ULAŞTIRMA ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, ''Geleceğimizi tasarlayan stratejik bir hamle ve kelimenin tam anlamıyla bir vizyon projesi olan Kanal İstanbul ile ana amacımız, lojistik bir üs konumuna getireceğimiz ülkemizi hem bölgesindeki hem de dünyadaki ticaret ve ulaşım yollarında söz sahibi ülke yapmak'' dedi.
Bakan Karaismailoğlu, yenilenen Ana Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi'nin açılış törenine katıldı. Karaismailoğlu, 2 yıldır dünyayı etkisi altına alan pandemi nedeniyle deniz ticaretinin çok daha önem kazandığını vurguladı. Karaismailoğlu, "Ülkemiz tüm ulaşım modlarında olduğu gibi deniz ulaşım ve taşımacılığında da vaktinde aldığı tedbirlerle bu kriz dönemini başarıyla yönetti. Üretim sistemlerimizdeki kesintisiz çalışma ile birlikte tüm ulaşım modlarımızın da desteği ile Mart 2021'de ülkemizin ihracatı yüzde 42 oranında arttı. Bu oranın tüm zamanların en yüksek rakamı olduğunu vurgulamak isterim. Bilindiği üzere ülkemizde dış ticaret taşımacılığının yüzde 90'ı deniz yolu aracılığı ile yapılıyor. Ticaret ile birlikte günümüzde gemi trafiğindeki artış, teknolojik gelişmeler sonucu gemi boyutlarının büyümesi ve özellikle, akaryakıt ve benzeri diğer tehlikeli/zehirli maddeleri taşıyan gemi geçişlerinin artması, deniz seyir güvenliğimize olan ihtiyacı çok daha artırıyor" diye konuştu.
'KARADENİZ'İ LOJİSTİK GÖLE ÇEVİRMEKTE KARARLIYIZ'
Bakan Karaismailoğlu, İstanbul Boğazı'ndan çok sayıda gemi geçtiğini dile getirerek, "1930'larda İstanbul Boğazı'ndan geçen gemi sayısı yılda sadece 3 binken, bugün yılda 43 binden fazla gemi geçişi gerçekleşiyor. 2050 yılında bu sayının artarak 78 bine çıkacağını öngörüyoruz. Türkiye'nin üretimde sahip olduğu rekabet avantajı, uluslararası ticaret rotalarına bir yenisini daha ekleme çabamızın da temelini oluşturuyor. Bu avantajı 'Yeni Türkiye' adına küresel bir fırsata çevirmek için adımlarını attığımız kuzey- güney ve doğu- batı aksında oluşturduğumuz orta koridor ile tüm ulaşım modalarının entegre olarak kullanılabildiği, uluslararası alandaki en avantajlı ticaret rotasını tesis etmek için çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Karadeniz'i ülkemiz için bir lojistik göl hâline çevirmekte kararlıyız" dedi.
'KANAL İSTANBUL'UN İLK KÖPRÜSÜNÜN TEMELİNİ ATACAĞIZ'
Karaismailoğlu, Kanal İstanbul Projesi ile ilgili "Dünya ticaretinde güçlü bir alternatif lojistik merkez olma hedefimizin öncelikli adımı olan Kanal İstanbul'un 26 Haziran günü, Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımı ile ilk köprüsünün temelini atacağız. Geleceğimizi tasarlayan stratejik bir hamle ve kelimenin tam anlamıyla bir vizyon projesi olan Kanal İstanbul ile ana amacımız lojistik bir üs konumuna getireceğimiz ülkemizi hem bölgesindeki hem de dünyadaki ticaret ve ulaşım yollarında söz sahibi ülke yapmak. İşte bu kadar net, bu kadar değerli bir hedefe hep birlikte yürüyoruz. Öte yandan daha geçen hafta boğazda yaşanan kaza sonucu maalesef iki balıkçı kardeşimiz hayatını kaybetti. Bu nedenle boğazlarımızdaki kaza tehditlerini de azaltacak projemizi hayata geçirerek böyle durumların bir daha yaşanmasını önleyeceğiz" diye konuştu.
'DAHA ETKİN BİR ÇALIŞMA SİSTEMİ OLUŞTURDUK'
Bakan Karaismailoğlu, kısa bir sürede, Ana Arama Kurtarma ve Koordinasyon Merkezi'nin elektronik altyapısını yenilediklerine dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Daha hızlı ve etkin bir çalışma sistemi oluşturduk. Böylece acil durumlarda tüm operasyonlara hâkim olmasını sağladık. Diğer kurum ve kuruluşlarla koordinasyon için çalışma ortamımızı yeniden tasarladık. 7/24 çalışma esasına göre, sadece Türk arama kurtarma bölgesinde değil dünyanın her noktasında Türk denizciliği ve Türk havacılığına hizmet veriyoruz. Merkezimiz, uluslararası tanımlarda yer alan deniz ve hava aracı kazalarında, bakanlığımızla birlikte dışişleri, içişleri, milli savunma ve gerektiğinde sağlık bakanlıklarımızla iş birliği halinde çalışmaktadır. Deniz ve Hava Araçları Kazalarında Arama Kurtarma Yönetmeliği'mizi 17 Ekim 2020'de yayımladık. Arama kurtarma çalışmalarımızı, Doğu Akdeniz ve Ege Denizi'nde ülkemizin hak ve menfaatlerinin korunmasına yönelik olarak ilan edilen Türkiye Münhasır Ekonomik Bölgesi ve Mavi Vatan doktrinine uygun olarak genişlettik."