Alfa Romeo'dan 'tarihi performans'
Alfa Romeo, 110 yıllık tarihine damga vuran otomobillerinin hikâyelerini ve arşiv görüntülerini internet üzerinden gözler önüne sermeye devam ediyor.

Oluşturma Tarihi: 2020-05-20 13:43:25

Güncelleme Tarihi: 2020-05-20 13:43:25

 Performans ve estetiği bünyesinde buluşturan İtalyan otomobil markası Alfa Romeo, 110 yıllık tarihine damga vuran otomobillerinin hikâyelerini ve arşiv görüntülerini internet üzerinden gözler önüne sermeye devam ediyor.

Markanın 110. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde hazırlanan “Storie Alfa Romeo” serisi, ikinci bölümüyle bir kez daha otomobil tutkunlarını tarihte keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Bu bölümde, otomobil severler, Alfa Romeo'nun İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında otomotiv dünyasında referans bir marka olmaya devam ederek el işçiliğindeki estetiğini endüstriyel boyuta taşıma serüveniyle buluşuyor. Bu serüvenin baş kahramanlarından biri olan 6C 2500, performansı yanında tasarımsal üstünlüğe sahip birbirinden farklı versiyonlarıyla, savaşa rağmen 1940'lı yıllarda birçok ünlü simanın tercih ettiği bir model olmasıyla öne çıkıyor.

TARİHİ SÜRECE DAMGA VURDU

Takvimler, İkinci Dünya Savaşı'nın da başlayacağı yıl olan 1939'u gösterdiğinde, Alfa Romeo performansıyla herkesi büyüleyen 6C 2500'ü üretti. Ortaya koyduğu performansla Altın Kupa yarışmasının tartışılmaz galibi gözüyle bakılan 6C 2500, aynı zamanda benzersiz çizgileriyle de özgün ve üstün özelliklere sahip bir otomobil olarak tanımlandı. Yüksek el işçiliğine sahip olan model, bununla birlikte modern üretim teknik tekniklerine geçiş için en uygun formu da bünyesinde barındırıyordu. Bu zaman dilimi içerisinde Alfa Romeo'nun Portello fabrikası da, son 6 yıldır mühendis Ugo Gobbato tarafından yönetilmekteydi. Eğitimini Almanya'da tamamlayan Gobbato, bir dönem Torino'daki Lingotto tesislerini de yönetti. Ayrıca Sovyetler Birliği'ndeki ilk büyük rulman fabrikasını inşa etmek için “yeşil alanlar” projesinin ana yaratıcılarından biri oldu.

2300 B ve 6C 2300'nin mirasları üzerine geliştirilen 6C 2500, teleskopik amortisörlü arka torsiyon çubuklu süspansiyonları ve mekanik yerine hidrolik frenler gibi önemli teknik yenilikleri barındırırken seleflerine göre daha performanslı ve çevik yapıdaydı. Modelin Super Sport versiyonu ise 110 HP güce ulaşırken, saatte 170 km hıza erişiyordu. Tamponların entegre edildiği ‘kalın kanatlı' gövdesi, araca 1939 yılında Tobruk-Tripoli'de çıktığı ilk yarışı kazandırdı. Sportif başarıya ve aracın teknik performansına kayıtsız kalamayan dönemin seçkin müşterileri de, araca yoğun talep gösterdi. Modelin 5 ve 7 koltuklu Turismo versiyonları üretilirken, kısa dingil mesafesine sahip Spor ve Super Sport versiyonlarının karoserleri, harici karoser uzmanlarına yaptırıldı. 62 ila 96 bin Liret aralığındaki yüksek fiyatlara rağmen, araçtan tam 159 adet satıldı. Bu adet, başka marka ve modelden olup, sayıları binlere varabilecek otomobil satışlarından gelecek ciro miktarını rahatlıkla karşılıyordu.

CABRIO VERSİYON

1946 yılına gelindiğinde, üretilen 146 adetlik otomobil arasından bir 6C 2500‘ün cabrio versiyonu Paris Otomobil Fuarı'na gönderildi. Fakat savaşın mağlubu olan İtalya'ya mensup şirketlerin fuara katılımı engellenmişti. Paris'e gönderilen 6C 2500 Pinin Farina Special Cabriolet modelinin direksiyonuna oturan tasarımcısı Battista “Pinin” Farina, aracı meşhur Gran Palais'in girişinin önüne park ederek her akşam Place de L'Opéra'ya götürdü. Bu hamleler, otomobilin ve tasarımcı Battista “Pinin” Farina'nın başarısını gözler önüne serdi. Aynı yıl Portello'da bir spor gövde üzerine inşa edilen 6C 2500'ün orijinal Freccia d'Oro versiyonu; güncel aerodinamiği, kısa ve yuvarlak arka tasarıma sahip oluşuyla da kendisinden sonraki birçok versiyona ilham kaynağı oldu. Başarılı tasarımlarını sürdüren Pininfarina, Cernobbio Yarışması için ödüllü bir Berlinetta ve çığır açan çizgilere sahip zarif bir Coupe ortaya koydu. Sürat teknesi şampiyonu olan Achille Castoldi ise, bir adet Touring Coupe satın alarak, Farina'nın Paris'te uyguladığı ilgi çekici metodu Cenevre Otomobil Fuarı'nda uyguladı.

 FARKLI TASARIM VE ESTETİK ANLAYIŞI

Birbirinden farklı tasarım ve estetik zevklere uyumlu olarak dizayn edilen 6C 2500'ün SS Coupé Villa d'Este versiyonu, üretilmiş tüm zevk sahibi otomobillerin sentezi olarak tanımlandı. Gövdeden bağımsız bir yardımcı şasiye sahip son Alfa Romeo modellerinden olan Villa d'Este, sadece 36 adet üretildi. Otomobil tasarımcısı Bianchi Anderloni, kendi Touring karoser üretim firması tarafından inşa edilen 6C 2500 SS Coupé üzerinde değişiklikler gerçekleştirdi. Ön bölüm yeniden tasarlandı ve gövdeye daha iyi entegre edilen dört adet far dışında, üst üste bindirilen iki adet yatay konumlu uzun havalandırma kanalı eklendi. Açıkça görülebilir durumda olan çamurluklar, yanlara entegre edildi. Ön cam eğimli olarak iki parçaya bölünürken arka kısım da alçak ve belirgin şekilde konumlandırıldı. Aracın şıklığını ise iki küçük ve zarif yuvarlak stop lambası tamamladı. 6C 2500 SS Coupé Villa d'Este, 1949 yılında düzenlenen Villa d'Este Elegance yarışmasında “Grand Prix Halk Oylaması” ödülünü kazandı.