Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Kültür Enstitüsü Başkanı Server Bahti, Türkiye'nin sahip olduğu zengin kültürle bölgedeki ülkelerin kültürel iş birliğine büyük katkı sağlayabileceğini belirterek, Türkiye olmadan bölgedeki kültürel iş birliğinin eksik kalacağını söyledi.
Merkezi Tahran'da bulunan, aralarında Türkiye, İran, ve Pakistan'ın da yer aldığı 10 üyeli EİT'in Tacikistanlı Kültür Enstitüsü Başkanı Bahti, bölge ülkelerinin kültürel alanda yapabileceği iş birliği ve halklar arasındaki kültürel yakınlaşmaya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Bölgenin kadim ve değerli mirasını Türkiye'de ve Türkçe konuşan ülkelerde arayabileceklerini dile getiren Bahti, "Türkiye'nin sahip olduğu kültür ve sanatı, ortak mirasımızın ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Türkiye'nin kültürel faaliyetlerde öncü olmasından mutluyuz. Gelecekte bu çalışmaları daha fazla görmeyi ümit ediyoruz." dedi.
"Türkiye ve kültürü olmadan bölgedeki kültürel iş birliği eksik kalır"
EİT'in kurucu üyesi olan Türkiye'nin, organizasyonlarda özel bir yeri olduğunu vurgulayan Bahti, şunları kaydetti:
"Bölgenin kültürel yapısı Türkiye olmadan tamamlanamaz. Türkiye'nin rolü çok büyük. Türkiye, sahip olduğu zengin kültürle çok değerli bir rol oynayabilir. Türkiye'nin EİT Kültür Enstitüsünde daha aktif olmasını istiyoruz. Türkiye ve kültürü olmadan bölgedeki kültürel iş birliği eksik kalır. Daha fazla iş birliği istiyoruz."
"Türk, Fars, Tacik, Özbek ve İran kültürlerini birbirinden ayıramayız"
EİT üyesi ülkelerin çok zengin ve kadim bir mirasa sahip olduklarını ancak gidiş-gelişlerin ve iletişimin az olması nedeniyle birbirlerini yeterince tanımadıklarını söyleyen Bahti, şöyle konuştu:
"Türk, Fars, Tacik, Özbek ve İran kültürlerini birbirinden ayıramayız. Tarihte birbirimize bağlıydık, birbirimizi tamamlıyorduk ve birbirimizden öğreniyorduk. Bu şekilde insanlığa benzersiz bir mirası sunabildik. Birçok kişi ortak yönlerimizi bilmiyor."
Nevruzun EİT üyesi 10 ülkede de coşkuyla kutlanan bir bayram olduğunu ve düzenlenecek ortak programlarla halkların yakınlaşması için çaba gösterilebileceğini vurgulayan Bahti, bu ülkelerin aynı tarih, kültür ve köklere sahip olduğunu belirtti.
EİT'in kurucusu olan ülkelerin, ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için kültürel yakınlığın sağlanması kanaatine vardığını hatırlatan Bahti, güvene dayalı duyguların güçlenmesi için bilimsel, kültürel ve sosyal çalışmaların arttırılması gerektiğini kaydetti.
YEE ile ortak çalışmalar için görüşmeler yapılıyor
Yunus Emre Enstitüsünün (YEE) kültürel ve eğitim çalışmaları noktasında büyük bir kurum olduğuna işaret eden Bahti, YEE ile ortak çalışmalar için görüşmeler yaptıklarını aktardı.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının kültürel çalışmalara büyük bir darbe vurduğunu kaydeden Bahti, "Kovid-19 nedeniyle sanatçılar program düzenleyemedi ve maddi durumları kötüleşti. Kurumda 'Kovid-19'a Karşı Yenilmemeliyiz' şeklinde bir slogan geliştirdik. Dolayısıyla pes etmemeli ve çevrim içi imkanları değerlendirmeliyiz." diye konuştu.
EİT'in kuruluş amacı ve üyeleri
İran, Pakistan ve Türkiye'nin üyesi olduğu EİT; İran devriminden sonra atıl duruma düşen Kalkınma için Bölgesel İşbirliğinin (RCD) bir devamı olarak, 1985 yılında üç ülke arasında imzalanan ve 1977 tarihli İzmir Anlaşmasını tadil eden bir protokol ile kurulmuştur. Ancak daha sonra 1985 tarihli söz konusu protokolün üye ülkelerce onaylanması konusunda ortaya çıkan ihtilaflar nedeniyle; 1990 yılında EİT Yüksek Konseyi, İslamabad'da, bakanlar düzeyinde, 1977 tarihli İzmir Anlaşmasını yeniden tadil eden bir protokol imzalayarak çalışmalarına başlamıştır. Merkezi Tahran'da bulunan örgütün asıl amacı, üye ülkeler arasında ekonomik iş birliğinin geliştirilmesidir. Örgüte; Afganistan, Azerbaycan, İran, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, Türkiye, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan üye olmuştur.