İLKE İlim Kültür ve Eğitim Derneği'nin yakın zamanda başlattığı Politika Notları Serisi kapsamında yazılan metinlerin müzakere edildiği Gündem Konuşmaları etkinliğinin üçüncüsü gerçekleştirildi.
İLKE Derneği merkezinde düzenlenen toplantıya konuşmacı olarak katıldı. Yoğun bir ilginin olduğu toplantıda SETA araştırmacılarından İpek Coşkun, İLKE Politika Notları kapsamında Müberra Nur Emin ile birlikte hazırladığı “Türkiye'de Göçmenlerin Eğitimi: Mevcut Durum ve Çözüm Önerileri” başlıklı bir sunum yaptı.
Sunumunda Türkiye'ye ilk göç dalgasının 29 Nisan 2011'de Hatay'daki sınır kapısından geldiğini belirten Coşkun, zamanla Suriye'den 3 milyonu aşkın göçmenin geldiğini hatırlattı. Türkiye'de göçmenlerin eğitiminin ise Suriyeli göçmeler üzerinden değil daha çok iç göçler üzerinden tartışıldığını kaydeden Coşkun, yabancı uyrukluların eğitiminin gündemde yer almadığını ve buna özel politikalar tasarlanmadığını söyledi.
Türkiye'deki göçmenlerin eğitim durumu ile ilgili bilgiler veren Coşkun, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye'de 608 bin 135 göçmen öğrenci eğitim almaktadır. Bu öğrencilerin yüzde 61'i devlet okullarında yerli akranları ile Türkiye müfredatında, yüzde 39'u Geçici Eğitim Merkezlerinde (GEM) Arapça müfredat ile eğitimlerine devam etmektedir. 608 bin 135 öğrencinin 39 bin 556'sı Suriyeli olmayan göçmen çocuklardır, bunların büyük bir kısmını da Iraklı çocuklar oluşturmaktadır.”
SURİYELİLERE LİBYA MÜFREDATI ANLATILDI
Türkiye'de Suriyelilere yönelik eğitim konusunda önceleri Libya müfredatının örnek aldığını kaydeden Coşkun, sonraki dönemlerde özgün bir müfredat oluşturulduğunu belirtti. Coşkun'un bu konudaki ifadeleri şöyle:
“Bir acil durum modeli olarak tasarlanan GEM'lerde çoğunlukla Suriyeli öğretmenler görev almış ve kısa bir süre Libya müfredatı takip edilmişse de sonrasında Suriye Geçiş Hükûmeti ve MEB iş birliğinde Suriye müfredatı Esed ve Baas rejim yanlılığına yönelik içerikten arındırılarak kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca GEM'lerde Türkiye'ye sosyal uyumun sağlanması amacıyla başta 5 saat olan Türkçe eğitimleri 15 saate çıkarılmış, 6-12 yaş Yabancılar için Türkçe Öğretimi Programı hazırlanmış ve buna bağlı olarak Türkçe öğretimi için 5.468 öğretmen alımı gerçekleştirmiştir.”
Suriyeli çocuklar arasında eğitime erişimin en yüksek olduğu kademenin ilkokul olduğunu, en düşük okullaşma oranının ise lise düzeyinde görüldüğünü ifade eden Coşkun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ayrıca devlet okullarında ara sınıflar düzeyinde katılım GEM'lere nazaran daha düşüktür. GEM'ler hâlen özellikle ara sınıflarda eğitim verme konusunda devlet okullarından daha fazla öğrenci barındırmaktadır. Bunun muhtemel nedeni de dil ve Türkiye müfredatına uyum zorluklarıdır.”
GÖÇMENLERE 19 BİN ÖĞRETMENLE EĞİTİM VERİLİYOR
Coşkun, Suriyelilere eğitim vermek için 5 bin 959 yerli, 13 bin 178 Suriyeli öğretmen istihdam edildiği bilgisini verdi ve göçmen çocukların tek ebeveynlik, ekonomik kırılganlık, kültürel nedenler, yüksek hareketlilik ve eksik bilgilendirilme nedeniyle okul dışı kaldığını söyledi.
İpek Coşkun, konuşmasında göçmenlerin eğitimi ile ilgili İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarına ayrı ayrı görevler düştüğünü belirterek konuyla ilgili çözüm önerilerini sundu.
Katılımcıların sorularıyla zenginleşen program İlmi Etüdler Derneği (İLEM) Başkanı Süleyman Güder'in Coşkun'a plaket takdimiyle sona erdi.