Merkez Bankası'nın politika faizini yüzde 19'da sabit tutmasını değerlendiren Altınbaş Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Atilla Çifter, kararda enflasyon endişelerinin öne çıktığını belirtti. Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ile Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) arasındaki açının çok büyüdüğünü vurgulayan Doç. Dr. Çifter, bu farkın zaman içinde TÜFE'ye yansıyarak Merkez Bankası'nın aşağı yönlü faiz hareketini engellediğini vurguladı.
“ENFLASYON ENDİŞELERİ ÖNE ÇIKIYOR”
Doç. Dr. Atilla Çifter, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Merkez Bankası politika faizini piyasanın beklediği gibi yüzde 19'da sabit tuttu. Açıklamada mevcut sıkı duruşun kararlılıkla sürdürüleceği ifade edildi. Bu kararda enflasyon endişelerinin öne çıktığı görülüyor. 2021 sonu için Merkez Bankası'nın enflasyon tahmini yüzde 14,1 olmasına rağmen gelişmeler yıl sonu oranının bu tahminin çok üzerinde olacağını gösteriyor. Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ve Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) arasındaki fark yıllık yüzde 26'ya yakın. Bu fark, ara malı üretici fiyatları için yaklaşık yüzde 38, ana metaller üretici fiyatları için yüzde 89'u aşmış durumda. İşte bu büyük fark zaman içinde TÜFE'ye yansıyarak merkez bankasının aşağı yönlü faiz hareketini engelliyor. Önümüzdeki dönemde faiz indirimi yerine faiz artışı ihtiyacı oluşursa Merkez Bankası'nın nasıl bir karar vereceği belirsizliğini koruyor.”
Doç. Dr. Çifter, Merkez Bankası'nın faiz kararının açıklandığı gün Güney Kore ile yapılan yaklaşık 2 milyar dolarlık Swap anlaşmasının duyurulduğuna da dikkat çekerek, “Merkez Bankası rezervlerin Swap'lar ile desteklenme eğiliminin devam edeceği görülüyor” değerlendirmesinde bulundu.
DHA