Yol derin mana yükü olan bir içeriktir. İster ekonomik ister siyasi ister medeniyet ister ülkü.
Nereden bakarsanız bakın yol hem de ortak paydadır. Küresel çapta olan yol projelerinden bakılırsa bu ulaşım olmazsa olmazın ta kendisidir.
Zengezur bölgesi ve koridoru yer olarak da ne anlam taşıdığına dair algılar olarak da tarih olarak da yeniden gündemimize oturdu.
Yeniden diyorum çünkü sadece 44 günlük Karabağ Savaşı süreci ile ne kadar anlam taşıdığı ortaya çıkmadı, günlük savaşın sonucunda yeniden kullanışlı olduğunu engel olanlara esasen hatırlattı.
Şimdi birazcık size Zengezur'un tarihi oluşumunu anlatayım. Güney Kafkasya'da Türk hanlıklarının kontrolünde olan ahalisinin yüzde 70' in Müslüman Türk olduğunun o dönemin tüm istatistik verilerinin teyit ettiği bölge. Çarlık Rusyası döneminde Gence guberniyasına bağlı bölgenin daha sonra Ermeni gözleri ile demografik yapısı yine aynı Rusya tarafından tasarlanıyor.
Rusya-İran arasındaki Gülistan ve Türkmençay antlaşmaları sonrası ise özellikle İran'dan ermeni göçü gerçekleştiriliyor. Özellikle Karabağ ve Zengezur bölgesine yerleştirme süreci de o günden başlatılıyor.
Peki neden?
Zengezur Osmanlı ile Güney Kafkasya arasındaki karayolunun en etkilisiydi. Nahcivan üzerinden tüm Azerbaycan'a ulaşımının en itibarlı kanalı da burasıydı.
O kadar önemli ki yedi düvelle savaş halinde olmasına rağmen o dönem Nahcivan'da konumlanan Osmanlı kolordu komutanı Kazım Karabekir paşa gelen tehlikeyi anlıyor ve durmadan karargâha haber gönderiyor. Ermeni Taşnak ve Hınçak gruplarının o bölgedeki katliamlarını Karabekir Paşa'nın anılarından da anlıyoruz. Rusların kaynaklarına bakıldığında ise Zengezur bölgesinden 100 üzerinden Müslüman Türk köylerinin yok edildiği tarihe geçmiştir. Bu yok etme politikası sonucunda Ermenilerin yerleştirilme sürecine şahitlik ediyor tarihi belgeler.
19.yüzyılın başında buraya yerleşmek için Taşnakların yaptığı soykırım belgelerine ise dönemin gezginleri ve ordu komutanlarının hatıratlarında bulabiliyoruz. Rusya Osmanlı arşivleri bunun kanıtları ile doludur.
Sovyetler Birliği kurulduğunda ise tabii olarak hatta Nahcivan ile Azerbaycan'ın geri kalan parçası arasındaki bağı bile bu yolun kullanılması ile belirledi Rusya. O yol ise çoğunlukla Ermeniler meskûnlaştırdığı köylerden geçmekte idi.
Lacin, Kubadli, Zengilen gibi Karabağ'ın parçası olan illeri de çevreleyen bu yol üzerinden Karabağ'da bölücü unsurların arka planı donatıldı daha sonraları.
Karabağ uğrunda Azerbaycan'ın haklı savaşının sonucu zaferi yakalayan Azerbaycan güvenliğini pekiştirmek ve Güney Kafkasya'daki istikrarı bir daha bozulmaması için kendine ait olan bu yolun yeniden Azerbaycan'ın kontrolünde çalışır hale getirilmesini şart olarak ortaya koydu. Tabii Ermenistan farkında ki bu hezimet sonucunda yeniden ihtilaf yerine barış çerçevesinde ekonomik kalkınma yolu en aklıselim yoldur. Rusya'nın bu duruma sakince bakması ise hem önemli hem de yeni dönemde Rusya'nın bu yeni durumdan nemalanacağına dair kanaatini de devreye sokuyor.
Doğu Avrupa'dan Ukrayna hattından Kafkasya'da ise Gürcistan üzerinden Rusya çevrelenmiş durumda. Rusya anlıyor ki bu durumda Avrupa'ya çıkabileceği yeni yola muhtaç. İşte bu yol tam da Azerbaycan'ın talep ettiği, ona anasının ak sütü gibi helal olan Zengezur koridoru yoludur. Türkiye'nin Karabağ şartı ile sınırlarını kapatması hem Ermenistan'ı hem de Rusya'yı uzun yıllardır zor duruma sokmakta. Konjonktür yeni realiteyi pekiştirdiğinde ise Türkiye ve Azerbaycan bunu tarihi şans olarak iyi değerlendirebildi. Türkiye'nin Azerbaycan topraklarındaki Ermenistan zulmüne zamanında tavır koymamış olsa idi, bu tavrını siyaseten her müstevide dillendirmemiş olsa idi Azerbaycan'ın eli bu kadar güçlü olamazdı. Demek ki Azerbaycan Türkiye dayanışması büyük ve yeni realitenin oluşmasının ana temeli olarak karşımıza çıkıyor. Şimdi Zengezur koridoru bölgenin 6 ülkesinin de ortak paydası olarak masada. Hatta küresel çaptan bakıldığında Çin ve İngiltere'nin de hevesle baktığı bir proje haline getirilmesi de kimsenin karşı koyamayacağı anlamını taşımakta. İpek yolu ve yeni alternatif transit yolu olarak bölgeye sadece ekonomik kalkınma değil hem de bunu akabinde barışın kalıcı oluşumunu da pekiştirecektir. Ermenistan'ın bile bu duruma hayır diyememesi ve yeni realiteye Azerbaycan tezleri üzerinden yaklaşabilmesi projenin geleceğini kalkınma motifleri ile süslemektedir. Türkiye-Azerbaycan ittifakının yeni ekonomik ve jeopolitik gerçekliği oluşturması ise bir zamanlar elimizden kayan şansın yeniden geriye dönüşünü sağlayabildi. Çok şükür.