Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste Tano Kouame, 2019 yılında yüzde 0,9 olarak gerçekleşen Türk ekonomisindeki büyümenin sevindirici olduğunu belirterek, "Bu oran düşük diyebiliriz ama beklenene kıyasla çok iyi. Bizim Dünya Bankası olarak tahminimiz daha düşük olacağını gösteriyordu. Dünya Bankası olarak biz Türkiye'de yüzde 3'lük, 2021 yılı için de yüzde 4'lük bir büyüme ön görüyoruz" diye konuştu.
Dünya Bankası ve TÜSİAD iş birliğiyle düzenlenen, Dünya Bankası tarafından hazırlanan 'Ocak 2020-Küresel Beklentiler Raporu'nun tanıtım toplantısı gerçekleşti. Toplantıda konuşan Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste Tano Kouame, Türkiye ekonomisine değinerek büyüme oranını değerlendirdi. Türk ekonomisinin 2019 yılında yüzde 0,9 büyüme göstermesine ilişkin "Tahminlerimizin üzerinde bir oran" şeklinde değerlendirme yaptı. Kouame, bu yılsonu için Türkiye'de yüzde 3'lük bir büyüme ön gördüklerini söyledi.
Kouame, "Ekonominin kötü gittiği dönemlerde dış talep ihracat yoluyla Türkiye'nin çok faydasına olmuştu. Eğer büyüme için ihracata bağımlıysanız ve sizin ihraç ettiğiniz ülkeler krizden etkilenmişse ve o ülkeler ithalat yapamayacaksa sizin de büyümeye devam etme şansınız azalmış oluyor. Mesela koronavirüsün Türkiye'nin birçok ticaret ortağını etkilediğini görüyoruz" dedi.
"Türkiye küresel finansa dahil olan bir ülke"
Türkiye'nin ticaretinde yüzde 50'lik bir oran gördüklerini belirten Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste Tano Kouame, "Bu rakam yüksek bir rakam. Ne kadar büyük olursanız ülke olarak oran o kadar artıyor. Türkiye'nin de bu oranı arttırma imkanı var. Büyüme için ihracata bağımlıysanız ve sizin ihraç ettiğiniz ülkeler krizden etkilenmişse o zaman onlar ithal edemeyeceği için sizin de büyüme devam etme şansınız azalmış oluyor. Türkiye küresel finansa dahil olan bir ülke. Sermaye akışlarının oranı Türkiye'de son beş yılda yaklaşık gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 4 veya 5'ine tekabül ediyor. Bu finansmanın büyük bir kısmı özel sektörden geliyor. Özel sektör zaten büyümenin itici gücü ama bunun olumsuz tarafları da olabiliyor" şeklinde konuştu.
"Türkiye'deki kamu borcu, yükselmekte olan ülkeler arasında en düşüklerden bir tanesi"
Yükselmekte olan piyasa ekonomilerinin geniş tabanlı bir borç birikimi yaşadığını vurgulayan Kouame, "Bunun sebebi genellikle hükümetlerin uyguladığı düşük faizli oranlarından kaynaklanıyor. Kurumsal borçların 2014'de yüzde 56'dan 2018 yılında yüzde 75'e çıktığını gördük. Yükselmekte olan ülke ekonomilerin arasında en yükseklerinde bu oran. Bu endişe verici ama Türkiye'deki kamu borcu hala çok düşük. Hatta yükselmekte olan ülkeler arasında en düşüklerinden bir tanesi. Buda çok disiplinli mali politika sayesinde gerçekleşiyor. Diğer ülkelere kıyasla hane halkı borcu da düşük. 2008-2009 yıllarında yaşadığımız küresel ekonomik krizde yatırımlarda değişim gördük. Yani Türkiye'deki yatırım oranı diğer yükselmekte olan piyasalara kıyasla yüzde 25-26 oran var. Ama 2018 yılından bu yana son kriz ile birlikte yatırımlarda da bir küçülme olduğunu görüyoruz. Küresel Ekonomik Raporunda belirtildiği gibi borçlarda ki yüksek artış üretkenliği de etkilemekte. Türkiye'de bizim yaptığımı çalışmalar üretkenliğin geçmişte çok çok iyi olduğunu ama son yıllarda ciddi bir düşüş yaşadığını gösteriyor.
"Dünya Bankası olarak biz Türkiye'de yüzde 3'lük bir büyüme ön görüyoruz"
2019'daki ekonomik büyümenin yüzde 0,9 olduğuna çok sevindiklerini belirten Kouame, "Bu oran çok düşük diyebiliriz ama beklenene kıyasla çok daha iyi. bizim Dünya Bankası tahminimiz daha düşük olacağını gösteriyordu. 2019'un son çeyreğinde ekonomi canlanmaya başladı ve bugün elimize ulaşan büyüme oranı da durumun artık stabilize olduğuna başladığına teyit ediyor. 2020 yılında da bu istikrar devam edecek. Dünya Bankası olarak biz Türkiye'de yüzde 3'lük bir büyüme ön görüyoruz. 2021 yılı için de yüzde 4'lük bir büyüme ön görüyoruz" diye konuştu.
"Bölgedeki jeopolitik riskler Türkiye'nin 2020 yılındaki ekonomisine zorluklar doğurabilecek"
2020 yılında Türkiye'nin yatırımlarını etkileyeceği faktörlere de değinen Kouame, "Bölgede jeopolitik riskler var. Bölgesel bağlamda kaynaklanan riskler de var. Bunlar Türkiye'nin 2020 yılında Türk ekonomisine bir takım zorluklar doğurabilecek. İdlib'de yaşanan olaylar daha öncede söylemiştim bölgede ki gerginlikle yatırımcıları biraz daha çekingen kılabilir. Bazı yatırım kararlarını geciktirebilir. Bölgesel ortam uygun olursa beklediğimizden yüksek büyümeyi görebiliriz.
Rapordan detaylar
'Ocak 2020-Küresel Beklentiler Raporu'nun detayları Dünya Bankası Kalkınma Çalışmaları Grubu Direktörü Ayhan Köse tarafından aktarıldı.
Rapora göre, yatırım ve ticaretin geçen yılki önemli zayıflık sonrasında kademeli olarak toparlanması ile birlikte küresel ekonomik büyümenin 2020 yılında yüzde 2,5'e ulaşması bekleniyor, ancak aşağı yönlü riskler devam ediyor.
Gelişmiş ekonomiler grubunda, kısmen imalatta devam eden yumuşaklığın da etkisiyle 2020 yılında büyümenin yüzde 1,4'e inmesi bekleniyor.
Yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerdeki büyüme hızının bu yıl yüzde 4,1'e yükselmesi bekleniyor. Ancak bu yükseliş geniş tabanlı değil, daha ziyade bazıları önemli bir zayıflık döneminden çıkan bir grup büyük ekonominin performansındaki iyileşme ile destekleneceği varsayılıyor.
Yükselen piyasaların ve gelişmekte olan ekonomilerin yaklaşık 3'te 1'inin bu yıl beklenenden zayıf ihracat ve yatırımlar sebebiyle yavaşlaması bekleniyor.