Bakan Çavuşoğlu TÜSİAD'ı ziyaret etti
TÜSİAD Genel Merkezi'nde basına kapalı olarak düzenlenen ziyaret kapsamında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve TÜSİAD üyeleri Türkiye, Almanya ve Avrupa Birliği ilişkileri hakkında görüş alışverişinde bulundu. TÜSİAD'dan yapılan açıklamada 'Reform gündeminde kararlı adımlar atmak, küresel ölçekte rekabetçi ve müreffeh bir ülke olarak yıldızımızı parlatacaktır' ifadelerine yer verildi.

Oluşturma Tarihi: 2017-07-28 17:09:15

Güncelleme Tarihi: 2017-07-28 17:09:15


Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 27 Temmuz Perşembe günü Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'ni (TÜSİAD) ziyaret ederek, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Y. Koç başkanlığındaki, TÜSİAD Yönetim Kurulu, Küresel İlişkiler ve AB Yuvarlak Masası ve Almanya Network üyelerinden oluşan heyet ile biraraya geldi. TÜSİAD Genel Merkezi'nde basına kapalı olarak düzenlenen ziyaret kapsamında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve TÜSİAD üyeleri Türkiye, Almanya ve Avrupa Birliği ilişkileri hakkında görüş alışverişinde bulundu.

TÜSİAD'dan yapılan açıklamada, "Gerek bu toplantı gerekse hafta içinde gerçekleşen TÜSİAD'ın diğer girişimleri sonucunda, Türkiye'de Almanya kökenli şirketlere yönelik herhangi bir olumsuz uygulamanın söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Resmi makamlarımızın bu konudaki açıklamaları, TÜSİAD'ın Almanya kökenli veya Almanya Türkiye arasında iş yapan üye şirketleri tarafından memnuniyetle karşılanmıştır" denildi.

Açıklamada TÜSİAD'ın Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkileri konusundaki görüşleri şu şekilde belirtildi:

"Türkiye-AB ilişkileri tarihsel derinlik, güncel ortaklık ve geleceğe yönelik kazanımları içermektedir. Avrupa Birliği'ne üyelik süreci, küresel rekabette daha güçlü bir Türkiye hedefi için belirleyici öneme sahiptir. AB üyelik süreci, sağladığı rekabet gücü, sosyal refah, teknolojik ilerleme, finans, yatırım, ihracat, turizm ve öngörülebilir bir hukuk devleti düzeni unsurlarıyla Türkiye'nin öncelikli milli çıkarıdır. Türkiye, AB sürecinde ilerledikçe, dünyanın yükselmekte olan ülkeleri açısından ekonomik cazibe ve demokratik referans kaynağı olmuştur. Diğer taraftan, Dünyanın tüm bölgeleriyle güçlü ilişki kuran bir Türkiye'nin Avrupa'da çok güçlü bir etkisi olmaktadır. Ayrıca, yakın zamanda tartışmaya açılan 'Avrupa'nın geleceği' stratejisi, merkezinde federal bir çekirdek Euro bölgesinin yer aldığı geniş bir konfederal AB'den oluşan, çok çemberli bir yapıya yönelmektedir. AB esnek bir entegrasyon yapısı, Türkiye ise demokratik istikrar alanlarında ilerleme dönemindeyken, müzakerelerin hedefini korumak mümkündür. Bu yönde şu ilerleme alanları öne çıkmaktadır:Mevcut Gümrük Birliği rejiminin, dijital ekonomi boyutun da dikkate alacak bir yaklaşımla, stratejik öncelik olarak güncellenmesi, göç ve mülteci politikaları, örgütlü suç ve terörle mücadele ve vizesiz seyahat alanlarında, Türkiye'nin Avrupa iç güvenlik işbirliğine dahil olması, enerji politikalarında uluslararası tedarik ağları, piyasa düzenlemeleri ve yenilenebilir enerji teknolojileri boyutlarında AB ile daha yakın bir işbirliği, Kıbrıs'ta çözüme yönelik irade ve desteğin sonuca ulaşması, Suriye'de barışa ve toplumsal düzene, NATO üyesi bir Avrupalı ülke olarak aktif katkı sağlanması. İnanıyoruz ki demokrasi, ekonomi ve AB süreci başta olmak üzere reform gündeminde kararlı adımlar atmak, küresel ölçekte rekabetçi ve müreffeh bir ülke olarak yıldızımızı parlatacaktır".