Altın fiyatlarının yükseliş trendine girmesi ulusal ve uluslararası piyasalarda tüketici ve yatırımcıların yeni refleksler geliştirmesine vesile oldu.Türk piyasalarında ons altında yükseliş, gram fiyatının 700 bandını geçmesi ve çeyrek fiyatının 1000 lirayı tırmanarak üst seviyeleri zorlaması vatandaşların "Altının fiyatı nereye gidecek?" sorularını ortaya çıkardı.
Fiziki talep miktarı
Peki altının fiyatları hangi saiklerle ve hangi sistematikle belirliniyor?
Altın fiyatlarındaki hareketli seyri anlayabilmek için öncelikle fiziksel altının arz ve talebine bakmak gerekiyor. Finans piyasası uzmanlarının değerlendirmesine göre; yıllık global fiziksel altın talebi yaklaşık 4 bin ton olduğu yönünde.
Merkez Bankalarına yüzde 10
Fiziksel altın arzı da yine yaklaşık olarak 4 bin ton civarında. Bunun yaklaşık yüzde 70'i altın madenlerinden çıkarılırken kalan yüzde 30'luk kısım hurda altından oluşuyor. Fiziksel altın talebinin yarısı mücevherat sektöründen gelmekte, yaklaşık yüzde 30 kadarı külçe altın ve altın paralardan oluşmakta, yüzde 10 civarlarında ise merkez bankaları ve teknoloji/endüstriyel talepler gelmekte.
En büyük ithalatçı Çin ve Hindistan
Türkiye'nin yıllık altın ithalatı ortalama 250 ton civarında. Dünyanın en büyük altın ithalatı yapan ülkeleri Çin ve Hindistan'dır. Bu ülkelerin ithalat miktarı biner ton civarındadır. Çin ve Hindistan kültürel ve geleneksel sebeplerle hem mücevherat hem de yatırım amaçlı fiziksel altın talebi gösteren ülkeler. Hindistan'ın düğün sezonunda artan fiziksel altın talebi piyasalarca bilinen ve takip edilen bir husus.
Altın işletmecisi ülkeler
Altın madeni işleten büyük üretici ülkelere bakıldığında; ilk sıralarda Çin, Rusya ve Avustralya yer alıyor. Bu üç ülkenin yıllık altın üretimleri 300-400 ton civarında. Güney Afrika da uzun bir süreçtir önemli bir altın üreticisi. Altın madenlerinden çıkarılan altınlar lisanslı rafinerilerde külçe altına dönüştürülerek altın konusunda ihtisas yapan bankalar ve büyük tüccarlar aracılığıyla piyasalara sunuluyor. Ülkemizde de yıllık yaklaşık 40 ton altın maden olarak çıkarılmakta ve yıldan yıla değişebilen talebe göre ortalama 300 ton kadar altın ithal ediliyor.
Fiziki-spot altın piyasaları
Fiziksel/spot altın Londra Metal Borsası başta gelmek üzere çeşitli ülkelerdeki altın borsalarında ve altın alım satımında ihtisaslaşmış bankalar arasında işlem görüyor. Türkiye'de Borsa İstanbul bünyesinde fiziki ve türev altın işlemleri yapılan piyasalar mevcut.New York Metal Borsası (NYMEX) bünyesinde yer alan COMEX en büyük vadeli/türev altın işlem hacmine sahip borsa. Fiziksel altın işlem hacimlerinin çok daha üzerinde işlem hacimleri vadeli/türev piyasalarda gerçekleşiyor. Bunun başlıca sebebi bu piyasalarda altını bir yatırım aracı olarak kullanan kurumsal yatırımcı/fonların fiziksel altına ihtiyaç duymadan, saklama gibi operasyonel problemler yaşamadan ve sağlıklı bir işlem derinliğinde işlem yapabiliyor olmaları.
Yatırım amaçlı talebin etkisi
Altın fiyatlarını en fazla etkileyen faktörlerin başında yatırım amaçlı altın talebi gelmekte. Altın hem kurumsal hem bireysel yatırımcılarca sermaye piyasalarındaki oynaklık ve olası kötü gidişe karşı sigorta/alternatif yatırım aracı olarak görülüyor.
Altın fiyatları 2020 yılında görülen tarihin en yüksek seviyesi olan 2,067 dolar/ons değeri hâlâ içinde bulunduğumuz yüz yılda bir yaşanan pandemi ortamında gerçekleşti. Gelişmiş ülkelerin merkez bankaları para politikaları, para arzı, enflasyon da altına olan yatırımcı talebini ve fiyatları etkiliyor.
Piyasaların refleksleri
Kısacası altın fiyatları, genel olarak dünya gelişmiş piyasalarda işler iyiye giderken, gitmesi beklenirken düşme eğiliminde olup, tersi durumlarda da artmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri'nde seçimlerin devamında sistemin öngörülür olması ve aşılamanın artmasıyla birlikte finans piyasalarının iyimsen havayı sahiplenmesi altının gerilemesine neden olmuştu. Lakin uluslararası siyasal konjonktürün belirsiz bir hava kazanması da altının yukarı yönlü artışla koruma amaçlı bir meta olduğu gerçeğini de bize hazırlatıyor.