'Denizin kırmızı etli balığı' palamut 10 liradan tezgahlarda
Çanakkaleli olta balıkçılarının yakaladığı 'denizin kırmızı etli balığı' olarak bilinen palamut, tanesi 10 liradan tüketiciye sunuldu.

Oluşturma Tarihi: 2020-08-26 20:30:36

Güncelleme Tarihi: 2020-08-26 20:30:36

Kentteki balık tezgahlarında çeşitlilik, 15 Temmuz'dan itibaren uluslararası sularda teknelerin ava çıkması ve özellikle olta balıkçılarının yoğun şekilde balık tutmasıyla arttı.

Gırgır ve trol yöntemiyle su ürünleri avcılığının Akdeniz'de 15 Eylül, diğer denizlerde ise 1 Eylül'de başlamasıyla palamut gibi balık türlerinin tezgahta bollaşması, fiyatlarının da düşmesi bekleniyor.

Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Başkanı ve Çanakkale Merkez 1 No'lu Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Mehmet Özkurnaz, AA muhabirine, açık sularda büyük tekneler için av yasağının 15 Temmuz'da kaldırılmasıyla yoğun şekilde palamut yakalandığını söyledi.

Palamudun piyasada çifti 20 liradan satıldığını belirten Özkurnaz, "1 Eylül'den itibaren gerek Karadeniz'de olsun gerek boğazlarımızda olsun palamut ve lüfer balığımız daha bol olacaktır. Bolluğun sonucunda da ucuzlayacak. Tüm ülkemiz insanının rahat ve ucuz bir şekilde bu balıkları tüketeceği düşüncesindeyiz." dedi.

"Sürdürülebilir balıkçılık için yasaklar olumlu"

Özkurnaz, belli dönemlerde uygulanan yasakların, balıkçılığın daha çok gelişmesini sağladığını vurguladı.

Balıkçılığın sürdürülebilir olması ve sektörde sıkıntılar yaşanmaması için trol veya büyük gırgırlarla avlananların yasaklara ciddi anlamda uyması, takibinin de kolluk kuvvetlerince yapılmasının önemli olduğunu ifade eden Özkurnaz, bu konuda ciddi yaptırımlar getirildiğini anlattı.

Su ürünleri avcılığıyla ilgili son yasal düzenlemeye göre, kaçak balıkçılık yapanların oldukça yüksek cezalara çarptırıldığını aktaran Özkurnaz, "Bu anlamda biz de ülkemiz insanı olarak hem balıklarımızın üremesini hem de tüm ülke insanımızın rahat bir şekilde tüketmesini sağlamalıyız." diye konuştu.

Mehmet Özkurnaz, özellikle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde yasakların daha fazla olmasının, kaçak avcılığın engellenmesi, balık çeşitlerinin üremesi ve sürdürülebilir bir balıkçılık için önemine değindi.

Havyar zamanında avlanma yasağının balığın neslini daha çok çoğaltması anlamına geldiğini kaydeden Özkurnaz, bunun da tüm ülkenin kazancına olduğunu sözlerine ekledi.