Analiz: Faiz sabit, zayıf TRY enflasyon risklerini artırıyor
'Enflasyon zayıf TRY’nin etkileri ve küresel finansal koşullar ile fiyat hareketleri ortamının yarattığı risklerle çevrelenirken; Merkez Bankası politika faizini sabit tutmayı tercih etti...'

Oluşturma Tarihi: 2021-06-17 20:49:08

Güncelleme Tarihi: 2021-06-17 20:49:08

Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, "Mayıs ayında, enflasyon 7 aylık artış serisini durdurmakla beraber; bu durum koronavirüs vakalarının yarattığı karantina şartlarını yansıttığı için genel görünüm gölgelenmeye devam ediyor. Bu bakımdan; enflasyonun aylık düşüşünün artırdığı reel faize rağmen, genel mutabakat zaten faizlerde bir değişiklik olmayacağı yönündeydi ve Merkez Bankası da öngörülere uygun şekilde hareket etmiş oldu." yorumunu yaptı.

"Ekonomistlerin genel beklentisi faizlerin değişmeyeceği yönündeydi"

Merkez Bankası'nın faiz kararını değerlendiren Erkan, Analizinde şunları kaydetti: "Merkez Bankası'nın bugünkü kararları ve politika açıklamasına dair önemli notlar; Ekonomistlerin genel beklentisi faizlerin değişmeyeceği yönündeydi.TCMB, Nisan Enflasyon Raporu'nun tahmin patikasındaki önemli düşüş sağlanana kadar mevcut “sıkı para politikası duruşunun” kararlılıkla sürdürüleceğini söylüyor.Güçlü göstergeler enflasyonda kalıcı bir düşüşe işaret edene ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşılana kadar güçlü bir dezenflasyonist etkiyi sürdürmek için politika faizi enflasyonun üzerinde bir seviyede belirlenmeye devam edecek."

"Parasal sıkılık derecesini bozmama anlamında yerinde bir değişiklik olduğu görülüyor"

"Politika metninde yer alan ifadeler üzerinden Merkez Bankası'nı okuyacağımızı belirtmiştik, bu bakımdan metne giren ve çıkan ifadeler şimdi odak noktamızda duruyor. Merkez Bankası şahin bir değişiklik yaptı ve geçen ay “mevcut” şeklinde değiştirdiği parasal duruşuyla alakalı olarak yeniden “sıkı” referansını kullandı ve “kararlılıkla” ifadesine de metinde yer verdi. Var olan enflasyon ve finansal koşullar riskleriyle beraber değerlendirildiğinde, parasal sıkılık derecesini bozmama anlamında yerinde bir değişiklik olduğu görülüyor."

"Faiz patikasının enflasyonla uyumlu ilerletileceğini varsayıyoruz..."

Analizde şunlara dikkat çekildi: " Merkez Bankası'nın öngördüğü enflasyon tahmin patikası halen piyasa bazlı beklentilere göre iyimser bir nokta olarak yılsonu için %12,2 seviyesini işaret ediyor. Bu varsayım, aynı zamanda Nisan ayında enflasyonun hali hazırda zirve yapmış olması görüşünü de içeriyor. Faiz patikasının enflasyonla uyumlu ilerletileceğini varsayıyoruz, bu konuda ilerleyen aylara yönelik verilen referans biraz daha enflasyon düşüşünün imkan vermesi beklentisiyle 3Ç21 sonuna dayandırılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, Temmuz veya Ağustos döneminde faizlerin düşebileceği değerlendirmesinde bulunmuştu. Başkan Şahap Kavcıoğlu'nun güncel yönlendirmesi “enflasyona göre düzeltilmiş faiz oranlarının” (reel faiz) pozitif kalmaya devam edeceği ve “politikada erken gevşeme olmayacağına” yönelik olmayı sürdürüyor"

"TRY genel düzlemde değer kaybetme eğilimini kırabilmiş değil"

Enver Erkan değerlendirmesinde, Orta vadede %5 enflasyon hedefi sağlanana kadar para politikasında sıkılığın korunacağına dair taahhüde rağmen, TRY genel düzlemde değer kaybetme eğilimini kırabilmiş değil. Dün Fed, resmi politika duruşunu değiştirmese de Banka içerisinde tapering sürecine geçişle alakalı değişimin sinyalleri piyasaya gönderildi. Yurtdışında likiditenin çekilme sürecine başlayacak olması, gelişmekte olan ülkelere ilişkin para hareketleri açısından risk teşkil ediyor ve ABD'de reel faizler artmaya başladığında USD talebi de artacaktır. Ters para ikamesini sağlama konusunda TRY getiri oranları birikim sahiplerine yeterli gelmiyor ve risk dengesi ile enflasyon belirsizlikleri dövizin halen talep edilmeye devam edilmesine neden oluyor." yorumunu yaptı.

"Akaryakıt vergisi gibi etmenler enflasyon artışına zemin oluşturmaya devam edecek..."

Erkan analizini şöyle sürdürdü: "Reel faizimiz Mayıs enflasyonundan sonra yeniden %2 seviyesinin üzerine çıktı. Ancak enflasyon konusunda, politika faizinin henüz artmayacağı varsayımını da eklersek başta TRY değer kaybı, küresel arz sorunları ve Mayıs sonunda yürürlüğe giren akaryakıt vergisi gibi etmenler enflasyon artışına zemin oluşturmaya ve risk dengesini yukarı ağırlıklı bir şekilde tutmayı sürdürecektir. ÜFE Mayıs ayında %38,3 seviyesine yükselerek TÜFE ile farkı açtı ve geçiş etkisine güncel maliyet kanalları ile yeni etkiler eklenecektir.
Mayıs enflasyon düşüşü makroekonomik temellere dayanmadığı için kalıcı bir etki göstermeyecek ve enflasyon içinde bulunduğumuz periyotta da yükseliş patikasında kalacaktır. Bu dönemde, 3Ç21 içerisinde faiz indirmek için temel şartların olgun bir aşamada olmayacağını, hatta geçerlilik derecesinin olmayacağını düşünüyoruz. Merkez Bankası'nın 3Ç21 sonu ve sonrasına kadar beklemesi, en iyimser tahminle, daha olası. Bu dönemde de enflasyon yine belirsizlik oluşturmaya devam edeceğinden hareket alanı sınırlı kalabilir. Dolayısıyla, 3Ç21 sonu veya 4Ç21'de faiz indirilse bile, sınırlı bir şekilde indirilmek durumunda olacaktır.
Haziran enflasyonu 5 Temmuz günü açıklanacakken, Merkez Bankası bir sonraki PPK toplantısını 14 Temmuz'da gerçekleştirecek.