Dolar

34,4347

Euro

36,2908

Altın

2.837,80

Bist

9.389,62

ANALİZ: Fatura taksit taksit önümüze gelecek

Ekonomist Abdurrahman Yıldırım, doğalgaz ve elektrik fiyatlarındaki yüksek artışın piyasaya yansımalarının nasıl olacağına ilişkin analizde bulundu

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-11-02 23:28:33

ANALİZ: Fatura taksit taksit önümüze gelecek

Yıldırım'ın “Doğalgaz şokunun yüksek faturası” başlıklı yazısından önemli bir bölüm:

DÜNYA FİYATI+ KUR ARTIŞI

-Petrol fiyatlarının Brent türünde 2020 ortalaması 43 dolar. 2021'in 10 aylık döneminde ise 65.2 dolara yükseldi. Ortalama bazda petrol fiyatlarındaki son bir yıllık artış yüzde 52.

-2020'ye göre 2021'in 10 ayında doğalgazda ABD fiyatlarındaki ortalama artış yüzde 68, Avrupa doğalgazında yüzde 300.

-Kasım ayı başında Türkiye'de sanayide ve elektrik üretiminde kullanılan doğalgaz fiyatları yüzde 48 artırıldı. Fiyatlar eylül ve ekim ayında da yüzde 15 oranında yükseltilmişti. Bu yıl toplamda fiyat artışları yüzde 145'e vardı.

-Konutlarda kullanılan doğalgaz fiyatları kasımda artırılmadı. Ama yılın geride kalan döneminin fiyat artışı yüzde 17.7 düzeyinde.

-Türkiye doğalgaz ihtiyacının büyük kısmını ithalatla karşılıyor. İşin içine ithalat girince dünya doğalgaz fiyat artışlarına bir de kur artışı ekleniyor. Doların TL karşısında artışı bu yıl için yüzde 30 düzeyinde.

YÜKSEK FATURA

-Doğalgazı üretim girdisi olarak kullanan sanayi kesiminden ise ciddi yakınmalar geliyor. Çünkü fiyatlarda bu yıl içinde meydana gelen artış yüzde 145 gibi çok yüksek oranda.

-Ne tesadüf ki, petrol, doğalgazın da içinde yer aldığı enerji ithalatı ekim ayında yüzde 160.6 arttı. Ticaret Bakanlığı'nın öncü verilerine göre enerji ithalatı 2.1 milyar dolardan bu yılın ekim ayında 5.5 milyar dolara yükseldi. Yıldan yıla ithal edilen miktarda fazla değişme olmadığına göre artışın büyük kısmının fiyat yükselişlerinden meydana geldiği açık.

-Yılın 10 aylık döneminde enerji ithalatı 23.6 milyar dolardan 37 milyar dolara yükseldi. Geçen yılın aynı dönemine göre 10 aylık artış yüzde 56 oranında ve 13.3 milyar dolar.

-Yapılan yüksek oranlı zamlar ve ithalat kaleminde ortaya çıkan 13.3 milyar dolarlık artış doğalgaz krizinin Türkiye'ye ilk büyük faturası.

FATURANIN DEVAMI DA GELECEK

-Fatura taksit taksit önümüze gelecek. Çünkü kış aylarında doğalgaz talebi mevsimsel olarak yüksek seyredecek. Isınma amaçlı doğalgaz talebi artacak. Avrupa ve Asya'da stoklar da yeterli değil. Dünya fiyatları kalıcı bir düşüşe uzak.

-Türkiye'de de mevsimlik koşullar konutlarda, ekonominin ve ihracatın canlı olması da sanayide ve işyerlerinde doğalgaz ve elektrik tüketimi yüksek tutuyor. Buna göre ithalat faturamız kabarmaya devam edebilir.

-Elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların payı azaldığından doğalgaza yüklenme söz konusu. Türkiye'de de barajlarda su seviyesinin düşmesinden dolayı elektrik üretiminde doğalgazın payı bir kat artarak ekim ayında yüzde 34'e çıktı.

-Bu durumun kısa sürede değişeceği de tahmin edilmiyor. Önce yağışların artması ve barajların doluluk oranlarının yükselmesi gerekiyor. Ufukta ise yağışların artacağına yönelik tahmin yok.

HANEHALKI İLE SINIRLI SÜBVANSİYON

-Doğal olarak doğalgaz maliyetlerindeki yüksek artışların kamu kurumları tarafından karşılanması mümkün değil. Ancak merkezi hükümet bütçesi yükü üstlenirse olabilecek bir durum. Tamamı merkezi bütçeden karşılanması halinde gelecek yük ise 125 milyar lira. Bu da çok zor.

-Devlet zaten akaryakıtta eşel-mobil sistemiyle 9 ayda 46 milyar liralık vergiden feragat etti. Uygulamanın yıl sonuna kadar sürdürülmesi durumunda tutarın 58.5 milyar liraya çıkacağı belirtildi.

-Kaldı ki, sanayide kullanılan elektriğin ve doğalgazın kamu tarafından sübvanse edilmesi doğru da değil. Çünkü elektrik ve doğalgazla yapılacak üretimin bir bölümü ihraç ediliyor. Bu durumda sübvanse ihracat yoluyla yurtdışına kaynak aktarımı anlamına gelecek.

-Konutlara yönelik destek ise en azından yurtiçi yerleşiklerin vergileriyle yine aynı kişilerin aynı kişilerin desteklenmesi demek ve ülkeden bu yolla kaynak çıkışı yok.

-Sonuçta hanehalkı sübvanse ediliyor zaten, bunun konutlarla sınırlı kalması yerinde bir karar. İhraç mallarına ve sanayiye yaygınlaştırılmasının ise sonu getirilemeyebilir. Enerji kaynaklarının israf edilmesi sonucunu da doğurabilir.

NİHAİ FATURA SON TÜKETİCİYE

-Yaşadığımız,1970'lerin petrol şoku benzeri doğalgaz şokudur ve küresel olaydır. Uzun vadeli ve kalıcı etkileri olacak bir gelişmedir.

-Böylesi büyük yükü şirketler de, devletler de taşıyamaz. Şirketlerin maliyet yükselişlerini fiyatlara ve nihai kullanıcılara yansıtmaları lazımdır. Sanayi ve elektrik üretimi üzerine gelen yükler üretici fiyatları yoluyla son tüketicilere ister istemez yansıtılacak. Yurtiçi yerleşikler nihai tüketicidirler ve son fatura ödeyecek kesimdir.

-Küresel ısınmanın etkisiyle bundan sonra gıda ve enerji fiyatlarının yüksek seyredeceği ağırlıklı bir görüştür. Hanehalkı harcamaları içinde ister istemez gıdanın ve enerjinin payı artacaktır. Ya diğer harcamalar kısılacak, ya gelirler artırılacak ya da tasarruflar azalacaktır.

-Bu durumun sadece enflasyonu değil aynı zamanda ücret ve maaşları artırıcı baskısı yapacağı kesindir. Dünya da, Türkiye de farklı bir ekonomik yapıya doğru sürükleniyor gibi geliyor bize.

Habertürk

Haber Ara