ANALİZ: Sıra buğday şokunda mı?
Ekonomi yazarı Abdurrahman Yıldırım, dünya ölçeğinde yükseliş kaydeden gıda fiyatlarının artışını Türkiye merkezli olarak değerlendirdi

Oluşturma Tarihi: 2021-10-08 21:10:14

Güncelleme Tarihi: 2021-10-08 21:10:14

Yıldırım'ın "Sıra buğday şokunda mı?" başlıklı değerlendirmesi;

En son açıklanan temmuz ayı Tarım Girdi Fiyatları Endeksi'nin yıllık artışı yüzde 29.38'i buldu. Ağustos ayı itibariyle Tarım Üretici Fiyat artışı yüzde 24.69 oldu. Sonuçta tüketici gıda fiyatları eylül itibariyle yıllık yüzde 28.79 arttı. Gıdanın bir alt grubu olan taze meyve ve sebzede ise yüzde 33.41 yükseldi.

Tarımda hasat dönemi geride kalırken giderek yükselen gıda fiyatları ile karşı karşıyayız. Genelde kış ayları gıda fiyatları daha yüksek seyreder. Bu yıl ise durum daha zor. Çünkü kışın ortaya çıkacak sera ürünlerinin maliyeti enerji ve diğer girdilerdeki artışlardan dolayı daha yüksek olacak.

GIDADAN ASGARİ ÜCRETE

-Son aylarda ve haftalarda küresel çapta enerji fiyatlarının füze gibi yükselmesinden dolayı gübrede kullanılan amonyak üretimi düşürüldü. Buna bağlı olarak önümüzdeki yıl gübre fiyatlarının daha yükselme ihtimali var.

-Sonuçta tarımda pek iyi haber yok ve yüzde 30 civarında bir gıda fiyat artışı ile yılı bitirmeye doğru ilerliyoruz.

-Her yıl sonunda gelecek yılın asgari ücreti yeniden belirlenir. Bu ücretin gıda fiyat artışının gerisinde kalmamasına özen gösterilir. Öyle de olması gerekir.

-Asgari ücretin yüzde 30 artmasının genel ücret düzeyinde yaratacağı kabarmanın da enflasyona ayrı bir baskısı olacak. Bu açıdan enflasyonla mücadelede iş daha zorlaşıyor.

İTHALAT NİYE İŞE YARAMAZ?

-Fiyatı artan ürünlerde hemen ithalata yönelme de arzulanan sonucu vermeyecek gibi. Çünkü gıda fiyatları dünyada yüksek seyrediyor, bizdeki yüzde 29, dünyadaki yüzde 33.

-Daha önce de dünya gıda fiyatları yükseldi ama o dönemde doların TL karşısındaki değeri bu kadar artmamıştı. Dolayısıyla hem dünyada yükselen gıda fiyatlarının etkisini pek hissetmemiştik hem de ithal edilen mallar yurtiçi fiyatları düşürücü yönde etki yapmıştı.

-Şimdi kur artışı nedeniyle böyle bir durum söz konusu olmadığından ithalat yoluyla enflasyonla mücadele devre dışı kalmış durumda.

-İthalat ancak üretim açığının bulunduğu ürünlerde söz konusu olabilir. Mesela buğday gibi.

İÇERİDE %29, DIŞARIDA %33

-Küresel gıda fiyatlarına baktığımızda yurt içinden daha iyi bir durum yok. FAO'nun eylül ayı Dünya Gıda Fiyat Endeksi yüzde 32.7 arttı. Bitişikte yer alan FAO Endeksi'nin alt endeksler bazında aylık ve son bir yıllık değişimleri görülüyor.

-Eylül itibariyle dünya gıda fiyatları son 10 yılın en yükseğine çıktı. 2011 Eylül'ünde 130 değerinde olan FAO Endeksi yeniden 130'u gördü. Rekor ise Şubat 2011'de 137.6 ile görüldü. Bu düzeyi yakalamaya yüzde 5.5'luk artış kaldı. Yine tablodan görüleceği gibi et fiyatları zaten rekor düzeyinin yüzde 15 üzerinde.

2011 İLE 2021 BENZERLİĞİ

-2011'in nasıl bir özelliği var ki, emtia fiyatları ve bu arada tarım emtia fiyatları da rekor düzeyine yükseldi?

-Nedenler 2021 ile benzerlikler gösteriyor. Küresel krizden çıkılmış ve ekonomi dünyada da Türkiye'de coşmuş. Türkiye 2000'li yılların en yüksek büyümesine 2011'de yüzde 11.4 ile gerçekleştirdi.

-2008 kuraklığının tetiklediği tarımsal emtia fiyatları 2010 yılı boyunca artmaya devam etti ve 2011 yılının ikinci ayında zirve yaptı. Daha sonra düşüşe geçen FAO Gıda Endeksi Ocak 2016'da 84.9 düzeyine inerek yüzde 38 geriledi. Dört yılı aşkın devam eden dipte sürünme hareketinden sonra Mayıs 2020'da 91.0 seviyesinden başlayan yükseliş Eylül 2021'de 130.0 vardı. Buradaki çıkış da 43'ü buldu.

FİYATLAR GERİ DÖNER Mİ?

-Şimdi şanslıysak iklim düzelir, üretim normale döner ve fiyatlar düşeşe geçer. Ama o dönemdeki kadar şanslı olamayabiliriz. Çünkü o zaman sadece parasal genişleme, kuraklık ve büyüme etkileri vardı.

-Bugün ise yaşanan kuraklık daha baskın ve küresel ısınmanın etkisiyle daha sık aralıklarla tekrarlanacak gibi.

-Ayrıca dünyada genel bir enflasyon yükselmesi yaşanıyor. Pandemi nedeniyle küresel tedarik zincirlerindeki bozulma arzı baskılıyor. Nakliye maliyetleri ve petrol dışındaki akaryakıt çok daha yüksek.

-Fiyatı artan mal ve hizmetin çoğunun nedeni iklime, pandemiye ve nakliyeye dayanıyor. Yani arz kaynaklı, talep artışı ikinci sırada. O da zaten küresel salgın kaynaklı bir olay.

-O dönemdeki emtia fiyat düşüşünü merkez bankalarının parasal genişlemeyi azaltmaları ve ardından faiz artırımlarına gitmeleri destelemişti.

-Şimdi de merkez bankaları varlık alımlarını azaltma hazırlıkları yapıyor ve ardından faiz artırımlarına gidecekleri tahminleri var. Gerçekleşirse gıda fiyatlarında da dönüş başlayabilir.

-Geçmişten bir farkla artık tarımsal üretim iklim değişikliğinden daha fazla etkileniyor ve maliyetler daha yüksek.

-Muhtemelen gıda fiyatları 2011 yılındaki zirvesini aştıktan sonra merkez bankalarının bol ve ucuz paraya son verme hareketleri ile düzeltme eğilimine girecek. Düşebileceği yer de 2016'nın epeyce üzerinde olabilir.

ODAK NOKTASI BUĞDAY MI OLACAK?

-FAO Dünya Gıda Endeksi'ne eylülde artırıcı yönde en çok etkiyi yüzde 2 artışla hububat grubu yaptı. Bu gruptaki artışta yüzde 4 yükselen buğday fiyatları öncüydü.

-FAO Kıdemli Ekonomisti Abdolreza Abbassian “Önemli tahıllar arasında talebin hızla yükselen fiyatlara karşı test edilmesi gerektiğinden, buğday önümüzdeki haftalarda odak noktası olacak” dedi.

-Enerji şokunun ardından bir de buğday şoku yaşamasak. Biri bitmeden diğeri başlamasa bari. Küresel buğday fiyatlarındaki sıçrama Türkiye'yi çok yakından ilgilendirir. Temel besin kaynağımız ve üretimde açığımız var. FAO verilerine göre kişi başına ekmek tüketiminde dünya birincisiyiz.

Habertürk