Merkez Bankası, beklendiği gibi 1 haftalık repo faizinde değişikliğe gitmedi ve faizleri 5. ayda da sabit tutmuş oldu. Artan enflasyon ile beraber, reel faiz pozisyonunun neredeyse sıfırlanması nedeniyle Banka'nın taahhüt ettiği “enflasyon üzerinde faiz” şeklindeki duruş ilerleyen aylarda oluşan riskler nedeniyle politika alanındaki manevra alanını daralttı ve sıkılaştırma veya gevşeme yönünde net bir öngörü yapılamamasına neden oldu.
"Enflasyon görünümündeki aktif olan riskler nedeniyle, Merkez Bankası'nın yılın son 3 toplantısından önce faiz indirebilecek bir alanı olmadığını düşünüyoruz" diyen Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan analizinde şöyle devam etti:
"Merkez Bankası'nın bugünkü kararları ve politika açıklamasına dair önemli notlar;
Bloomberg'in anketine katılan 20 ekonomistin hiçbiri herhangi bir değişiklik beklemiyordu.
Artan küresel enflasyon ve enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri önemini korumaktadır.
İhracattaki güçlü artış eğilimi ve turizm faaliyetlerini canlandıran aşılama programında kaydedilen güçlü ilerleme nedeniyle cari açığın yılın geri kalanında fazla vermesi beklenmektedir. Cari dengedeki iyileşme fiyat istikrarı hedefi için önemlidir.
Yüksek enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir.
Temmuz ayı enflasyon artışında iklim koşulları başta olmak üzere bazı ürünlerde arz yönlü etkiler, uluslararası tarımsal emtia ve gıda fiyatlarındaki yüksek seviyeler ve yeniden açılmanın etkileri nedeniyle gıda enflasyonundaki yükseliş etkili oldu.
Parasal sıkılaştırmanın kredi ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkisi izleniyor.
Enflasyon Raporu'nun tahmin patikasında belirgin bir düşüş sağlanana kadar mevcut sıkı para politikası duruşu kararlılıkla sürdürülecektir.
Güçlü göstergeler enflasyonda kalıcı bir düşüşe işaret edene ve orta vadeli %5 hedefine ulaşılana kadar güçlü bir dezenflasyonist etkiyi sürdürmek için politika faizi enflasyonun üzerinde bir seviyede belirlenmeye devam edecektir.
"Faiz indirimleri de fiyat artışlarının hızı soğumadan gerçekleşemeyecektir..."
Analizde şunlara dikkat çekildi: "Tüketici fiyatlarındaki artış oranının, politika faizine tehlikeli bir şekilde yaklaşarak reel faizi belli bir dönem sıfırın altına düşürme riski altında; politika faizinin enflasyon üzerinde oluşturulacağına yönelik taahhüt önemli bir noktada duruyor. Temmuz ayında %18,95'e ulaşmış olan enflasyon, Sn. Kavcıoğlu yönetiminin bu taahhüdünün uygulamada kalmaya devam edebilmesi için ilerleyen aylarda ya bir faiz artırımını, ya da enflasyonda düşüşün gerçekleşmesini gerekli kılmaktadır. Dolayısıyla, faiz indirimleri de fiyat artışlarının hızı soğumadan gerçekleşemeyecektir. Gevşeme döngüsünün sağlanması noktasında da, enflasyona dair birçok ana kriter gerçekleşmesi gerekecek. Çünkü; zayıf TRY, yükselen emtia fiyatları ve hasadı kötü etkileyen kuraklık nedeniyle enflasyon halen yükseliş eğilimini ve tehlikesini devam ettirmektedir. TRY, halen yüksek bir varyete aralığı göstermektedir ve ters dolarizasyonu teşvik etmeyecek derecede olan düşük reel faiz pozisyonu nedeniyle döviz talebi devam edebilir. Fiyat istikrarı için, sıkı politikanın sürdürülür bir zeminde olması ve faizlerin dezenflasyonist etki yaratacak doğrultuda sabırlı bir şekilde yüksek tutulması gereklidir."
"Genel olarak PPK'nın tandansı şahin olarak algılandı..."
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; dün katıldığı yayında Merkez Bankası'nın politikasına dair bir yorumda bulunmazken, daha öncesinde yüksek faiz oranlarının enflasyonu artırdığı ve aynı zamanda büyümeyi hızlandırmak için daha düşük borçlanma maliyetlerinin gerekli olduğu görüşünü öne sürmüştü" yorumuna yer verilen analizde şunların altı çizildi:
"İlave sıkılaşma referansı olmamasına rağmen; enflasyonun politika faizi üzerine çıkma riski olan bir ortamda “enflasyonun üzerinde faizi tutma” sözü aynen politika açıklamasında yer buldu. Bu da, Merkez Bankası'nın negatif reel faiz uygulamayacağı şeklinde yorumlandığından genel olarak PPK'nın tandansı şahin olarak algılandı. Enflasyonun mevcut seviyelerdeki eğilimini 4Ç21 başlarına kadar koruyup, yılsonuna doğru bir miktar baz etkisi katkısıyla düşmesini bekleriz. Buna karşılık, maliyet enflasyonunun iyileşme derecesini sınırlaması ve yükseliş riskini aktif tutması muhtemel.
Bu kapsamda da, Merkez Bankası'nın Ağustos enflasyonunda gevşeme alanı açacak kadar bir düşüş beklemiyor olmamızdan mütevellit, yılın son 3 toplantısından birinden önce gevşeme adımı atmasının şartlarının sağlanmamış olacağını düşünürüz. Yılsonuna doğru değerlendirilmeye alınabilecek gevşeme ölçütünün sınırlı kalmasını bekliyor ve sınırlı olmasını gerekli de görüyoruz. Merkez Bankası'nın de-dolarizasyon, sıcak para hareketleri, fiyat istikrarının korunması gerekliliği ve talep enflasyonunun hızlandırılmaması gerekliliği çerçevesinde standart reel faiz pozisyonunu pozitif ve güçlü seviyede tutması gerektiğini düşünüyoruz
Fed'in 26-28 Ağustos tarihlerinde Jackson Hole'da veya 21-22 Eylül tarihlerinde FOMC toplantısında yapacağı açıklamalar, küresel para ve faiz standardizasyonu açısından çok kritik noktalara işaret edebilir. TCMB ise, Fed'in akabinde 23 Eylül'de bir sonraki faiz toplantısını gerçekleştirecektir."