Özel eğitim ve öğretim hizmetlerinden alınan katma değer vergisi (KDV) 1 Eylül 2020-30 Haziran 2021 arası dönem için yüzde 8'den yüzde 1'e indirilmişti. Bu kapsamda, 30 Haziran 2021 tarihine kadar yapılacak ödemelerde yüzde 1 oranındaki KDV'nin ve söz konusu tarihten sonraki ödemelerde ise yüzde 8 oranındaki KDV'nin geçerli olması kafa karışıklığı yarattı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, eğitim harcamaları 2019 yılında yüzde 18 oranında artmış ve 259.2 milyar TL olmuştu. 2019 yılında eğitim harcamalarının en çok yükseldiği eğitim düzeyleri yüzde 32 ile ilkokul ve yüzde 26.4 ile ortaokul olarak açıklanmıştı.
TÜİK rakamlarına göre, özel ilköğretim ücretlerinde son bir yıllık artış yüzde 8'e yaklaşırken, özel lise ücretlerinde ise yüzde 8.34 oranında artış meydana geldi.
Eğitim sektöründe pandemi kaynaklı yaşananlar ve yeni döneme ilişkin belirsizlikler hakkında Habertürk'e konuşan Türkiye Özel Okullar Derneği (TOZOK) Başkanı Zafer Öztürk, KDV indiriminin kalıcı olmasını istediklerini belirtti.
Öztürk, "Ocak ayı itibariyle 2021-2022 öğretim yılı için ödemeler kabul edilmeye başlandı. KDV sürecinin bitimi 2021'in Haziran ayıdır. Fakat özel okullar olarak KDV indiriminin devam etmesini istiyoruz. İlgili bakanlıklar ile görüşmelerimizi yaptık, yüzde 1 KDV oranının bir sene daha uzatılması, sonrasında ise kalıcı olmasını bekliyoruz. Gelişmiş ülkelerin özel okullarında da KDV oranı ya hiç yok yada yüzde 1 olarak uygulanıyor. KDV oranlarındaki artış doğrudan okul ücretlerine yansıyor" dedi.
Zam oranlarını yasalar belirliyor
Online eğitime geçilmesi ile birlikte okulların aydınlatma, yemek ve ısınma gibi maliyetlerin düşerken yapılan zam oranları ise dikkat çekmişti.
Zam oranlarının yasalar ile belirlendiğini vurgulayan Öztürk, Milli Eğitim Bakanlığı yönetmeliğine göre tavan ücretin her yıl ÜFE ile TÜFE'nin toplamının 2'ye bölünüp buna 5 puan eklenerek bulunduğunu anlattı.
TÜİK verilerinden alınan verilerle yapılan hesaplama sonucunda özel okulların yapacağı zamda tavan rakamın belirlendiğini kaydeden Öztürk, bu hesaplama sonucunda özel okul ücretlerinde tavan zammın yüzde 24.7 olacağını ifade etti.
En büyük gider öğretmen maaşları
Belirlenen tavan zam oranının üstünde zam açıklamanın olanaksız ve kanuna aykırı olduğunu belirten Öztürk, "Okul ücretlerindeki zam oranları enflasyona ve ücret artışlarına göre belirleniyor, bizde piyasa ekonomisinin belirlediği oranlarda zam yapıyoruz ve kendi öğretmenlerimize verdiğimiz ücretlerde de o oranda zam yapıyoruz. Okullarda en büyük gider kalemimiz öğretmen ücretleridir. Asgari ücret yüzde 20 arttı, memur zam oranı da yüzde 15 olarak açıklandı. Biz de bu oranlarda çalışanlarımıza ücret zammı yapacağız. Pandemi döneminde en büyük yatırımı online eğitime yaptık" dedi.
'Burs verilen öğrenci sayısı arttı”
Derneğin 1100 üyesi olduğunu da anlatan Öztürk, pandemi döneminde ekonomik olarak zorlanan velilere yönelik bir takım desteklerde bulunduklarından da bahsetti. Burs olanaklarını çeşitlendirdiklerini anlatan Öztürk, "Bakanlığa parçalı burs başvurusu yaptık. Böylece geçen sene yüzde 25 burs alan bir öğrenci bu sene yüzde 35 alabildi. Daha fazla öğrenciye burs vermeye başladık ve burs verilen öğrenci sayısı yüzde 10 kadar arttı. Velilere bu süreçte destek olmak istiyoruz" ifadelerini kullandı.
'Yemek iadesi yapmayan okul varsa bildirilmeli”
Türkiye Özel Okullar Derneği (TOZOK) Zafer Öztürk, okullardaki yemek ücretlerinin iadesi konusuna da değindi.
Yemek ücretlerini iade etmenin bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Öztürk, "Bize bağlı kurumlarda bu ödemeleri yapmayan yoktur. Fakat yemek ücretlerinin iadelerini alamayan ya da almakta güçlük çeken veliler varsa bu durumu bize bildirsinler gereğini yapalım. Bir meslek odası değiliz, dernek statüsündeyiz. Bu yüzde yaptırım gücümüz sınırlı, fakat mağduriyetler bildirilirse bunu yaratan üyemizi dernek üyeliğinden atarız" dedi.
“Pandemi süreci uzarsa okulların öğrenci kaybı artabilir”
Zafer Öztürk, pandemi döneminde 900'a yakın özel eğitim kurumunun kapandığını ve 26 bin çalışanın işsiz kaldığını belirterek, okulların kısa çalışma ödeneği (KÇÖ) ile ayakta kaldığını ve eğer KÇÖ olmasa kapanan kurum sayısının iki kat daha fazla olabileceğini vurguladı.
Kapanan özel eğitimi kurumlarının yüzde 70'inin okul öncesi kurumlar olduğunu söyleyen Öztürk, "Burada hızlı bir toparlanma bekliyoruz. Diğer özel okullarda ise kaydı alınan öğrencilerin bir sonraki eğitim yılında geri dönmesini bekliyoruz. Fakat pandemi süreci uzarsa okulların öğrenci kaybı artabilir. 15 Şubat'tan sonra yüz yüze eğitime tekrar başlanması halinde sektörde normalleşme bekliyoruz" dedi.
İndirim beklentisi
Eğitimde madalyonun diğer tarafına bakıldığında ise velilerin birçok çözüme ulaşmayan şikayeti bulunuyor.
Velilerin özel okullardan talepleri ise özetle şu şekilde sıralanıyor;
- Uzaktan eğitim kapsamında ücretlerde indirim,
- Yemek ücretlerinin koşulsuz iadesi,
- Yemek ücretlerinin kayıt sırasında şart koşulmaması.