Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu yarın bir toplantı yaparak faiz ile ilgili kararını da açıklayacak.Finansal piyasa uzmanları ise bu toplantıdan da faizde aşağı ya da yukarı yönlü bir hareketlenmenin olmayacağı, faizlerin sabit tutulacağı yönünde ağırlıklı bir görüş içerisinde.
Yüzde 19'luk faizin biraz gevşetilmesi gerektiği üzerinde duranların gerekçesi ise bir miktar da olsa rahatlamanın sağlanacağı kanaatinde olmaları.
Gerek enflasyonun bozulan eğilimi gerekse dolarizasyonda tam olarak sağlanamayan denge de buna birer gerekçe olarak gösteriliyor.Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın Amerikan Merkez Bankası'nın (fed) attığı ve atacağı adımları izlediği de bilinen bir gerçek.
Farklı görüşler mevcut
Bazı ekonomistler ise şu görüşte; "Bankanın ilave bir sıkılaşma yapıp yapmayacağı yakından takip ediliyor. Küçük de olsa bir faiz artışı opsiyonel olarak değerlendirilebilir. Böyle bir opsiyon Merkez bankasının sabit adımlarının küçük oynamalardan cesaretle piyasalara bakıp ilerisi için umudunu koruyabilmesi ekseninde psikolojik bir etki yaratabilir. Piyasa dinamikleri ve gelişmelere bakıldığında da ne temmuz açısından ne de önümüzdeki ağustos için bir indirim beklenmediğini görebiliriz"
Uluslararası gelişmelerin etkisi
Haziran ayı enflasyonunun yüzde 17,5 olarak kayıtlara geçmesi ve enerji fiyatlarında gerçekleşin fiyat yükselişlerinin de bir şekilde dengelenmesi gerektiği yönünde açıklamalarda bulunan ekonomistler de var. Politika faizi ile enflasyon arasındaki farkın 1,5 baz puana inmesi beklentisine paralel sıkılaştırmada küçük çözülmelerin olabileceği işaretini vermekte.
Üretici fiyatları endeksindeki gelişme enflasyonal etkisini göstermiş değil. Uluslararasa alana bakıldığında petrol fiyatlarında yaşanan artışlar da yüksek enflasyan için riskler barındırıyor ve bunun da elimine edilmesi kaçınılmaz. Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı yüzde 0,75 gerileyerek 75,43 dolardan işlem görmekte.
Amerikan merkez bankasının önümüzdeki aylarda sıkılaştırmacı yaklaşım sergilemesi beklenebilir. Türkiye'nin de içerisinde bulunduğu gelişme sürecindeki ülkelerin merkez bankaları da bu opsiyona hazırlanıyor.
Merkez bankalarının pozisyonu
Brezilya, Meksika, Rusya gibi Merkez bankaları faiz artırımı için kararlar aldı.Bunun diğer ülke bankalarınca da devam edeceği bekleniyor. Para politikalarının sıkılık derecesi, buna bağlı olarak enflasyonla faiz farkını gösteren reel faiz pozisyonu, tapering döneminde gelişmekte olan ülkeler açısından yatırım kriteri olabilir, taperingin finansal piyasalara etkisi sanılandan derin olursa daha da önemli hale gelecektir.
Yüzde 13- 14'lere düşer mi?
Para Politikası Kurulu yarın 147te yapacağı toplantıyla birlikte faiz ile ilgili kararını açıklayacak. Bu eksende Merkez'in üçüncü çeyrekte gevşemeye gidebileceği yönende değerlendirmeler de yapılıyor. Merkez Bankası'nın temmuz ayında parasal gevşemeye başlayabileceği belirtilirken bu yıl sonuna kadar politika faizinin yüzde 14'lere kadar gerileceği beyanları da mevcut.Ekonomist görüşleri arasında 1 puanlık artışla faizin 20'ye çıkacağını kaydedenler olduğu gibi yıl sonu faiz beklentisinin yüzde 13'lerde öngörenler de yüzde 18'e düşebileceği yönünde kanaate sahip.