Turan, "Türkiye'nin harcadığı tüm elektrik enerjisini sağlamak için kurmanız gereken güneş panellerinin toplamı Tuz Gölü kadardır" dedi.
ODTÜ'nün Bilkent Kampüsünde 12 yıl önce kurulan Güneş Enerjisi Araştırma Merkezi, gelişen endüstrilerin de takibiyle beraber çok özel bir laboratuvar haline getirildi. Hem temel araştırmaların yapılabildiği hem de firmalarla birlikte uygulamaya yönelik araştırmaların yapılabildiği merkezde her gün güneş enerjisini elektrik enerjisine ve ısı enerjisine dönüştüren teknolojilerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılıyor. GÜNAM, bu teknolojilerin araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yapıldığı Avrupa'nın sayılı merkezleri arasında yer alıyor.
'FOSİL YAKIT KULLANMAKTAN VAZGEÇMELİYİZ'
ODTÜ GÜNAM kurucu üyesi ve yönetim kurulu başkanı Prof. Dr. Raşit Turan, atmosferdeki karbondioksit miktarı artıkça dünya atmosferinin ısındığını, bunun sonucunda iklim değişikliği olaylarını gözlemlediklerini söyledi. Turan, "Atmosferin sıcaklığı her yıl bir miktar daha artıyor. Ve beklenen o ki eğer bunun karşısında bir önlem alınmazsa bir süre sonra bu geri dönülmez bir şekilde iklimin değişmesi söz konusu olacak. Bu da kuraklık, sel gibi büyük doğa olayları olarak karşımıza çıkacak. Dolayısıyla iklim değişikliğinin önüne geçilmesi gerekiyor. İklim değişikliğinin önüne geçmek için yapılması gereken en önemli şey fosil yakıtlarının kullanımından vazgeçmektir. Yani bizim artık odun yakmaktan, doğal gaz yakmaktan, kömür yakmaktan vazgeçmemiz gerekiyor. Alternatif enerji kaynaklarının başında güneş enerjisi geliyor. Bizim ihtiyacımız olan enerjinin binlerce katını güneş enerjisi bize sağlıyor; her şeyimizi güneş enerjisinden sağlamamız mümkün" diye konuştu.
'DAHA ÇOK AVRUPA'DA TANINIYORUZ'
Prof. Dr. Turan, güneş panellerinin elektrik üretiminde kullanılması gerektiğini belirterek, "Türkiye'nin harcadığı tüm elektrik enerjisini sağlamak için kurmanız gereken güneş panellerinin toplamı Tuz Gölü kadardır. Dolayısıyla alanla ilgili bir sıkıntımız yok. Türkiye'de çok sayıda ve hiç kullanılmayan bu işe uygun birçok alan var; özellikle Güney Toroslar bu iş için çok uygundur. Türkiye'de bir alan ya da arazi sıkıntısı söz konusu değil. Biz de burada güneş panellerinde kullanılan hücrelerin üretimini gerçekleştiriyoruz. Bunu AR-GE düzeyinde yapıyoruz. Üretimimiz prototip düzeydedir. Asıl kütlesel üretimi firmaların yapması gerekiyor. Bunu yapan firmalar da Türkiye'de oluşuyor. ODTÜ GÜNAM Türkiye'de tanındığından daha çok Avrupa'da tanınıyor. Bir çok Avrupa kuruluşu bizi çok iyi biliyor. Bizim yaptığımız AR-GE onların da ilgisini çekiyor. Onlarla birlikte ortak projeler de üretiyoruz. Avrupa'da bu işin başını çeken Almanya, güneş zengini ve bunu konuya ilgi gösteren İspanya, Hollanda gibi ülkelerdeki araştırma kuruluşlarıyla ortak projelerimiz oluyor. Katar'la ilişkiler yürütüyoruz. Aynı şekilde Pakistan'daki bir şirketle iletişimimiz söz konusu. Hedef ülkelerden bir tanesi Çin bizim için önümüzdeki dönemde" dedi.
'HEDEFİMİZ YÜKSEK TEKNOLOJİLER ÜRETMEK'
Türkiye'nin güneş enerjisi konusunda önünde çok büyük fırsatlar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Turan, "Hiçbir enerji teknolojisi güneş enerjisi kadar yerlileştirilemez bu kadar kısa sürede. Bu konuda Türkiye'nin önünde çok büyük fırsatlar var; kendi markasını oluşturma, kendi ekosistemini oluşturmak gibi. Güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren bu sistemlerde yerlilik ve millilik oranını bir anda yüzde 80'lerin üzerine çıkarmak hiç zor bir işlem değil. Onun burada yapılabilirliği çok mümkün. Örneğin araba konusunda Türkiye'nin girişimleri var. Ama bir araba markası oluşturmak çok zor bir iş. Dünyanın birçok ülkesinde çok gelişmiş ve oturmuş araba markaları var. Sizin orada kendinize bir yer açmanız o kadar kolay değil. Ama yeni gelişmekte olan güneş enerjileri teknolojileri sektöründe daha ortada bilindik bir marka bile yok. Türkiye şu anda elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 4'ünü güneşten sağlıyor. Bu oran çok hızlı bir şekilde yüzde 50'lere ulaşabilir. Güneş enerjisi teknolojisi üretiminde de yüzde 80'lere ulaşabiliriz. Yani bu sistemlerin üretimindeki yerlilik payının yüzde 80'lere çıkması çok hızlı bir şekilde gerçekleşebilir. Biz burada 12 yıldır bu işle uğraşıyoruz. Birçok bilgi geliştirdik. Ve şirketlere bunu aktarmaya çalışıyoruz. Ve bizim hedefimiz Türkiye'yi bu orta gelir bölgesinden çıkararak katma değeri yüksek teknolojik ürünler üreten bir ülke haline getirmek" ifadelerini kullandı.
DHA