kaydetti. Kapitalizmin pervasızca kendisini küreselleşme ile birlikte eşitsizlik noktasında daha da dayatması daha kötü tabloları beraberinde getirdi." diye konuştu.
Küreselleşmeyle birlikte finans, ticaret ve yatırımların yaşandığı bir çağın içerisinde olunduğunu belirten Seth, "Elbette teknoloji, bağlantılılık ve bu alandaki devrimler dünya ekonomisinin muazzam şekilde büyümesine yol açtı. Küreselleşme ile birlikte bütün gemiler aynı hızda seyretmedi. Eşitsizlik, ülkeler arasında çok daha büyüdü. Bazı ülkelerin kırılgan yapılarını daha da hassas hale getirdi." dedi.
Adil bir kalkınma için Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın ivedilikle devreye alınması gerektiğini vurgulayan Seth, daha eşitlikçi ve daha kapsayıcı bir toplum yapısı temin edilmesi gerektiğini, bu anlamda dezenformasyon ve medyanın özgürlük alanlarının daha makul bir noktada çözülmesi ve düzenlenmesinin büyük önem taşıdığını kaydetti.
Bahçeşehir Üniversitesi Global Başkanı Enver Yücel de dünyanın herhangi bir yerinde bir olay patlak verdiği zaman bunun herkesi ilgilendirdiğini ifade ederek, Kovid-19 öncesi dünyanın bir daha geri gelmeyeceğini söyledi.
Yücel, "İnsanların yönettiği yapılar, tavırlar, gruplar, yani A'dan Z'ye herkes Kovid-19 sonrası döneme uymak zorunda kalacak. Kovid-19 sonrası dönemin yeniden inşa edilmesi lazım. BM, sivil toplum örgütleri, iş dünyası ve ülke liderlerinin yeniden Kovid-19 sonrası, 'yeni normal' döneme uygun tedbirleri almaları lazım." diye konuştu.
Salgının küresel iş gücünün yüzde 50'sini etkilediğini, yüz milyonlarca insanın iş kaybına yol açtığını anımsatan Yücel, şunları kaydetti:
"Salgın sebebiyle 144 ülkeden 1,2 milyar öğrenci okula gidememiştir. Salgın sonuçlarını atlatabilmek için uluslararası ortaklıklar hiç olmadığı kadar önem arz etmektedir. Kovid-19 sonrası yeni dönemde küresel sorunları çözmek için ülkeler arası uzlaşı, ortak yaşam kültürü ve dünya vatandaşlığı kavramları önem kazanmaktadır."
Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şirin Karadeniz ise UNITAR'a bağlı Yönetici ve Liderler için Uluslararası Eğitim Merkezi'ni (CIFAL) Bahçeşehir Üniversitesi çatısı altında kurduklarını hatırlatarak, geçen bir yıl içerisinde Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'na ilişkin farkındalık üzerinde çalıştıklarını bildirdi.
Karadeniz, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'na önem verdiklerini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu küresel amaçlara baktığımızda, 17 tane çok değerli amaç var. Her biri ülkelerin beraber çözüm bulabileceği ve dünya için çok önemli amaçlar... Eylül ayından 2030'a kadar olan süreç eylem süresi olarak ilan edilmişti. Bu süreç, Kovid-19 pandemisi ile aynı döneme denk geldi. Bu ikisinin birleşmesiyle bu sürecin giderek güçlenerek devam edeceğini düşünüyorum."