Türkiye ekonomisi, 2021 yılının ilk çeyreğinde başta sanayi üretimi gibi öncü göstergelerin ortaya koyduğu üzere güçlü bir büyüme etkisi gösterdi. Pazartesi günü açıklanacak olan GSYH büyüme oranlarının bunu sayısal olarak da teyit etmesini bekleniyor.Pandemi döneminin etkileriyle geçen yıl kısıtlanan ekonomik faaliyetin ardından, önce geçen yılın üçüncü çeyreğindeki kredi pompalanması ile artışa geçen büyüme, yılın ilk bölümünde sanayi üretiminin güçlü seyrinin sürüklediği bir büyüme görünümüne sahip oldu.
"Sanayi halen ekonominin güçlü tarafı olarak görünmekte"
"Bazı sektörlerin pandeminin etkileri ile hala kısıtlı seyrettiği güncel periyot içerisinde, sanayi halen ekonominin güçlü tarafı olarak görünmektedir" diyen Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, " Bizim yılın ilk çeyreği büyümesine yönelik beklentimiz yüzde 5 olmakla birlikte, ikinci çeyrek döneminin de geçen yılın güçlü baz etkisiyle bu yılın büyümesini asıl yukarı çekecek etkiyi yapmasını beklemekteyiz. Rakamlar, geçen yılın aynı dönemine kıyaslı olduğundan pandeminin anormal etkileri güncel yıllık karşılaştırmalarda illüzyon oluşturmaktadır. Bu bakımdan büyüme ve ekonomik toparlanmanın görünümü açısından dönemsel değişimler analizlerde önceliklendirilmelidir." yorumunu yaptı.
Aşılama ve normalleşme belirleyici faktör
Erkan, "Bu yılın ilk çeyreğinin geçen yıldan eşlenik periyodu geçen yılın aynı dönemi, ekonominin pandemi öncesindeki zirve noktasının ulaşıldığı zaman dilimiydi. Ekonomi, geçen yılın ilgili çeyreğinde yüzde 4,5 büyüme kaydetmişti. Bu bakımdan, Bu yılın ilk çeyreğindoeki güçlü büyüme etkisi olumlu. İkinci çeyrek ve sonrasına ilişkin aşılama ve normalleşme ajandası belirleyici olacak faktörler. Üretim bandı ve ihracat hızlı bir şekilde ilerleyip büyümeye olumlu katkı verirken, özellikle hizmetler sektöründe kapanmalar kaynaklı faaliyet kısıtlanması dönemsel yavaşlamada etkili olabilir. Aynı zamanda artan üretim maliyetleriyle beraber çıktı fiyatlarının da artış yönünde etkilenmesi, enflasyon baskısını artırmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
"Büyüme sağlıklı kanallardan desteklenmiyor"
"Buna karşılık, geçen yılın üçüncü çeyreğine denk düşen normalleşme bir önceki çeyrekteki daralmadan sonra hızlı bir geri dönüş sağlamıştı. Ancak, bu toparlanmanın çok yoğun bir şekilde kredi patlamasından destek bulduğunun altını çizmek gerekir." diyen Erkan şu noktalara vurgu yaptı:
"Bunun yan etkileri olarak; TRY istikrarsızlaşmış, enflasyonist baskılar artmış ve bunun bir sonucu olarak Merkez Bankası da faizleri artırarak para politikasını sıkılaştırmıştı Mevcut sıkı para politikası zemini korunmakla beraber, para birimindeki istikrarsızlık son 2 aylık dönemde artmış ve enflasyon açısından yukarı risk teşkil etmeyi sürdürmüştür. Büyüme, sağlıklı kanallardan desteklenmiyor ve bu yapısal bir sorun olarak ekonominin merkezinde duruyor. Faizlerdeki belirsizlik çerçevesinde de kredi büyümesinin etkisi şu anda tam olarak kestirilebilir bir noktada değildir. Kredilerin hızlı bir şekilde büyümesinin teşvik edilmesi, yoğun bir şekilde cari açık ve enflasyon değişkenlerini artış yönünde etkilemektedir.Ekonominin bütün güçlü ve zayıf yönlerini denkleme yerleştirecek olursak; gördüğümüz bazı aşağı yönlü riskleri hesaba katmakla birlikte ekonominin bu yıl yüzde 5,7'lik bir büyüme performansı göstermesini bekleriz"