Dünya Bankası, "Küresel Ekonomik Beklentiler (GEP) raporunun (GEP) Ocak 2018 sayısını yayımladı.
Dünya Bankası, gelişen ve yükselen ekonomilere yönelik beklentilerini ise sadece 2017 için revize etti.
Buna göre, aralarında Çin, Rusya, Hindistan ve Türkiye'nin de bulunduğu bu grubun 2017'ye ilişkin büyüme tahmini yüzde 4,1'den yüzde 4,3'e yükseltildi. 2018 ve 2019 yıllarına yönelik beklentiler ise sırasıyla yüzde 4,5 ve 4,7 seviyelerinde sabit tutuldu.
Bu grupta yer alan ülkelerden Çin'in büyüme beklentileri 2017 için yüzde 6,5'ten 6,8'e ve 2018 için yüzde 6,3'ten 6,4'e çıkarıldı. Ülkenin 2019'da ise yüzde 6,3 büyüyeceği öngörüsünde bulunuldu.
Rusya'ya ilişkin 2017 ve 2018 beklentilerinin her ikisi yüzde 1,7'ye yükseltildi. Bu yıllara yönelik büyüme oranları bir önceki GEP raporunda sırasıyla 1,3 ve 1,4 olarak belirlenmişti. Ülkenin 2019 ve 2020 yıllarında ise yüzde 1,8 genişleyeceği tahmin edildi.
Öte yandan, raporda Hindistan'a yönelik beklentilerin aşağı yönlü revize edildiği bilgisine yer verildi. Daha önceki raporda 2017'de yüzde 7,2 büyümesi beklenen Hindistan, yeni projeksiyonlara göre 6,7 büyüme kaydetti. Ülkenin 2018 ve 2019 büyüme tahminleri de 0,2 puan düşürülerek yüzde 7,3 ve 7,5'e çekildi.
TÜRKİYE'NİN BÜYÜME BEKLENTİSİ YÜKSELTİLDİ
Raporda, Türkiye'ye ilişkin büyüme beklentilerinde yapılan büyük değişikliğe işaret edildi. Bir önceki GEP raporunda yüzde 3,5 olarak açıklandıktan sonra geçen ekimde yayınlanan bir başka raporda yüzde 4'e yükseltilen 2017 büyüme beklentisi, yüzde 6,7'ye çıkarıldı.
2018 ve 2019 büyüme beklentileri ise yüzde 3,5 ve yüzde 4 ile ekim ayında açıklanan bir önceki seviyelerinde sabit tutuldu.
Raporda, "Türkiye'nin beklenenden çok daha hızlı toparlanmasında mali ve parasal desteğin önemli payı olduğu" bilgisine yer verildi.
Ayrıca, Avrupa Birliği ülkelerindeki ekonomik toparlanma ve Türk lirasındaki değer kaybının etkisiyle artan ihracatın büyümeye katkı sağladığı bildirildi.
'TÜRKİYE GÖZE ÇARPAN İSTİSNA'
Rapordaki "Avrupa ve Orta Asya'da Potansiyel Büyüme" başlığıyla yapılan değerlendirmelerde, bölge ülkelerine yönelik potansiyel büyümenin verimlilik artışı ile elverişsiz demografik faktörler nedeniyle düşük olduğu vurgulandı.
Bu bölümde, Türkiye'nin göze çarpan bir istisna oluşturduğu vurgulanırken, "Türkiye'de çalışma çağı nüfusunun güçlü artışı sürdürmesi potansiyel büyüme görünümünü destekliyor." ifadeleri kullanıldı.