Ağustosta başlayan ve yaklaşık iki ay süren fındık hasadı sona erdi. Fındığını toplayan üreticiler, mahsullerini kuruttuktan sonra tüccar ve sanayicilerin yolunu tuttu. Sanayiciler, serbest piyasada 23 ile 25 liradan aldıkları fındığı işleyerek yurt dışına ihraç etmeye başladı. İhracat sezonunda geçen yıl eylül-ekim aylarında 53 bin 664 ton iç fındık ihraç edilirken bu yıl aynı dönemde ihracat rakamı 61 bin 344 tona ulaştı. Bu ihracattan ise 404 milyon 370 bin dolar gelir elde edildi.
'8 BİN TONLUK ARTIŞ'
KFMİB Yönetim Kurulu Üyesi Cem Şenocak, bu yıl fındık üretimi yapılan diğer ülkelerin rekoltelerinin düşük olduğunu açıkladı. Dünya fındık üretiminde yaşanan bu düşüşün Türk fındığının lehine bir durum olduğunu belirten Şenocak, "Bu yıl en az 330 bin ton iç fındık ihracatı bekliyoruz. Dünyada, bizden sonraki en önemli üretici ülke konumunda olan İtalya'da bu sene fındığın az olması Türk fındığının, ihracatının ve imalatının lehine olan bir durum. Eylül ve ekim ayında ise geçtiğimiz yıl 53 bin 664 bin ton iç fındık ihracatı yapıldı. Bu yıl ise yaklaşık 8 bin ton ihracatta artış yaşandı ve ihracatımız 61 bin 344 tona yükseldi. Bu rakamların ilerleyen günlerde daha da yükseleceğini düşünüyorum. Bu kapsamda geçen sene tüm ihracat sezonunda 290 bin ton olan ihracatımızın bu yıl en az 330 bin ton iç fındık olması öngörülüyor. Aynı zamanda iç piyasada da tüketimimiz devam ediyor. Bu sene 150 bin ton civarında da kabuklu olarak da bir iç piyasa tüketimi bekleniyor. Bu da Türkiye'nin lehinedir. Genel olarak Türk fındığı ihracatında olumlu bir ihracat sezonu” diye konuştu.
'ALAN BAZLI GELİR DESTEĞİ VERİLMELİ'
Doğu Karadeniz'de engebeli arazilerde yapılan fındık tarımının düz ovalara göre dezavantaj oluşturduğunu ifade eden Şenocak, “Ordu ve Giresun illeri özellikle dünya fındığının yüzde 35'ini üreten iki il. Dünyada fındık ticaretinin başlamasına öncü olan iki il, en eski dikimlerin olduğu bölge. 1900'lü yılların başında dikim olduğu için miras yoluyla bölünmeler ve göçten dolayı bahçeler küçük bahçeler haline geldi. Üreticimizin ortalama geliri bu bölgede komik rakamlara düştü. Haliyle fındığa karşı bir ilgisizlik oluşuyor. Bir aile burada 10-15 bin lira gelir elde ederken, düz ovada fındık üreten bir aile 200-300 bin lira gelir elde edebiliyor. Fındığın anavatanı olan Doğu Karadeniz'de bir ayrıcalık olması gerektiğini düşünüyorum. Bu ayrıcalıkta genel olarak Alan Bazlı Gelir Desteği modeliyle gerçekleştirilebiliyor. Bu meyilli arazilerde verilen destekleme modelini arazisinin üzerinde olan, iyi tarım uygulayan çiftçimize daha fazla vermek ve teşvik etmek kanalıyla destekleme oluşması gerektiğini düşünüyorum. Bu destekleme hem bu bölgedeki üreticilerin fındığa olan ilgisini arttıracaktır hem göçü önleyecektir” şeklinde konuştu.
‘BÖLGE KORUMA ALTINA ALINMALI'
Sosyal olarak bu bölgenin bir şekilde koruma altına alınması gerektiğini kaydeden Şenocak, "Fındığın bölgemizde yaşatılması, korunması, özellikle miras yoluyla arazi bölünmesini yaşamış çiftçimizin desteklenmesi hem ihracatımız hem sanayicimiz hem çiftçimiz bakımından çok önemlidir. Bu bölgede yaşayan çiftçinin başka bir gelir şansı yoktur. Fındıkla tüm geçimini sağlar. Sağlıkta, eğitimde, zaruri ihtiyaçlarını buradan elde ettiği gelirle sağlar. Onun için fındığın anavatanı olan bu bölgenin ayrıcalıklarını iyi görmek lazım. Yeni oluşan bölgelerle fındık üretimi anlamında korkunç farklılar var. Küçük çiftçimizi daha fazla alan bazlı gelir destek modeliyle desteklenmesiyle doğru olduğunu düşünüyoruz” dedi.