Fed'in para politikası zorda!
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) son toplantısında şahinleşen tonu küresel piyasalarda oynaklığı artırırken, analistler, Fed'in para piyasalarında hamlelerini oldukça ustaca yapması gerektiğini ifade ediyor.

Oluşturma Tarihi: 2021-07-08 11:12:16

Güncelleme Tarihi: 2021-07-08 11:12:16

Fed, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla birlikte piyasalardaki çöküşü önlemek için trilyonlarca dolarlık önlemleri bir biri ardına aldı. Aşılama sonrası toparlanma sürecine giren ABD ekonomisinde artan enflasyon baskısı, alınan ultra güvercin kararları tersine çevirmeyi gerektirirken, atılacak para politikası adımlarının bir çok alanda oynaklığı ciddi şekilde artırma riski bulunuyor.

Dün açıklanan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantı tutanaklarında Fed yetkililerinin varlık alımlarının henüz istenilen gelişmeyi sağlamadığı vurgulansa da yetkililerin varlık alımlarını azaltmayı konuşmaya başladıkları görüldü.

Buna göre, Fed yetkilileri gelecek toplantılarda ekonomik durumu göz önünde bulundurarak varlık alımlarının azaltılmasına ilişkin yol haritası üzerinde tartışmayı kabul etti.

Bazı üyeler ise konut piyasasındaki değerlemeleri göz önüne alarak İpoteğe Dayalı Menkul Kıymet (MBS) alımlarının azaltılmasının tahvil alımlarından önce yapılmasının yararlı olacağını ifade etti.

Fed halihazırda, her ay 80 milyar dolarlık hazine tahvili ve 40 milyar dolarlık MBS alımı gerçekleştirirken, konut fiyatlarının tarihi yüksek seviyelerde olması ve 2008 küresel finans krizi tecrübesi, varlık alımlarına ilişkin Fed'in yönlendirmelerini yakından izlemeyi zorunlu hale getiriyor.

Öte yandan, ABD hazinesi Kovid-19 önlemleri kapsamında borçlanma tavanını kaldırmış ve nihayetinde Hazinenin bilançosu 1,75 trilyon doları aşmasının ardından 750 milyar dolar seviyelerine kadar gerilemişti. Ancak, ay sonunda yeniden tahsis edilmesi beklenen ABD hazinesinin borçlanma sınırının, finansal piyasalardaki likiditeyi ciddi şekilde azaltması bekleniyor.

Analistler, Fed'in varlık alımlarını azaltılmaya başlamadan önce attığı ters repo işlemleri (RRP) gibi adımların ve borçlanma sınırının halihazırda trilyonlarca doların yer değiştirmesi anlamına geldiğini bildirerek, bu miktardaki rotasyonların riskleri de beraberinde getirdiğini söyledi.

Para piyasalarında likidite korkusu

ABD'de repo ve RRP'leri yürütmekle görevli New York Fed, FOMC'nin talimatı üzerine RRP'ye ödediği faiz oranını yüzde 0'dan yüzde 0,05'e yükseltirken, Fed'in sterilizasyona başlamasıyla birlikte işlemlerdeki hacim gecelik 1 trilyon dolar seviyelerine yaklaştı.

Fed'in RRP adımı sonrası ABD'nin 3 aylık hazine bonosunun faizi haziranın ikinci yarısından itibaren yüzde 0,05 seviyesinin üzerini test etmeye başladı.

Analistler, sterilizasyonun sıkılaştırıcı bir para politikası adımı olduğunu hatırlatarak, söz konusu getiri fırsatıyla birlikte ABD hazine bonolarının piyasada satılmasının ve bankaların RRP' yönelmesinin likidite sıkıntısı oluşturabileceğini kaydetti.

Fed'in sterilizasyonu parasal fonların ellerindeki likiditeyi RRP'de değerlendirmesi veya likite yakın varlıklar olan hazine bonolarının vade sonu satışından elde edilen geliri RRP'de kullanılmasını sağlayarak yapabileceğini ifade eden analistler, her iki durumda da piyasadaki likiditenin azalacağını dile getirdi.

Analistler, el değiştiren miktarın büyüklüğünün riskleri de beraberinde getirdiğine dikkati çekerek, 1 trilyon doları geçmesi beklenen RRP'de Fed'in söz konusu işlemleri oldukça ustaca yapması gerektiğini vurguladı.

Bununla birlikte, ABD Hazinesi'nin Kovid-19 salgını sebebiyle kaldırdığı borçlanma tavanını yeniden uygulamaya almasının beklendiğini aktaran analistler, bu adımla birlikte ABD hazinesine ait bono arzında 400 milyar dolarlık azalma olmasının beklendiğini aktardı.

Analistler, ABD'de ağustos sonuna kadar vadesi dolacak hazine bonolarının tutarının 1 trilyon dolar civarında olduğunun hesaplandığını kaydederek, atılan adımlar sonrası bankacılık sisteminden 400 milyar dolara yakın likiditenin çekilebileceğini ifade etti.

ABD konut piyasasında son 30 yılın en hızlı fiyat artışları görüldü

ABD'de 2008 krizinin kaynağını oluşturan konut kredileri (Mortgage) piyasalarda oynaklığı artırabilecek bir başka etken olarak görülüyor.

Nobel ödüllü iktisatçı Robert Schiller'in konut fiyat endeksine göre mayısta ABD'de konut fiyatları yıllık bazda yüzde 14,6 artarak son 30 yılın en hızlı yükselişini gerçekleştirdi.

FOMC tutanaklarında MBS alımlarının azaltılmaya başlanmasının konuşulması ise konut piyasasında yavaşlayan satışlar ve yüksek fiyatlar sebebiyle finansal piyasalarda risk oluşturuyor.

Analistler, Fed'in konut piyasasındaki yüksek fiyatlar sebebiyle bu alandaki adımlarının finansal oynaklığı artırabileceğini kaydederek, konut fiyatlarındaki olası sert düşüşlerin finansal sistemi zor durumda bırakabileceğini bildirdi.

Fed'in MBS alımlarının, piyasalardaki faiz riskini yüklendiğini aktaran analistler, böylece uzun dönemli varlık fiyatlarında istikrarı sağlamaya çalıştığını dile getirdi.

Analistler, ABD'de 30 yıllık konut kredi faizinin yüzde 3,1'e yükseldiğini hatırlatarak, ABD'de ocak ayından bu yana konut satışlarının yavaşladığına dikkati çekti.

Fed'in varlık alımlarını azaltmaya başlamasıyla birlikte artması beklenen faiz oranlarının, konut kredilerinin yenilenmesini zorlaştırabileceğini ifade eden analistler, tarihi yüksek seviyelerdeki konut piyasasındaki oynaklıkların finansal sistemi etkileyebileceğini kaydetti.

AA